29 Kasım 2015 günü yapılan Kafkas Dernekleri Federasyonu 7. Olağan Genel Kurulu'nda göreve getirilen yeni yönetim kurulunun, Genel Kurul'da sunmuş olduğu 2015-2017 Çalışma Programı'nı okuyucularımıza sunuyoruz.
p>2015-2017 Çalışma Programı
p>
Bağışla beni Baba,
Bağışla, Anayurdum!
Adıge gibi yaşamıyorum ama,
Artık, Adıgece düşünüyorum.
Anadilimi örtün üstüme,
Anadilimi örtün!
Çıplağım,
Üşüyorum.
Çetin Öner
Kafkas Dernekleri Federasyonu'nun değerli delegeleri ve kıymetli konuklarımız,
Kafkas Dernekleri Federasyonu 7. Olağan Genel Kuruluna hoş geldiniz.
Genel kurulun halkımızın geleneksel değerlerine ve kültürümüze yakışır bir şekilde geçmesini temenni eder ve sonuçlarının halkımız için hayırlı olmasını dileriz.
Genel kurullar geçmiş dönem yönetimlerinin yaptığı çalışmaların ve uygulamalarının muhasebesinin yapıldığı, kazanılan deneyimlerin taban tarafından değerlendirilerek gelecek yıllara yön verecek hedeflerin ve programların oluşturulduğu dönüm noktalarıdır.
Anavatanından zorla kopartılan ve kendi diline kültürüne ve yaşam biçimine yabancı topraklarda yaşamak zorunda bırakılan her hangi bir halkın, er ya da geç, tarihsel kimliğini kaybetmesi kaçınılmazdır.
Türkiye’de yaşayan Çerkesler bu kaçınılmaz yok oluşa karşı koymak için çeşitli dönemlerde kültür ve dayanışma dernekleri kurdular.
Tüm yasal ve sosyal zorluklara rağmen tamamen gönüllülük esasına dayalı ve çok kısıtlı imkânlarla varlıklarını devam ettiren derneklerimiz, temsilde güç birliğini sağlamak üzere bir araya gelerek, 2003 yılında Kafkas Dernekleri Federasyonu’nu (Kaffed) kurdular.
Kafkas derneklerinin federasyon çatısı altında bir araya gelmesi derneklerimizin faaliyetlerinde önemli bir gelişme sağlamıştır. Kaffed “gönüllü üyelik temelinde çalışan siyaset dışı sivil toplum örgüt” olmasına rağmen çalışmalarına her gün daha kurumsallaşarak devam etmektedir.
Kaffed’in güçlenmesi ve halkımızın sorunlarının çözümü yolunda etkili adımlar atması ancak hepimizin katkısı ve uzun soluklu çabaları ile mümkün olacaktır.
Kafkas Dernekleri Federasyonu'nun değerli delegeleri ve kıymetli konuklarımız,
Türkiye’de son on yıl içinde çok önemli sosyo-kültürel ve siyasal değişimler oldu. Demokratikleşme süreci siyasal ve toplumsal kutuplaşmanın baskısı altında. Ülkedeki etnik gruplara bazı hakların tanınmasında büyük etkisi olan Avrupa Birliği ile müzakereler durma noktasına geldi. Dikkatler ve öncelikli çabalar ülkenin yönetim yapısının değişimi üzerine yoğunlaştığından Çerkesler gibi etnik grupların varoluş mücadelesi daha az görünür oldu.
Sonuç olarak geçen yıllarda lehimize gibi görünen ortamın değişmekte olduğunu görüyoruz. Bu sürecin tüm yönleriyle ele alınması ve hak mücadelemizde yeni yöntemler geliştirilmesi gerekmektedir.
Türkiye’de bunlar olurken Kafkasya’da merkeziyetçi ve milliyetçi eğilimler güç kazanıyor. Ukrayna’da yaşanan gelişmeler sonucunda Rusya ile Batı arasında başlaması muhtemel yeni soğuk savaşın anavatan üzerinde olumsuz etkilerde bulunacağı görülüyor.
Anavatan ve diasporada yaşayan tüm Çerkesleri etkileyen bu süreçler karşısında, her iki coğrafyada bugüne kadar elde edilmiş kazanımları korumak, birlik ve dayanışma içinde oluşturulmuş bilinçli ve uzun vadeli programlar inşa ederek demokratik mücadelemizi devam etmek zorundayız.
