Toplumumuzun ve Kurumlarımızın Siyaset ile İmtihanı

Çerkes Soykırımı ve Sürgünü sonrası dağıldığımız coğrafyalarda halkımız çeşitli biçimlerde siyaset ve yönetim ile ilişkiler geliştirmiştir. Gerek Osmanlı İmparatorluğu döneminde gerek kuruluş sürecinden itibaren Türkiye Cumhuriyeti içerisinde Çerkesler siyasetin ve yönetimin içerisinde yer almışlardır. Ancak özellikle son yıllara kadar dünya ve ülke konjonktürünün de etkisi ile bu yer alış, genellikle Çerkes kimliğini fazla ön plana çıkartmadan olmuştur.

Öncesinde de çeşitli çalışmalar yapılmış olmakla beraber, Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun (KAFFED) 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü etkinlikleri çerçevesinde 13-14 Aralık 2014 tarihlerinde Ankara’da düzenlediği “150. Yılda Çerkesler-Güncel ve Gelecek Konferansı”nda, siyaset dahil kamusal alanlara kendi kimliğimizle daha nitelikli şekilde etki etmemiz gerektiği konusunda genel bir mutabakat oluşmuştur. Sonrasında ise siyasette tecrübe sahibi kanaat önderlerimiz ile yapılan yuvarlak masa toplantıları ile konu daha detaylı şekilde tartışılmıştır.

Bu toplantıların sonuçları KAFFED yetkili organlarında değerlendirilerek, siyaset kurumu ile ilişkilerin geliştirilmesi, taleplerimizin daha etkili şekilde siyasi mecralara aktarılması, kurumlarımızın ve toplumumuzun bu konularda daha bilinçli hareket etmesi amacı ile çeşitli adımlar atılmıştır. Ülkedeki demografik dağılımımız ve halkımızın siyasi çeşitliliği göz önüne alınarak izlenmesi gereken en makul yol belirlenmeye çalışılmıştır. Bu dönem Yönetim Kurulu içerisinde de bu alandaki işleri yürütmek üzere Siyaset ve Lobi Çalışma Grubu kurulmuştur. Süreç içerisinde çeşitli acemilikler yaşanmış ve zaman zaman hatalar da yapılmıştır. Ama genel hatları ile kurumsal görüşmelerimizde tabanımızdan ve muhataplarımızdan aldığımız geri bildirimler siyasetin etkili şekilde kullanılmasının gerektiği ve bu istikamette devam edilmesi yönündedir.

Federasyonumuzun ve üye derneklerimizin temsil ettiği üye yapısı ve toplumsal tabanı, ülkemizdeki diğer etnik ve dini gruplardan farklı olarak siyaseten oldukça renkli ve çeşitlidir. Siyasi yelpazenin her tarafında Çerkesler olduğu gibi bazen aynı sülalenin içerisinde siyasi yelpazenin her renginden insanımız olduğunu da görmekteyiz. Bunu bir sorun olarak değil zenginlik olarak görüp tüm farklı siyasi kesimlerimizin karşılıklı saygı içerisinde kimliğimize, kültürümüze ve haklarımıza ilişkin birlikte çalışmasını sağlamamız gerekiyor.

Köylerimizde geçmişte bu başarılmıştır; aynı köyde, aynı ailede her siyasi eğilimden insanlar olmuş ama asla bu durumun toplumsal birliğe engel olmasına izin verilmemiştir. Bu geleneği koruyup aynı şekilde kurumlarımızda da sürdürmemiz gerekiyor. Derneklerimizin içerisinde partisinin siyasi mücadelesini akrabalarına karşı yapan değil; partisinin içerisinde taleplerimizin mücadelesini yapan aktif siyasetçilere ihtiyacımız var.

Siyasetin içerisinde yer alırken kimliğini ve kurumlarını ikinci plana atmayan, toplumunun taleplerine ve sorunlarına duyarlı, bir ayağı siyasetin içerisinde iken bir ayağı da toplumumuzun ve kurumlarımızın içerisinde olan, toplumdan ayağını kesmeyen siyasetçilerimize toplumumuz ve kurumlarımız da her kademede gereken desteği verecektir.

KAFFED Çerkeslerin sahip olduğu hiçbir siyasi tercihe karşı veya yandaş değildir. Hiçbir partinin veya ideolojik görüşün arka bahçesi veya yandaşı olmadığı gibi hiçbir partinin de düşmanı veya karşıtı değildir. İktidarı ile muhalefeti ile tüm yasal siyasi partilere sorun ve taleplerimizi iletmek, dilimizi, kültürümüzü ve haklarımızı her siyasi mecrada dile getirmek, ülkenin bir zenginliği olarak kimliğimizin kamusal olarak korunmasını ve geliştirilmesini sağlamak zorundayız.

