Sözlü Tarih Nedir?

Geçmiş deneyimlerin, tanıklıkların anlatıcının izniyle sansürsüz bir biçimde kaydı, deşifresi ve arşivleme çalışması olarak tanımlanan sözlü tarih, bir araştırma ve tarih saptama yöntemidir. Bu yöntemle, kişilerle görüşülerek anıları kaydedilir ve tarihi açıdan önemli olan sözlü kaynaklar belgelenir. Bireysel tarihle toplumsal tarihin çakışma noktasında sözlü tarih vardır.

+''+

Sözlü tarih bir bilimsel disiplinden çok bir bilimsel yöntemidir. Ancak disiplin olarak tarihe yakındır ve antropoloji ile benzerlikler gösterir. Çünkü sözlü tarih çalışması salt bir kayıt faaliyeti değildir. Görüşme hazırlığı, görüşme süreci ve sonrası "katılımcı gözlemcilik" tekniklerinin de kullanıldığı bir anlama faaliyetidir. Sözlü tarihçiler tıpkı antropologlar gibi, bir kişi ya da grubun davranış kültürünü onunla kurdukları ilişki içinde yaşayarak anlamaya çalışmakta ve böylece kaydedilen sözlerini tamamlayan raporlar oluşturmaktadır. Ancak aradaki fark, antropologların bu işlemi yıllara yayılan sürelerde yapması, sözlü tarihçilerin ise saatlere bağlı olmasıdır.

Sözlü tarih 1960'lı yıllarda batıda gelişmeye başlamıştır. Klasik tarih yöntemleri daha çok üst sınıfların belirlediği tarihi saptamaktadır. Buna karşılık sözlü tarih daha çok alt sınıfların tarihini oluşturmada kullanılan bir yöntem olmuştur. Böyle olmakla birlikte sözlü tarihçiler klasik tarihi yadsımamışlar onunla birlikte sözlü tarih yöntemini kullanmışlardır.

Sözlü tarihin geleneksel biçimi kişisel yaşam öykülerinin saptanmasıdır. Böyle olduğu için kişisel arşivler önem kazanmaya başlamıştır. Ancak zamanla kurum tarihi, olay tarihi sözlü tarih çalışma konuları arasına girmiştir.

Sözlü tarih, kişileri günlük yaşam felsefecileri olarak görmektedir. Kişi, anılarını ve yaşadıklarını anlatırken asla bir iletken değildir. Anlatılar, kişinin hayatı kavrayış tarzıyla yoğrulan ürünlerdir. Yaşanmış olanla kişinin anısı arasında bir yeniden üretim süreci vardır. Bize ulaşan bu yeni üründür. Ve bu yeni ürünün içinde hikaye edenin, tüm bireysel özellikleri vardır.

Bu nedenle sözlü tarih ürünleri tamamlayıcı belgeler olarak tanımlanmaktadır. Diğer tarihsel belgeleri tamamlayan, teyit eden veya çürüten ya da destekleyen işlevleri vardır. Bir konuda hiçbir yazılı belge yoksa işte o zaman yöntemine uygun sağlanmış sözlü tarih belgeleri aksi kanıtlanıncaya kadar gerçeğe uygun kabul edilebilir.

Sözlü tarihin temel ilkesi görüşülecek kişinin korunmasıdır. Görüşülen kişiyi korumak üstün değerdir. Görüşülecek kişinin hakları üstün haklardır. İlkesel olarak bire bir görüşme esastır. Ayrıca focus grup çalışması denen bir biçim de kullanılmaktadır. Ancak bu grup çalışması geleneksel biçime göre çok daha zordur. Bu çalışma tipinde kişisel yaşam öyküsü yerine somut bir konu ya da sorun eksenli görüşme esas alınmaktadır. Odak grup çalışması özellikle kurum tarihlerinde veya aynı olayla ilgili görüşülecek kişi sayısının çok fazla olduğu çalışmalarda denenebilecek bir yöntemdir.

