Orada bekliyorlar...
Su çekmiş yamçıları, kalpaklarının tüyleri sarkmış, bakır rengi olmuş yüzleri, dişleri kenetli...
Tanımadıkları, bilmedikleri bu topraklara, bir garip, bir sürgün, bir umutsuzluk içinde ve istemeden, ve zorla ve çaresizce ayak basmış olmanın, anlatsan anlatılmaz azabıyla bekliyorlar...
p>Üstünü başını düzeltiyor kimi, bilirsiniz, onlar ki misafirlerine canından çok değer verirlerdi...
İkram edecek bir lokmaları yok diye, bu hallerinde bile eminim, hicap duymaktadır anneleri...
İşte denizin kıyısına sıra olmuşlar, önde Thamate'leri... Meraklı gözlerle karnı aç, gururu tok çocuklar, kanlı savaşlarla geçen günlerin, gecelerin ardından...
Ardından, ağıtların, gözyaşının, atalarının mezarlarını geride bırakmış olmanın...
Bunca şehidin kanıyla sulanmış zümrüt ormanları, görkemli dağları, mutluluk yuvası evleri, rüzgarla arışan atları geride bırakmış olmanın ardından...
Karadenizin kara dalgaları, zorla bindirildikleri gemileri parçalamışken, o kara dalgalara atılıvermişken sevdikleri, canları...
Her yıl bu günlerde oraya diziliyorlar, öylece ufka bakıyorlar, çıt çıkmıyor, dalga sesleri, rüzgar...
Onlar dimdik ayakta, bekliyorlar... Kamalarının sapına yapışmış buz gibi elleri, arkalarında şaşkın, üzgün, her ümidi yitirmiş kadınlar, gözlerini dikmiş ufka bakıyorlar...
Üç adım ötede toprağa verilmiş bedenleri, taş olmamış mezarlarında, kimbilir, belki dua etmiştir onlar için de birileri...
Omuz omuza vermiş, duvar gibi dizilmiş bekliyorlar o sahilde... Zaten yüzlerce yıl bir kez bile gülmemiş, ruhlarının vatan hasreti dinmemiş, gözleri doyamamış sevdiklerine...
GERİDE KALAN KİM VARDIR?
Bizi hatırlayan kim vardır?
Görünce gözlerimiz parlayacak, sarılınca içimz ısınacak kim vardır?
Bu soğuk rüzgarı, bu hoyrat dalgaları, bu korkunç yürek acısını bizimle paylaşacak, işte bizden birileri diyeceğimiz, bunca yıl sonra bu sahillerde bizi karşılayacak KİMSE VAR mıdır diye bekliyorlar...
Taa oradan, buraya, gözlerinizin içine bakıyorlar...
Görmüyor musunuz?
Senede bir kez olsun, bıraktık işi gücü, hayat gailesini, bıraktık ertesi günün hesabını, beklentisini...
Yas tutmaya gidiyoruz, acıyı paylaşmaya, geçmişle yüzleşmeye, geleceğe sözleşmeye gidiyoruz...
Biz, o sahile gidiyoruz....
nan
Ş. Şamil Koç