Bir Yazar Bir Eser: GUPSE/ Burhan ÇINAR

Yemuz Nevzat Tarakçı

Yazı dizimizin bu ayki konuğu, mesleki başarılarıyla tanınan aksiyon insanı Burhan Çınar ve raflarda yerini alan, dumanı üstünde “Gupse” romanı.
Burhan Çınar, pek çok alanda toplumuna rehber olmuş, ilkleri gerçekleştirmiş başarılı, samimi bir entelektüel.
Yaşamında azim ve gayreti, üretkenliği öncelemiş bu birikimli, duygulu duyarlı insan Burhan Çınar, “Gupse” romanıyla yazarlık serüvenine adımını atıyor.
İnsan yeter ki kendine güvensin; yeteneklerine inanarak potansiyel gücünü ortaya koyabilsin, sonrası kolay… Sökün edip gelir başarılar.
Burhan Çınar’ın kaleme aldığı fakir, öksüz, köylü, Çerkes kızı “Gupse” nın başarı öyküsü tam da bunu, bu özellikleri anlatıyor. Roman kahramanı Gupse de yazarımız gibi inanmış, azmetmiş, gereğini yapmış ve başarmış.
O, kendi şifresini çözmüş, başarıdan başarıya koşmuş bir genç kız.
İnsan yeter ki ümit ve hayallerine sıkıca sarılsın!
Seferber olur bir anda, zaman ve mekân. / Neden olmasın neden? / Sorup soruştururdu, okuyup araştırırdı deden!



TEBRİKLER BURHAN ÇNAR

Bazen insanların hayatlarını değiştiren kısacık bir söz, yaşanan bir olay veya incecik bir kitaptır.
İşte size, fakir, öksüz, köylü, Çerkes kızı Gupse’nın başarı öyküsü.
Kitabın gücüne inanan Çınar’ı tebrik ediyor, yürekten kutluyor, yeni eserlerini bekliyoruz.

“GUPSE” ve VOVA YAYINLARI
Fakir, öksüz, köylü, Çerkes kızı Gupse’nın başarı öyküsünü anlatan “Gupse” Vova yayınları logosunu taşıyor. “Gupse’nın okuyucusu bol olsun!” diyor, “Gupse” yi alkışlıyoruz!



BURHAN ÇINAR KİMDİR?

1949 tarihinde Amasya Hamamözü ilçesinde doğdu. İlkokulu Hamamözü’nde, ortaokulu Sungurlu’da teyzesinin yanında okudu. Çorum Öğretmen Okulu’nu bitirdikten sonra bir yıl ilkokul öğretmenliği yaptı. Sonra Trabzon Fatih Eğitim Enstitüsü Matematik bölümünü (KTÜ Eğitim Fakültesi) bitirdi. Üç yıl Çankırı Kurşunlu Lisesinde öğretmenlik yaptı. Amasya Hamamozü Ortaokul müdürlüğü, Amasya Ziyaret Kasabası Ortaokul müdürlüğü, Çorum Merkez Bedrikarafakioğlu İlköğretim Okulu Müdürlüğü yaptı. Burada okula İngilizce dil laboratuvarı açtı. Türkiye’de bir ilk olarak okulda Sürücü Kursu açtı. İstanbul Şişli Lisesinde Matematik öğretmenliği yaptı. Sabah gazetesinin açtığı bir kampanyada 6 bin 700 kişi arasından ‘Vatandaş Ali Bey’ olarak gazeteciliğe başladı. Sarı basın kartı aldı. Emekli oldu. Bağcılar Belediye Başkan danışmanlığı yaptı. Meltem televizyonun da yıllarca “Ekosektör” adıyla ekonomi programları yaptı.

KİTAPTAN KISA KISA
Roman, evin Maliye Bakanı, Setenay’ın annesi idi. Onun beslediği tavuk sayısı, hiçbir zaman yüzün altına düşmezdi. Her ilkbaharda en az 20 tavuk kuluçkaya yatar, yaklaşık 300 civciv çıkarırlardı… İfadeleriyle başlıyor.
… Sen iki gündür okula gitmemişsin, söyle bakalım neredeydin?
“Baba, ben okuldan korkuyorum, çünkü hiç Türkçe bilmiyorum!” diyerek ağlamaya başladı.
… Ana dili Çerkesçe olan çocuklar yavaş yavaş Türkçeyi öğrenmeye başlamışlardı. “Gel, kalk, otur…” gibi kelimeleri öğrendiler.



TÜRKÇE BİLMEYEN ÇERKES ÇOCUKLARI

…Bir gün öğretmen yumurta kelimesini öğretecekti, tahtaya yumurta resmi çizdi, bu ne, diye sordu. Çocuklar hep bir ağızdan, “Gaga” diye cevap verdi. (O gün Türkçe bilmeyen çocuklar ne yazık ki bugün ana dillerini, Çerkesçe bilmiyorlar.) …Köyde çiftçilik öyle traktörle falan yapılmazdı. Traktör bile yoktu o zamanlar. Biçerdöver ise o mıntıkada görülmüş bir şey değildi.

ANILAR, ANILAR…
… Biri, “Su sızıyooor, sııızıyor taşların arasından, eğil de bir yol öpeyim kaşların arasından.” diye başlar ve bitirir. Arkasından bir başkası ise “Kağızman’a ısmarladım nargile…” diye devam ederdi. Yolculuğun en keyifli bölümü ise ormanlık bölgede çam ormanının ıslıkları arasında şarkılı, türkülü geçen bu bölüm olurdu.