Bir özetleme yapmak gerekirse; sözlü tarih görüşmeleri, günümüzde tarih, antropoloji, toplumbilim ve halkbilim araştırmalarında gitgide yaygınlaşan bir araç haline gelmektedir. Böylece geçmişe tanık olmuş veya katılmış olanlardan, bu geçmiş hakkında bilgi, yani olaylar, insanlar, kararlar ve süreçler hakkında yazılı belgelerde ve kayıtlarda bulunmayan veriler toplanmaktadır. Sözlü tarih çalışmaları esas olarak belleğe dayalı yapılır. Bilindiği gibi, bellek, geçmişi kaydetmenin her zaman güncelle ve bireysel psikolojiyle biçimlenen öznel bir aygıtıdır. Dolayısıyla sözlü tarih çalışmaları, bireysel değerlerin ve eylemlerin geçmişi nasıl biçimlendirdiğini ve geçmişin bugünkü değerleri ve eylemleri nasıl biçimlendirdiğini de ortaya çıkartan bir araç olmaktadır.

Her sözlü tarih çalışması aslında benzersiz, eşi olmayan bir olaydır; bu da, bu çalışmanın keyifli yanıdır. Her ne kadar genel kabul gören, izlenmesi gereken bir takım kural ve yöntemler varsa da, "sözlü tarihin nasıl yapılacağını öğrenmenin biricik yolu, sözlü tarihi yapmaktır".

Sözlü Tarih Çalışmasına İlişkin Hazırlık ve Uygulama Sorunları

p>

Görüşme araçları olarak; video kaydı, kaset teyp kaydı, yaka mikrofonu kullanılmalı, zorunlu hallerde açık uçlu sorularla anket tekniği kullanılabilir.

Esas olan birebir görüşme olmakla birlikte bu çalışmada grup görüşmeleri yapılması zorunlu gözükmektedir. Ancak grup görüşmeleri sonucu, elde edilecek ürünlerin bilimsel ölçütlere uygun olması için "tarih sohbetleri" biçiminden farklı tarzlar uygulamak gerekecektir. Bu uygulamada öncelikli ilke konu ya da olay eksenli grup görüşmesi organizasyonudur. Ayrıca, bu görüşmelerde, görüşme planının (konu başlıklarını ve soruları içeren) önceden gruba katılacaklara verilmesi ve hazırlık yapmalarının sağlanması istenilebilir. Aynı olaya ilişkin farklı anılar arasındaki birbirini çürüten aktarımların ayıklanması (örneğin mantıksal tutarsızlıklar, anakronizm, tarih çelişkileri gibi...) veya farklılıkların bütünlük içerisinde ifade edilmesi konusunda çeşitli yöntemler (tartışma tekrarı, yazılı belgelere başvurma, başka tanıklıkları devreye sokma gibi) kullanılması gerekebilir.

Daha sonra araştırma sahasının tanımlanması gerekmektedir ve ön hazırlık, (teknik hazırlık, psikolojik hazırlık, bilgilenme) görüşme planı ve formları, randevu, görüşme yeri, görüşme yöntemi, görüşme süresi konularında bir rapor hazırlanması gerekmektedir.

Kayıt işlemi ve çözümleme; teyit işlemi, orijinal kaynağın korunması, ürünlerin görsel-işitsel ve yazınsal alanlarda araştırmacıların kullanımına açma, doğrudan bilimsel çalışmalarda yararlanma, doğrudan öyküler olarak yayınlama, arşiv çalışması ve teknikleri (orijinal ve türev kaynaklar yönünden), izin belgeleri, yasal sorunlar ve önlemler, kullanıma açma ve açıklama sorunları olarak sıralanabilecek bir çok ayrıntıyı içeren bu projenin, ayrıntılar düzeyindeki hazırlığı yapılmalıdır. Ayrıca dijital ortamda arşiv için hazırlıklar sözlü tarih çalışmaları başlamadan tamamlanmalıdır. Arşivlemede de dijital ortam ile klasik arşiv birlikte kullanılmalıdır.

+'



'+Kaffed

Share