Dünya Çerkes Birliği (DÇB) İle Olmaz

 

Rusya Federasyonu yasalarına göre 1991 yılında Nalçik’te kurulan DÇB’nin kuruluş amaçları arasında, Çerkes kültürü ve dilinin korunması ve gelişimine olanak sağlanması, Çerkesce için tek ve standart bir yazı dilinin oluşturulması, Çerkeslerin karşılaştığı siyasi ve ekonomik sorunlara çözüm aranması,Diaspora Çerkeslerinin Kafkasya’ya dönmesine yardımcı olunması,Uluslararası Çerkes organizasyonları arasındaki iş birliğinin artırılması konuları yer almaktaydı. Ancak özellikle son 19 yılda gelinen noktada bu temel amaçların göz ardı edildiği, kimi zaman ise tam tersi eylem ve söylemlere imza atıldığı bilinen bir gerçektir.

Böylelikle DÇB Çerkes kültürü ve toplumuna hizmet eden bir kurum olmaktan çıkmış, özellikle son 5 yılda tartışmalı ve kabul edilmesi güç eylemlere imza atmıştır.

Toplumumuzun faydasına olduğunu hiçbir şekilde söyleyemeyeceğimiz bu tartışmalı söylem ve eylemlerden bazıları şu şekilde sıralanabilir ;

  • -DÇB Yönetimleri tarafından,Çerkes halkının 300 yılı aşan özgürlük savaşının yok sayılarak Kabardey’in Rusya’ya sözde “GÖNÜLLÜ” katılımının 450. ve 460. yıldönümü kutlamalarının(!) organize edilmesi,
ul>
  • - DÇB’nin “Anadilimizi Rusya Federasyonu koruyor” şeklindeki anlaşılamaz beyanındaki ısrarı bir yana, , Anavatanda anadilde eğitimin seçmeli ders haline getirilmesi konusunda duyarsız kalması,
ul>
  • - DÇB’nin ‘’DÇB ve kendine bağlı tüm kurumlar Rusya Federasyonu yanlısıdır (!)’’ beyanı
ul>
  • -Çerkes halkının sorunlarını dile getirmek için uluslararası faaliyetlerde bulunan aktivistlerin aşırılıkçı olarak tanımlanması ve bunlarla mücadele için Rusya Federasyonu’ndan fon talebinde bulunulması.
ul>
  • -Tsipine Aslan, Aslan Jukov, Suadin Pşukov, Kazbek Gekkiev, Timur Kuaşev gibi kişilere yönelik suikastlara ses çıkarılmaması;
ul>
  • - DÇB’nin 2014 Soçi Kış Olimpiyatlarına destek vermesi
ul>
  • -Türkiye ile Rusya Federasyonu arasında 2015 yılında yaşanan “uçak düşürme krizi” sürecinde Anavatanda oturma izni almış olan kişilerin bu izinlerinin iptali ve Anavatana seyahat edenlerin keyfi olarak alınmamaları gibi gelişmeler karşısında hiçbir tepki gösterilmemesi
ul>
  • -2016 yılında, DÇB Başkanının, 21 Mayıs anma törenlerine katılmak üzere  Anavatana giden kafilenin sınırdan geri çevrilmesiyle ilgili olarak verdiği demeçte dernek başkanlarının da içinde bulunduğu kafileden “provokatör” olarak bahsetmesi.
ul>
  • -21 Mayıs Sürgün ve Soykırımını anmak amacıyla köyünde geleneksel bir anma faaliyetinde bulunan  Ruslan Guaşev’in, “izinsiz gösteri yaptığı” gerekçesiyle idari para cezasına çarptırılması ve buna karşılık olarak  başladığı açlık grevinin Diasporada oldukça ses getirmesine ve toplumun her kesimi tarafından tepki gösterilmesine rağmen, DÇB tarafından görmezden gelinmesi;
ul>

10   -2018 yılında 9.sunu düzenlediğimiz ve 40.000’den fazla insanımızın katıldığı Uluslararası festivalimize    anavatandan davetli olarak katılacak sanatçıların katılımlarını engellemeye yönelik DÇB girişimleri

p>

Önceki yıllarda da defaatle kamuoyu ile paylaştık. Son olarak KAFFED genel kurulunda da dile getirdiğimiz üzere  atılacak en önemli adım, ‘ama’sız ‘fakat’sız DÇB üyeliğinin sonlandırılmasıdır.