KAFKASYA GÖÇMENİ
Setenay’ın dedesi de Kafkasya göçmeni bir Adıge’ydi. Tüm malı, mülkü Kafkasya’da bırakıp Türkiye’ye genç yaşında göç etmiş biriydi.

ÇERKESÇE ve ÇERKES DANSLARI
Ahmet, her gün iki saat Çerkesçe ders alarak Çerkesçeyi 6 ayda öğrendi. Bir taraftan da Kafkas derneğine giderek Kafkas danslarını öğrendi. Zaman zaman Setenay ile evde Kafkas oyunları oynarlardı.

XABZE
“Dedemler, neden burayı terk edip İstanbul’a gittiler?” diye düşünmeye başladı. Ahmet’in babadan zengin biri olmasından dolayı Setenay tedirgindi. Zaman zaman “Benimle evlenir mi acaba?” diye içinden geçiriyordu. Ama Çerkeslerde kızın, erkeğe evlilik teklif etmesi hoş karşılanmazdı.

KAŞEN
Karlı bir kış akşamıydı, hava kararmış, sokak lambalarının altında lapa lapa kar yağıyordu. El ele tutuşup gezmeye çıktılar. Yolda yürürken Ahmet, eğilerek Setenay’a Çerkesçe “Kaşen olalım mı?” diye kulağına fısıldadı, yani sevgili olalım mı, dedi.
…Mehmet Efendi, yolda yürürken “Uzun olur gemilerin direği.” Şarkısını mırıldandı. Arkasından “Biliyor musunuz, ben annenizi vapurda kandırıp evlenmeye ‘evet!’ dedirttim.” diye espri yaptı.
…Setenay’ın annesi ve babası, komşuları karı kocanın trafik kazasında öldüğünü ve ilk okulu bitirmiş bir kızlarının ortada kaldığını, onu da yanlarına aldıklarını, anlattılar.



KIZIN ADI “GUPSE”

Ahmet ve karısı, bu kızı biz alalım, büyütelim, der gibi bakıştılar. Kızın adı Grupse’ydi. Sonunda kızı da alıp İstanbul’a getirdiler.
…Gupse, mutlaka senede bir defa baba ocağına gidip oradaki akrabalarını görüyordu. Giderken valizler dolusu hediyeler götürüyordu.

BAŞARIDAN BAŞARIYA
Reklam afişleri caddelerde, billboardlarda sergilenmeye başlıyor. Artık Gupse’yi tüm ülke tanımaya başlamıştı.
Milli Takım Avrupa seçmelerine katılmak üzere Antalya’da kampa giriyor. İki ay kampta kalıyorlar.
Gupse, maçlarda fiziği ile davranışları ile takıma yön vermesi ile en çok dikkat çeken bir oyuncu oluyor. Tribünler “Gupse, Gupse!” diye çınlıyor.
… Gupse, İtalya’da olduğu günler sabah ve akşam olmak üzere her gün iki defa ailesini telefonla arar, hâl hatır sorar, yardımcılarından bilgi alırdı.
… Artık Türkiye’de oynayacak ve ailesini yalnız bırakmayacaktı, aynı zamanda milli takımda da yer alacaktı.
… Gupse’ye takımı tarafından teknik direktörlük teklifi yapılır…

“İYİ Kİ GUPSE KIZIMIZ VAR!”
Hava alanında binlerce kişi karşıladı. “Gupse, Gupse!” diye de tezahürat yapıyordu.
Herkes çok mutluydu, içlerinden “İyi ki Gupse kızımız var!” diyorlardı.
… Gupse, tüm halk tarafından tanınmış olup çok sevilmektedir. Anketlerde hep Gupse ismi önde çıkmaktadır ancak kendi özel işlerinin yoğunluğu sebebiyle Sağlık Bakanlığı’ndan istifa eder.
… Cumhurbaşkanı Gupse’yi bırakmaz, ona Cumhurbaşkanı başdanışmanlığı görevini teklif eder.
… Türkiye Cumhuriyetleri ile ilişkiler çok iyi gitmektedir…

GUPSE KAFKASYA’DA
Kafkasya’da Adıgey Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Gupse Hanım’dan voleybol konusunda yardım ister. Voleybol milli takımlarını çalıştıracak birini istemektedir.
… Cumhurbaşkanının tensipleri ile Gupse, parasını kendi cebinden ödeyerek iyi bir koçu oraya gönderir.
… İşler kaldığı yerden hız kesmeden devam etmekte ve bütün dünya Türkiye’yi kıskanmaktadır.

TEMENNİ
Umarım duyarlı toplumumuz, bu güzel eserden gereği gibi faydalanır, “Gupse” çok kişiye ulaşır, çok kişi tarafından okunur.
Umarım halkımız daha fazla okur, daha çok sorgular; kendisine, tarihine, kültürüne, sanatçısına, bir avuç yazar ve çizerine, şairine daha çok sahip çıkar, sanat ve edebiyatta daha çok derinleşir, daha fazla zenginleşir.
Tarihi, kültürü, kimliği ile barışık, huzur içinde yaşayan daha müreffeh bir toplum temennisiyle.

Share