Toplumların Dinamosu / Kuban Cangir

Kuban Cangir

Bir millet her nesilde yeniden doğar demiş şair. Sözün önemi ortada. Bütün toplumlarda yetişmiş kesim yetişecek kesim hakkında kararlar verir yollar çizer bir fikir bir görev yükler. Yüklediği fikir ve görev doğrudur yanlıştır o başka bir konu fakat sonuçta gerçekten toplum o nesilde yeniden doğar ya da ÖLÜR. Doğan yeni toplumun kalitesi, bilinç seviyesi, dünyada kendine edindiği yer yeniden çizilir yeniden yorumlanır uzun lafın kısası toplumun yeni nesli her toplumda doğası gereği toplumun kaderini de beraberinde getirir, değiştir, dönüştürür veyahut sonunu getirir. Özelikle de hem globalde hem Türkiyede görünen resim Z jenerasyonu olarak adlandırılan ve benim de içinde olduğum yaş aralığındaki bireylerden emsali olmayan bir beklenti olduğu yönünde. Bu beklenti tabiki mevcut konjonktürün bir ürünü çünkü dünyadaki ekonomik, kültürel, siyasi ve jeopolitik belirsizlik genç-yaşlı herkesin kafasını karıştırıyor. Böyle bir ortamda tabiki biz Kafkaslılar da dönüp kendimize bakıyoruz ve bir gelecek tahayyülü yapmaya çalışıyoruz. İşte tam da bu noktada Gençlik Çalıştayı ve benzeri etkinlikler göze çarpıyor. Toplumumuz yaşlılara olan hürmetiyle ve saygıda kusur etmemesiyle bilinen bir toplum fakat bu güzel özelliğimizi korumaya çalışırken arkadan gelen nesle şimdiden toplum hakkında düşünme ve çalışma fırsatı verilmez ise günü geldiğinde toplum için karar alan, düşünen, çalışan bir nesil bulamayabiliriz. Durum bu iken Gençlik Çalıştayı ve benzeri etkinliklerin önemi fark edilirse kendisini gösteriyor. Peki toplandık toplandık da ne yaptık? En önce ve en önemlisi bence tanıştık, kaynaştık, beraber olmaktan keyif aldık. Benim daha öncesinde ne federasyon ne derneklerle pek ilgim alakam söz konusu değildi bu gibi kurumlarla mentor-menti projesi vasıtasıyla tanıştım dolayısıyla bu ortam son derece eksik kaldığım bir ortamdı. Toplantının bir diğer aşırı önem taşıyan özelliği ise 120 gencin toplumunun siyasi, ekonomik, kültürel varlığı ve bu varlığın geleceği ile ilgili kafa yorması idi. Bu durum yazının başında değindiğim yeniden doğmanın aslında reel karşılığıdır ve son derece önemlidir. Eksik, fazla, yanlış, doğru ne dersek diyelim bir vizyon ve misyon belirleme etkinliğiydi aslında çalıştay. Benim bireysel deneyimim bu açıdan çok ama çok olumlu ve ümit verici. Etkinliğin yapıldığı günden beri kelimelerle tarif edilemez bir motivasyon edindim diyebilirim. O günlerden beri hem toplum için hem de topluma daha iyi katkı sunabilmek adına kendim için neler yapabilirim neler öğrenebilirim düşüncesi hiç olmadığı kadar gerçek bir şekilde zihnimde yer edindi ve hem çok hırslı hem de çok umutluyum. Tabiki yazıyı bu süreçte ve umarım ki gelecekte de bana destek olmuş ve olacak bütün ekibime, süreç içinde tanıştığım ve hayatıma kattığım yeni dostlarıma, Kariyer Günü’nden beri desteğiyle hep yanımda olan Ömer Atalar ve Talha Ölmez’e, etkinliğin ev sahipliğini yapan Apeas Group’a sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Genciz, güçlüyüz ve buradayız diyerek sözlerimi sonlandırıyor okuyucuya da zamanından dolayı teşekkür ediyorum…

Share