Atalarımızdan bize miras kalan eşşiz dilimizi, kültürümüzü ve kimliğimizi korumak için her beraber kararlı bir şekilde çalışmamız gerekiyor. Bu hepimizin tarihsel sorumluluğudur. Bütün bunların bilinci ile Kafkas Dernekleri Federasyonu'nun yönetimine aday olduk.
2015-2017 döneminde Federasyon çalışmalarımızın aşağıda ana başlıklar halinde özetlediğimiz konularda yoğunlaşması gerektiğini düşünüyoruz.
Kaffed Kurumsal Yapısının Güçlendirilmesi
Hızla değişen dünyamızda aynı hızla değişen sorunlarımıza çözüm bulmak yolunda çalışan kişi veya kurumların çalışmalarının gözden geçirilmesine ve gerektiğinde değiştirilmesine her zaman ihtiyaç vardır.
2003 yılının siyasal ve toplumsal koşullarına göre belirlenmiş amaç, ilkeler, ilkeler veya örgütsel yapının günümüz koşullarına uyarlanması gerekmektedir.
Günümüz koşullarında Kaffed’in örgütsel yapısının genişletilerek siyasal, sosyal ve diplomatik alanlarda etkili olacak bir sivil toplum kuruluşuna dönüştürülmesi konusunda çalışmalar yapılmalıdır. Bu noktada Federasyon yapısı için yapılması gerekenlerin benzer şekilde derneklerimiz içinde geçerli olduğunu belirtmek gerekir.
Federasyon ve derneklerimizin yönetimsel ve örgütsel yapısı daha kapsayıcı ve demokratik olmalıdır. Federasyon ve dernek yönetimlerinde kadınların ve gençlerin daha etkili olmasını sağlayacak mekanizmalar ile birlikte katılımı artıracak yatay örgütlenme modelleri tesis edilmelidir.
Hali hazırda en önemli sorun insan kaynağıdır. Derneklerimizde tabanı genişletmek, çoğulculuğu ve katılımcılığı artırmak konularında yeni yol ve yöntemler bulunmalıdır. Gönüllü veya destekleyicilerin etkinliklere daha fazla katılımı sağlanmalıdır.
Her geçen gün çeşitlenen faaliyet alanları nedeniyle Federasyon genel merkezinde görev yapacak kişilerin mesleki nitelikleri daha bir önem kazanmıştır. Görev tanımı doğru yapılmış kadrolara konularında uzman kişiler seçilmelidir. Ve bu kadrolarda çalışanlar ile yönetim kurulu ve dernekler arasında etkin bir iletişim yöntemi belirlenmelidir.
Federasyon yapısı içinde danışma kurulu niteliği taşıyan ve derneklerimizin tabanı ile federasyon genel merkezi arasında önemli bir köprü olan Başkanlar Kurulu’nun yapısının, işlevinin ve karar alma yöntemlerinin yeniden tanımlanmalıdır.
Federasyon faaliyetlerindeki en önemli sorunlardan birisi de maddi kaynaktır. Bu kapsamda çeşitli fonlardan gelir sağlamak amacıyla proje grupları oluşturulacak ve federasyon fon havuzu kurulacaktır. Farklı kaynaklardan proje desteklerinin Federasyon ve derneklerimiz tarafından değerlendirilmesi amacıyla bir profesyonel eleman istihdam edilecek ve tüm derneklerimize proje hazırlama desteği verilecektir.
Federasyon ve derneklerin kurumsal yapılarında önemli değişimlere kapı aralayacak bütün bu konuların çözüm yollarını önümüzdeki birkaç ay içinde bölgelerde yapacağımız toplantılar ile hep birlikte arayacağız. Bu çalışmalar sonucu benimsenen öneriler doğrultusunda tüzüğümüzde gerekli değişiklikleri yapacağız.
Demokratik Taleplerimiz ve Hak Savunuculuğu
Türkiye'nin demokratikleşmesi sürecinde biz Çerkeslerin sorunlarının yeterince anlaşılmadığı, sorunlarımıza gereken önem ve özenin gösterilmediği hepimizin malumudur. Kendimizi kamuoyuna daha iyi anlatmamız, taleplerimizi her ortamda ısrarla ve sürekli bir şekilde savunmamız gerekmektedir.
