Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) bünyesinde düzenlenen “Meşe Altı Toplantıları” yaklaşık 2 yıllık aranın ardından 21 Aralık Perşembe akşamı tekrardan başladı. Zoom uygulamasında online olarak yapılan toplantının konusu “2024’ten Beklentilerimiz” idi. Farklı bölgelerden ve oluşumlardan katılan gençlerin kendilerini tanıtması ve fikirlerini paylaşmasıyla başladı.
Bu toplantıları gençlerin gerek birbirilerini tanıması adına gerek yeni bilgiler ve fikirler edinmesi adına önemli buluyorum. Nitekim ben de bu düşünce ile katıldım.
Toplantının tanışma kısmından sonra “Nasıl Bir KAFFED?” sorusuyla devam edildi. Bu soru paralelinde gençler KAFFED’ten beklentilerini ve hayal ettikleri KAFFED’i dile getirdiler. Maddi açıdan daha kuvvetli bir KAFFED’ten, kültürel alanda daha destekleyici, geçmişin birikimini koruyarak geleceğe aktarımını sağlayacak KAFFED’e birçok farklı düşünce söylendi.
Mevcut kurumsallığın yenilenerek toplumumuzu ileriye götürecek dinamik bir yapının inşası ile ”örgütlü KAFFED” şeklinde fikirlerini dile getirdiler. Kuşaklar arası iletişim, yeni kuşaklara ulaşmak ve yeni kuşakları çekmek üzerine de fikirler söylendi. Toplantıya katılan herkes samimi bir şekilde düşüncelerini dile getirdi ve ortada bir fikir havuzu oluştu.
Takibinde toplantının gündemi olan ‘’2024’ten Beklentilerimiz’’ hakkında katılımcılara görüşleri soruldu. Ben kişisel olarak 2024 yılına Çerkes Soykırım ve Sürgünü’nün 160. yılı çerçevesinde bakıyorum. Soykırım ve sürgünün 160. yılı sebebiyle, Çerkesya coğrafyasındaki kurumlarla kopma noktasına gelen ilişkileri düzeltme ve yeni bir başlangıç için fırsat olarak görülmesi gerektiğini görüyorum. Bu doğrultuda uzlaşmaya açık, yapıcı bir tutum sergilenmesi halinde her iki taraf için de yararlı olacağına inanıyorum.
Biz Türkiye Çerkesleri olarak varoluş mücadelemizi sürdürmek için gösterdiğimiz çabanın elbette bir karşılığı olacaktır. Bunun en önemli ayağı “Dönüş Hareketi”ni tekrardan canlandırmaktır. 7’den 70’e bu farkındalığı yaratmak, bu mücadelede sarfedilen çabaların en gerçekçi adımı olacaktır. Çünkü gerek dünyada gerek ülkedeki şartlar Çerkeslerin aleyhinde gelişiyor. Bu etkiler illa ki doğrudan olmak zorunda da değildir. Unutulmamalıdır ki kendi kaderimizi tayin edemediğimiz her coğrafyada ve şartta olumsuz gelişmelerin dağınık halkımıza zararı daha yüksek olacak.
Belki bu olumsuz gidişatın toplumumuza etkileri hemen ortaya çıkmaz. Ancak yakın gelecekte, ömrümüz el verdiği ölçüde bu sonuçları hep birlikte göreceğimize inanıyorum. Temennim halkımızın daha müreffeh ve gerçekçi hedeflerin izinde ilerleyeceği sağlıklı ve barış içinde bir yıl olmasıdır…