Bu çalışmaların başladığı dönemlerde TBMM’de 4 olan milletvekili sayısı kurumsal ve toplumsal çalışmaların sonucunda bilincimiz ile duyarlılığımızın artmasına paralel şekilde kademeli olarak önce 8 e sonra 12 ye çıkmıştır. Ancak 80 milyon Türkiye Nüfusu içerisinde en alçak gönüllü rakamlarla 4 milyonluk nüfusumuzun adil temsili anlamında minimum 30 milletvekili ile temsil ediliyor olmamız gerekmektedir. Çerkes nüfusunun yoğun olduğu bir çok ilde hala ve yıllardır Çerkes milletvekilimiz bulunmamaktadır. Kabinede uzun yıllardır Çerkes Bakan yok. Benzer temsilde adaletsizlik durumlarını Belediye Başkanlıklarında ve Belediye Meclis Üyeliklerinde de yaşıyoruz. 1960 larda Avrupa’ya giden “Almancılarımızdan” bulundukları ülkelerde bir çok milletvekili, belediye başkanı çıkıyor ve bununla tüm vatandaşlarımız gibi bizler de gurur duyuyoruz. Birbuçuk asırdan fazla süredir kader birliği içerisinde omuz omuza mücadele ettiğimiz ülkemizde sorumluluklarımızı fazlası ile yerine getiriyoruz; bununla doğru orantılı olarak yetki paylaşımında da hakkımız ölçüsünde yer almak durumundayız. Seçme hakkımızı kullandığımız gibi seçilme hakkımızı da kullanmak istiyoruz. Oylarımızla desteklediğimiz tüm partilerin tüm kademelerinde hakkımızdan daha azına razı değiliz, daha fazlasına da talip değiliz. Hiçbir Çerkes’in hak etmediği bir makama sırf Çerkes olduğu için gelmesine yönelik bir çaba içerisinde değiliz. Ancak hakettiği hiçbir makamdan da Çerkes olduğu için hiçbir kardeşimizin geri bırakılmasına razı olamayız. Tanıyan herkesin saygı duyduğu kültürümüz nedeni ile her bireyimizin bulunduğu pozisyonun saygınlığını yükselteceğine inanıyoruz.

Siyaset kendince erbabı olan, üniversitelerde bilim dalı olarak eğitimi verilen kompleks bir alan. Biz de toplumsal ve kurumsal olarak nispeten yeni olduğumuz bu alanda, halkımızla, üyelerimizle, kurumsal demokratik mekanizmalarımızla sürekli istişare ve işbirliği halinde toplumumuzu layık olduğu şekilde temsil edilir hale getirmek için bu alanda tecrübelerimizi artırmak durumundayız. Hatalarımızdan öğrenerek, doğrularımızı çoğaltarak ama illa da güçlü bir dayanışma ile ilerleyeceğiz. Cenazemizde, düğünümüzde ve derneğimizde yanımızda duracak olan kendi insanımızın kıymetini bilecek, asla siyasi görüşü nedeni ile toplumsal duyarlılığı olan hiçbir kardeşimizi dışlayıcı tutum içerisinde olmayacağız.

Kurumlarımız halkımızın desteği ile var olan yapılardır. Eleştirilere tüm yöneticilerimiz açıktır. Diyalog kapılarımız da sonuna kadar aynı şekilde açıktır. Kurumlarımızı yıkarak, saygınlığını zedeleyerek etkili bir toplum olamayız. Çerkes toplumunun zaten var olan saygınlığını artırıcı yaklaşımları desteklemeli ve yaygınlaştırmalıyız. Yıkıcı yaklaşımlara karşı kendi insanımızın ve kurumlarımızın yanında yer almamız siyaset dahil her alanda hakkımızı almamızı kolaylaştıracaktır.

Yakında yapılacak olan yerel seçimlerde Belediye Başkanlıkları ve Belediye Meclis Üyelikleri için adaylar ortaya çıktılar. Gönlümüzden geçen sayıda olmasa da Çerkes adaylarımız da sahada ter döküyorlar. Çerkes adaylarımız ile sorun ve taleplerimize duyarlı, toplumumuzla ve kurumlarımızla sağlıklı ve karşılıklı saygıya dayalı bir iletişim içerisinde olan Çerkes dostu adaylara öncelik vereceğiz. Gelecek seçimler için şimdiden hazırlanacak ve kendi desteklediğimiz partilerde daha fazla kardeşimizin listelerde ve yönetimde yer alması, sorun ve taleplerimizin oy verdiğimiz partilerin gündeminde daha güçlü şekilde yer alması için çalışacağız. Yıllarca nispeten sessizce direndiğimiz asimilasyon, bu denli hızlanmış ve bizi kuşatmışken başka türlüsüne gönlümüz artık razı değil!

 


nan



Kaffed

Share