Çerkes kimliğinin ifadesi ve yaşatılmasına ilişkin her türlü engelin ortadan kaldırılması, bir toplum ve kültür olarak Çerkeslerin varlığının yasal zeminlerde kabul edilmesi için daha çok gayret göstereceğiz.
Çerkes kültürünün korunması ve geliştirilmesine yönelik faaliyet gösteren tüm kurum ve kuruluşlarımızın kurumsal varlıklarını devam ettirebilmesi için destek taleplerimize devam edeceğiz.
Türkiye’nin demokratikleşmesinin önündeki en önemli engellerden birisi de ülkedeki farklı kimlik taleplerinin tanınması sorununun çözülemeyişi ve kimlik talepleri ile vatandaşlık hakları arasında bir denge kurulamayışıdır.
Bu ülkenin her yurttaşının dilini, dinini ve kültürünü istediği gibi yaşamasını engelleyen tüm yasaklar kaldırılmalıdır. Her türlü insan hakkının korunmasını ve geliştirilmesini güvence altına alan tüm uluslararası sözleşmeler, hiç bir çekince konulmadan, onaylanmalı ve uygulanmalıdır.
Artık herkes kabul etmektedir ki Türkiye’de bir anayasa sorunu vardır. Federasyonumuz tarafından daha önce TBMM Anayasa Komisyonu ve partilere iletilen yeni anayasaya dair önerilerimiz çerçevesinde, vatandaşlığı etnik kimlik, dil ve dine dayandırmadan tanımlayan, temel hak ve özgürlükleri kollayan, evrensel normlara uygun, sivil, çağdaş ve demokratik bir anayasaya talebimizi dile getirmeye devam edeceğiz.
Türkiye’de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ve uluslararası hak arama örgütleri ile ilişkilerimizi genişleterek ilkeli ve demokratik bir dayanışma içinde olacağız. Halen içinde aktif olarak temsil edildiğimiz Denge ve Denetleme Ağı (DDA) gibi diğer insan hakları örgütleriyle birlikte çalışacağız. Söz konusu kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen etkinlikler, toplantılar, konferanslar veya benzer platformlarda federasyon ve derneklerimizin temsil edilmesini sağlayacağız.
Çerkes veya Çerkes dostu siyasetçi ve milletvekillerinden oluşan “Çerkes Dostları” adı altında bir lobi grubun kurulması için çaba göstereceğiz.
Demokratik taleplerimizin benimsenmesi ve her düzeyde sahip çıkılması için bölgesel çalışmalara ve köy toplantılarına ağırlık vereceğiz.
Anadilde Eğitim
Türkiye’de etnik grupların dil ve kültürlerine karşı sistemli olarak yürütülmüş resmi politikalar üzerine gelen köyden kente göç sonrası oluşan kentli yaşam biçimi ve küreselleşmenin etkisiyle, anadilimizin/kültürümüzün yaşatılması neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Geldiğimiz bu noktada sorunun bireysel veya derneklerin çabalarıyla aşılması mümkün değildir.
Gelişmiş ülkeler kendi ulusal mevzuatlarını buna uygun tasarlamakta ve güncellemektedir. Anadilinde eğitim görmek, anadilini konuşup yaşatabilmek isteyen topluluklara çeşitli haklar tanınmaktadır. Benzer şekilde Türkiye’de de devletin farklı etnik gruplardan vatandaşlarının dillerini ve kültürlerini korumaları için sadece izin veren değil, destekleyen bir konumda olması gerekmektedir.
Sorunun diğer yanı ise “kendimizden” kaynaklanmaktadır. Anadilin öğrenilmesinde birinci adım annelerdir ve bu aşama nerdeyse işlemez hale gelmiştir. Günümüzde anadili konuşan aile büyükleri gerek çocuklarıyla gerekse kendi aralarında dilimizi kullanmaktan imtina eder hale geldiler.
Türkiye’de yaşayan ve sayıları 5-7 milyon ile ifade edilen halkımıza mensup kişilerden anadilini seçmeli derslerde tercih eden öğrenci sayı sadece 224 kişidir.
