Berd Canbolat
Toplumumuzun siyasette daha etkili temsil edilmesi gerektiği; bunun için de bu alanda bilgi ve tecrübemizi artırmamız gerektiği konusunda yaygın bir kanaate sahibiz. Bundan hareketle Boğaziçi Avrupa Siyaset Okulu yaz dönemi eğitim programına başvurdum ve kabul alarak 25 Mayıs- 1 Haziran 2025 tarihleri arasında eğitimlere katıldım. Başvurumun kabul almasında Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) ve Ankara Çerkes Derneği bünyesindeki sivil toplum etkinliklerine aktif katılımım önemli bir rol oynadı. Ben de etkinlikte toplumumuzu ve kimliğimizi en iyi şekilde temsil etmeye gayret ettim.
İstanbul’da Avrupa Konseyi Okulları Ağı’nın bir parçası olarak 2014 yılında kurulan Avrupa Siyaset Okulu, çalışmalarını Boğaziçi Avrupa Siyaset Okulu Derneği bünyesinde sürdürmektedir. Program Arter Çağdaş Sanat Alanı’nda düzenleniyor. Sosyal politikalar, göç, çevre, iletişim, toplumsal cinsiyet, insan hakları, dış politika, adalet, ekonomi gibi 24 farklı başlıkta yoğun ve etkileşimli oturumlar gerçekleştirildi.
Okul, yılda iki kez düzenlediği eğitimler, yurt içi ve yurt dışında gerçekleştirdiği etkinlikler aracılığıyla Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen farklı siyasi arka planlara sahip 25-35 yaş arası gençlerle farklı politika alternatifleri üzerine konuşmayı, onlara siyasette, sivil toplumda ve yerel yönetimlerde hedeflerini gerçekleştirme yolunda yardımcı olabilecek temel becerileri kazandırmayı amaçlamaktadır. Eğitimler her yıl kış ve yaz olarak 2 kez düzenlenmektedir.
Yaz Programında farklı kesimlerden 17 şehirden 30 genç katılımcı ile beraber yer aldım. Mezunlarının çoğu önemli konumlara ulaşmış bu köklü eğitim kurumunda eğitim almak benim için çok değerli bir tecrübe oldu. Farklı fikir ve görüşlerden gelen siyasi parti ve sivil toplum temsilcileri ile etkileşimde bulunmak hem bireysel açıdan hem de toplumumuz açısından değerliydi. Sınırların ve kısıtlamaların kaybolduğu, bütünleşmiş ve aynı zamanda kültürel farklılıkların da içinde barındığı bir dünya idealine ulaşılması kültürlerin etkileşimini zorunlu kılmaktadır. İçinden geçtiğimiz zorlu süreçler kötü bir reklam arası olarak değerlendirilmeli ve toplumsal diyalog kanalları asla kapatılmamalıdır.
Her biri alanında uzman ve tek bir programda bir araya gelmesi oldukça zor olan eğitimci kadrosundan aldığımız eğitimler, zihinlerimizin özgür çalışmasına ve sorgulama yoluyla yeni soru işaretleri oluşmasına katkı sunmuştur. Demokrasiye duyulan inancı tazeleyen, hukukun üstünlüğünü bir metinden ibaret görmeyen, farklılıklar arasında köprü kurmaya inanan bir anlayışla karşılaşmak, baskılanan düşünce dünyalarımız için oldukça umut verici oldu. Evrensel değerlerin önemini tekrar hatırladığımız bu günlerde önemli bir düşünce limanı olan bu yapıda bir eğitim almış olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Başka arkadaşlarımızın da bu eğitimi almak için çalışma yapmaları onlar açısından pozitif bir ayrışma sağlayacaktır.
Toplumumuzun tanıtılması, farklı kültürler ile etkileşim içerisinde olunması ve arkadaşlarımızın evrensel değerlere bağlılığının güçlenmesi açısından bu tarz sivil toplum platformlara daha fazla ve daha etkin katılmamız gerektiğini düşünüyorum. Özgür, eşit ve kardeşçe bir yaşam için farklılıklarımız ile bir bütün oluşturabilmenin en olumlu yolu ulusal ve uluslararası çalışmalara katılmaktan geçmektedir.