Bu sayımızda, diapora ve sürgün kavramlarını tartışan ve okuyucularımızın ilgi ile okuyacaklarını umduğumuz bir yazıya yer veriyoruz. Bu yazı, İsrail devletinin kuruluşunun 50. yıldönümü vesilesiyle Steve Israel tarafından hazırlanan bir çalışmanın kavramların tartışıldığı "Giriş" bölümünü oluşturmaktadır. Israel, bu yazısında Yahudi toplumu açısından "diaspora" ve "sürgün" kavramları arasındaki önemli farklılığa dikkat çekiyor.
+''+Terimler Tartışması
İsrail-diaspora ilişkileriyle ilgili bütün tartışmaların terimlerin incelenmesiyle başlaması gerekir ve bizim buradaki tartışmamızın özünü de bu oluşturmaktadır.
Eretz İsrail dışındaki Yahudi dünyasını tanımlamak için kullanılan iki terim vardır. Her ne kadar aynı fiziksel gerçeklikle ilgili olsalar dahi bunlar anlamları açısından farklıdır. DİASPORA kelimesi dağıtmak anlamına gelen Yunanca bir kelimeden kaynaklanan, Yahudilerin dünyasını, içinde Yahudilerin farklı ülkelerde yaşadığı bir dünya olarak, nesnel bir şekilde tanımlayan, değer yargısı içermeyen bir kelimedir. Aynı gerçekliği, değer yargısı yüklü bir şekilde tanımlayan bir başka kelime ise GALUT (ya da GOLA) olup bu kelime sürgün anlamına gelir.
Dünyadaki Yahudi topluluklarını tanımlamada Galut ya da sürgün teriminin kullanılması, bu toplulukların doğal olmayan ve istenmeyen bir varoluş halini yaşadıklarını gösterir. İnsanların sürgünde oldukları durumlarda, bu kişilerin her hangi bir sebeple yanlış bir yerde yaşadıkları kabulü söz konusudur. Kendi yurtlarında yaşamaları çok daha doğal bir durumdur... Diğer bir deyişle, dünyanın dağınık halde yaşayan Yahudi topluluklarını tanımlamakta Galut teriminin kullanılması, bu doğal olmayan durumu onaylamayan ve sık sık bu durumun sona ermesi ve Galut'daki kişilerin yurtlarına dönmesi umuduna dayanan bu dünyaya yönelik bir tavra işaret eder.
Ayrım Yapmak
Bu iki terim arasındaki geleneksel ayrım, bunları, Yahudi tarihinde farklı zamanlarda oluşan ayrı iki nesnel durumun tanımlamasına dayanmaktadır.
Eretz İsrail'de Yahudi egemenliğinin olduğu dönemlerde (İlk Tapınak Devri, İkinci Tapınak Devri, Modern İsrail Devleti), egemenlik alanı dışındaki alanlar genel olarak diaspora olarak nitelendirilirken, İsrail topraklarında Yahudi egemenliği olmadığı diğer dönemlerde ise Yahudi toplulukları Galut olarak nitelendirilmiştir. Birinci bağlamda ima edilen Yahudi topluluklarının dağınık olmasının gönüllü bir durum olduğudur. (Çünkü kendilerinin İsrail'de yaşama seçeneği vardır). Diğer taraftan egemenliğin olmadığı durumlarda ise böylesi bir seçim söz konusu değildir ve bu yüzden bu dönemlere sürgün dönemi denir.
Geleneksel Yahudi teolojisi açısından Galut, İlahi Cezalandırmanın bir sonucu olarak görülür. İnanışa göre Tanrı, Yahudileri, Torah'da uyardığı gibi günahları için dünyadaki milletler arasına dağıtarak cezalandırmıştır. Bu durumda Yahudilerin üzerine düşen, Tanrı'nın öfkesini geçirerek İlahi Hükmü tersine çevirmek ve böylece Galut sürecini tersine çevirip Yahudilerin kendi topraklarına dönmelerini sağlamaktır. Burada, bu ayrım açıklık sağlamak amacıyla kullanılmaktadır. Ancak bu ayrımın kesinlikle kati bir ayrım olmadığı ve evrensel olarak kabul görmediğinin vurgulanması gerekir.
Günümüzde Terminolojinin Önemi
İsrail-diaspora ilişkileriyle ilgili tartışmalarda, dünyanın faklı yerlerinde yaşayan Yahudilerin kendilerini diasporada (yani bireylerin isteyebileceği gönüllü bir durum) yaşıyor görürken diğer Yahudilerin bunları doğal olmayan ve istenmeyen bir Galut durumunda yaşıyor görmelerinin tamamen mümkün olduğuna açıklık getirmek önemlidir. Kimi Yahudi topluluklarını karakterize eden bu durum, değişik Yahudi grupları arasında önemli derecede şaşkınlık, kırgınlık ve gerginlik yaratmıştır.
Ancak bu gerginlik, modern bir olgu olarak ortaya çıkmaktadır. Özgürleşme döneminin başlangıcına kadar (Batı Avrupa'da 18. yüzyılın sonu), Yahudilerin çoğunluğunun, egemenliklerinin olmadığı dönemlerde Galut durumunda yaşadıkları düşüncesini kabul etmekte en azından dış görünüşte de olsa istekli oldukları görülmektedir. Dışarıda yaşayan Yahudi topluluklarının İsrail topraklarına yönelik ilişkilerinin doğasının tamamı binlerce yıldır bu varsayıma dayanmıştır.
+''+Steve Israel