Bu kapsamda orta öğretimde hayata geçirilen “Adıgece-Abazaca” seçmeli dil dersi uygulamalarındaki sorunların çözümü ve katılımın artırılması için gerekli çalışmalar yapılacaktır. Derneklerimizdeki kursların halk eğitim merkezleri ve benzeri kuruluşlar tarafından desteklenmesi için daha önce yapılmış başvuralar takip edilecektir. Anadili öğretmenleri yetiştirilmesi, üniversitelerde açılmış olan bölüm, seçmeli ders sayısının artırılması, dil araştırma merkezlerinin kurulması ve akademik çalışmalara imkân sağlanması için çalışmalar yapılacaktır. Siyasi otorite nezdinde anadilimizde radyo ve televizyon yayınlarının başlaması konusunda girişimlere devam edilecektir.
Kendi tabanımıza yönelik olarak ise çocuklarımızın dillerini öğrenebilmeleri için aile büyüklerinin çocukları ile kendi dillerinde konuşmalarının önündeki sosyal ve psikolojik çekincelerin kaldırılması konusunda hep birlikte çalışmamız gerekmektedir.
Anavatan ile İlişkiler ve Dönüş
Dünyanın dört bir yanına dağıtılmış halkımızın diasporada yaşayan her kişi ve kurumu açısından anavatan ile ilişkiler yaşamsal önemdedir. Farklı yönetim biçimleri ve bunun getirdiği farklı dünya anlayışları içinde yaşamış anavatan ve diasporanın birbirini doğru anlaması konusunda hala kat edilmesi gereken yol vardır. Karşılıklı güven ve saygı içerisinde geleceğimizi birlikte kurmamız gereklidir.
Kalıcı ve etkili ilişkinin yollarından birisi de Türkiye ile Rusya arasında çifte vatandaşlık anlaşması yapılması ve Türkiye Çerkeslerinin anayurtları ile olan bağlarının yasal olarak kurulmasıdır. Aynı kapsamda Kafkasya'ya dönerek yerleşmek isteyenler için Rusya ile Türkiye arasında sosyal hakların transferi anlaşması yapılmalıdır.
Anavatan ile ekonomik ve kültürel ilişkilerin daha da geliştirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda üniversitelere öğrenci gönderilmesi, öğrencilere kredi ve burs sağlanması ve sorunlarının takibi için azami gayret gösterilecektir. Anavatandaki Cumhuriyet yönetimleri ile gerekli anlaşmalar yapılarak dil eğitimi, kültür, sağlık veya turizm gibi alanlarında ortak projeler geliştirilecektir.
Bütün bunları yaparken eş zamanlı olarak Türkiye ve Rusya devletinden taleplerimizi dış politika unsurlarından biri haline gelmesini ve her iki ülkenin dış politika belgesine girmesini sağlamalıyız.
Abhazya ve Güney Osetya egemen devletler olarak tanınması ve bu ülkelere yönelik izolasyonların kaldırılması için ulusal ve uluslararası zeminlerde çalışılacaktır.
Anavatan ile ilişkilerde üyesi olduğumuz Dünya Çerkes Birliği (DÇB) ile ilişkiler özellikle son yıllarda kamuoyunda daha bilinir ve takip edilir hale geldi. Anavatan ile diaspora arasında köprü işlevi gören DÇB’nin ulusal sorunlar üzerinde daha aktif çalışması için girişimlerimiz devam edecektir.
DÇB örgütlenme yapısı ve işleyişi istenilen düzeyde kurumsallaşmış değildir. DÇB bileşenleri ile DÇB genel merkezi arasında, yaşadığımız farklı ülkelerin yasaları, dünya anlayışları ve alışkanlıkları nedeniyle eşgüdüm sorunları yaşanmaktadır. Bu kapsamda DÇB yönetimine sunulan yeniden yapılanma önerilerimizin takipçisi olacağız.
Ekonomik, sosyal ve yasal altyapısı oluşturulmuş, hedefleri ve araçları iyi tanımlanmış bir şekilde uygulanması durumunda anavatana dönüş ulusal yok oluşumuza karşı en önemli çözüm yollarından birisidir.
Ancak pratik durumda, Türkiye ve anavatanda yaşanan bazı olumsuzluklar nedeniyle anavatana dönüş düşüncesi yeteri kadar gündemde yer almamaktadır.
Bu nedenle anavatana dönüş çalışmalarının, dünya üzerindeki başarılı örnekleri de incelenerek, yeniden tanımlanması ve uzun dönemli uygulanabilir bir strateji geliştirilmesi gerekmektedir. Bu stratejilerin geliştirilmesi için özellikle anavatana dönen kardeşlerimiz ve anavatandaki ilgili kuruluşlarımız ile ortak çalışmalar yapılacaktır.
