Biz diasporanın anavatan hasreti çeken çocukları, gençleriyiz. Her zaman aklımızdan geçen atalarımızın yaşadığı toprakların havasını solumak, oraları keşfetmek belki de oralara geri dönebilmekti. İnsan ait olduğu yere varınca daha iyi anlıyor yaşanmış soykırımın aslında ne denli büyük olduğunu...
Ben Vubıhların neredeyse soyu tükenmek üzere olan sülalerinden Demder sülalesine mensubum. Kafkasyada köyümüz yakılıyor ve zar zor kurtulabilenler anavatanından çaresizlikle ayrılıyor. Yıllarca bu acıyı bilerek yaşıyorsun da kendi gözlerinle vatanını görünce asıl o zaman gerçekten anlıyorsun. Vatanımdan koparılsam da artık orda olmasam da oraya aittim. Benliğimi unutmamıştım ve asla unutmayacaktım ne çekilmiş acıları ne de kim olduğumu. Bunu soykırım da sürgün de değiştiremezdi.
Vatanına varınca havasını soluyunca anlıyorsun, kalbinin içi sıcacık oluyor ve buraya ait olduğunu farkediyorsun. Gezdiğim, gördüğüm her toprak parçasının, her taşın bir anlamı var. Oraları görmek, tanımak benim için yaşanması paha biçilemez bir keyifti. Bu hayalimizi KAFFED sayesinde gerçekleştirdik. Anavatanda kalmış adetleri gördük. Dilimizi bilmesekte hiçbir zaman yabancılaştırılmış hissetmedik, tüm kalbimizle hep oraya aittik. Adigeyden arkadaşlar edindik, her zaman kapılarını çalabileceğimiz sıcaklıkta kişiler tanıdık. Köylere misafir olduk. Gerçek misafirliği tattık. Aynı bayrağın altında maalesef ki farklı dilleri konuşan kişilerdik ama hissettiklerimiz aynıydı. Yıllar önce hepimiz aynı acıları yaşadık bugün orada aynı sofrayı paylaştık. Hiçbirimiz dönmek istemedik. Kalbimizi orada anılarımızı yanımızda getirdik. Gezdik, gördük, eğlendik, duygulandık, anladık, hissettik.
Adigey bize birbirinden farklı duyguları aynı anda yaşattırdı. Özümü bulup, anadilimi öğrenip tekrar gidebilmek isteğiyle bindim dönüş uçağına.
Anavatandan çok çok selam ve bol güzel anılar getirdik.
nan
Demderaph Esra Akar