Bu noktada üyeliğin devam etmesinin zaruri olduğunu düşünenlerce bazı sorular gündeme getirilmektedir.

  1. Anavatanla ilişkilerimiz zarar görür mü?
  2. li>
ol>

Anavatanla ilişkilerimizde DÇB’nin olumlu yönde hiçbir katkısı olmadığı gibi, DÇB elindeki gücü ve yetkiyi, diasporanın ve üye Xase’lerin kontrol edilmesi, aykırı ses çıkaran yöneticilerinin tasfiye edilmesi için kullanmaktadır. Diğer yandan gerek Rusya gerekse anavatan ile olan ilişkilerimizin büyükelçilik, cumhurbaşkanlıkları, bakanlıklar, üniversiteler gibi doğrudan kurumlar aracılığıyla yürütülebileceği de göz ardı edilemez.

  1. Anavatandaki üniversitelere öğrenci gönderme imkânsızlaşır mı?
  2. li>
ol>

Anavatandaki üniversitelerde okuyacak öğrencileri Rusya Federasyonu’nun Türkiye Büyükelçiliği bünyesinde yer alan bir ajans belirlemektedir. Bu süreçte yapılan mülakata KAFFED temsilcisi de katılmaktadır. DÇB’nin Anavatanda bulunan üniversitelere öğrenci gönderme konusunda yetkisi ve dahli bulunmamaktadır. DÇB ile ilişkilerin askıya alındığı dönemde de KAFFED Anavatana üniversite öğrenimi için öğrenci göndermiş, ayrıca Anavatandan gelen öğrencileri Türkiye’de misafir etmiştir. Kaldı ki DÇB üyesi olmayan Federasyonlar hatta dernekler de eğitim konusunda çeşitli organizasyonlar yapabilmektedir.

  1. Anavatana dönüş yapanlar yeni sorunlarla yüz yüze gelebilir mi?
  2. li>
ol>

Kuruluş amaçlarında yer almasına rağmen 2000 yılından bu yana dönüş ile ilgili DÇB’nin hiçbir somut çalışması olmadığı aşikar olup, iki ülke arasında yaşanan uçak krizinde anavatana dönüş yapmış soydaşlarımızın yaşadığı zorluklara karşı sergilenen umursamaz tutum bu anlamda fikir verebilir.

  1. Kaffed üyelikten ayrılırsa yerini başka oluşumlar doldurur mu?
  2. li>
ol>

Bu söylem, DÇB yöneticileri tarafından KAFFED-DÇB ilişkileri dondurulduğu sırada tehdit unsuru olarak kullanılan en önemli argüman olup pratikte bir karşılığı bulunmamaktadır. KAFFED’in yıllar içinde oluşturduğu kurumsal hafızası, birikimi, kapasitesi ve ilişki ağı göz önüne alındığında, KAFFED kendi gücünün farkına varmalı, bu ve benzeri tehditlere boyun eğmemelidir. Dolayısıyla KAFFED’siz bir DÇB’nin varlığını sürdürebilmesi mümkün değildir.

  1. Üyelikten ayrılmak yerine kurum içinde kalarak DÇB ıslah edilebilir mi?
  2. li>
ol>

Gerek değişen KAFFED yönetim kurulları gerekse DÇB yönetim kurullarının, DÇB bünyesinde kalınarak kurumun Çerkes halkı yararına değişebileceği yönündeki düşünce ve tutumlarının sonuçsuz kaldığı son 19 yıl içinde açık biçimde görülmüştür. Her ne kadar kuruluş amacı ve çalışmaları bir noktaya kadar doğru ve umut verici olsa da sonuç itibariyle KAFFED’in dolayısıyla toplumumuzun geleceği için bize ayak bağı olmaktan öteye gitmeyen bu kurumdan ayrılma zamanı gelmiştir.

 

 Kayseri Kafkas Derneği Delegasyonu


nan



Kaffed

Share