Bu kapsamda anavatan ve diaspora arasında karşılıklı güveni artıracak projeler geliştirilecektir.
Suriyeli Soydaşlarımız
Diaspora Çerkeslerinin başına gelen en acı olaylardan birisi de Suriye’deki savaş nedeniyle soydaşlarımızın evlerini terk etmek zorunda kalmasıdır. Kaffed ve derneklerimiz Suriye’den gelerek Türkiye’de ikamet etmek zorunda kalan soydaşlarımıza destek olmak için ellerinden gelen tüm çabayı göstermiş, olabildiğince organize bir biçimde, misafir kardeşlerine mümkün olan her konuda yardımcı olmaya çalışmıştır.
Federasyonumuz bu sorunu Türkiye, DÇB, anavatan cumhuriyetleri ve Rusya temsilcilikleri nezdinde defalarca gündeme getirmiştir. Ayrıca anayurda dönmek isteyenlere bürokratik konularda ve maddi açıdan destek olduk.
Önümüzdeki dönemde de Türkiye’de ikamet eden Suriyeli soydaşlarımızın sorunlarının çözümüne destek olmaya devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyetindeki bürokratik sorunların çözümü için Göç İdaresi Başkanlığı nezdinde girişimlere devam edeceğiz. AB Acil Yardım Fonu gibi uluslar arası yardım fonlarından destek almaya çalışacağız.
21 Mayıs Çerkes Soykırımı ve Sürgünü
“21 Mayıs Çerkes halkının yaşama direncinin ifadesidir, direniştir, başkaldırıdır ve yeniden dirilişin tarihidir”
Çerkeslerin günümüzdeki sorunlarının en büyük nedeni 21 Mayıs 1864 tarihi ile özdeşleşen “Çerkes Soykırım ve Sürgünü” dür. Bu trajik olayın en büyük sorumlusu ise Çarlık Rusya’sıdır.
Kaffed yıllardır çeşitli ortamlarda Rus Çarlığının mirasçısı Rusya Federasyonu'ndan tarihi ile yüzleşerek 19. Yüzyıl'da Çerkes ulusuna soykırım yapıldığının kabul edilmesini, halkımıza sürgünde yaşayan ulus statüsü tanınmasını, çifte vatandaşlık pasaport hakkı verilmesini ve halkımızın kendi tarihsel topraklarına dönebilme garantisinin sağlanmasını talep etmektedir. Önümüzdeki dönemde de bu taleplerin takipçisi olacağız.
Kaffed tarafından yıllardır istikrarlı bir şekilde organize edilen 21 Mayıs etkinliklerinin formatının geliştirilmesi ve bu etkinlikler için materyal (CD, broşür, poster, vb) hazırlanması çalışmalarımız devam edecektir.
Basın ve Yayın Çalışmaları
Federasyon web sayfası ve sosyal medya (facebook, twitter, blog) daha etkin olarak kullanılacaktır. Federasyon bünyesinde bir bilgi bankası oluşturulması için çalışma başlatılacaktır.
Federasyonun medya ile ilişkilerini yürütmek üzere basın koordinatörlüğü oluşturulmasını, kamuoyu ve basın açıklamalarının tek elden yürütülmesini amaçlıyoruz.
Kafkas Dernekleri Federasyonu'nun değerli delegeleri ve kıymetli konuklarımız,
Diaspora tarihimizde kurabildiğimiz en büyük örgütümüzü tüm halklarımızın birlik ve beraberliğinden ödün vermeden sürdürmek, daha önceki yönetimlerimizin yükselttiği çıtayı daha da yükseğe taşımak, halkımıza hizmet etmek iddiası ve niyeti ile hazırladığımız çalışma/faaliyet programımızı sizlere sunmuş bulunuyoruz.
Bizler halkımıza hizmet edebileceğimize inandık ve karşınıza çıktık. Vereceğiniz destekle sizlere mahçup olmamaya çalışacağız. Kararı verecek ve emaneti ehline teslim edecek olan sizlersiniz. Vereceğiniz karar her ne olursa olsun Çerkes Halkı için hayırlı olmasını canı gönülden arzuluyoruz.
Saygılarımızla,
Yaşar Aslankaya
nan
Kaffed