Anavatanlarından Sürülüşlerinin 150. Yılında Çerkesler Konferansı Düzenlendi

Kafkas Araştırma Kültür Dayanışma Vakfı (Kafdav) ile Kafkas Dernekleri Federasyonu (Kaffed) tarafından düzenlenen Anavatanlarından Sürülüşlerinin 150.Yılında Çerkesler konulu uluslararası konferansın ikinci bölümü 17 Ekim 2014 günü düzenlendi. Milli Kütüphane Konferans Salonu yapılan konferansın açılış konuşmasını Kafdav Bilim Kurulu Başkanı Prof.Dr. Sabri Tekir yaptı. ODTÜ Tarih Bölümü Başkanı Prof.Dr. Ömer Turan'ın yönettiği oturumda ilk konuşmacı Tel Aviv Üniversitesi'nde Prof.Dr. Ehud R. Toledano'ydu. "Etnik Temizlik ve Kölelik: 19. Yüzyılın İkinci Yarısında Çerkes Halkının Maruz Kaldığı İki Musibet" konulu konferansında Prof.Dr. Toledano, Çerkeslerin 19. yüzyılda etnik temizlik ve soykırıma maruz bırakıldığını, aynı yüzyılda köle ticaretinin de Çerkesler açısından çok önemli bir musibet olduğunu örnekleri ile açıkladı.

p>

İstanbul'daki Orient Institut araştırmacılarfından Dr. Alexandre Toumarkine, "Çerkeslerin Sürgünü ve Orta Doğu'ya Yerleştirilmeleri" konulu sunuşunda özellikle 20. yüzyılın ilk yarısında Çerkeslerin Orta Doğu'da yerleşimleri konusunda bilgi verdi. Dr. Toumarkine Çerkeslerin 1919-1922 yıllarında Adana ve 2. Dünya Savaşına kadar olan dönemde Suriye'deki Fransız yönetimi ile ilişkileri üzerine önemli belgeler sundu. Dr. Toumarkine'in sunduğu en önemli belgelerden biri, konuşmasının sonunda sunduğu, Suriye Çerkeslerinin taleplerine ilişkin belgeydi.

Oxford Üniversitesi öğretim üyesi ve bu üniversitedeki Mülteci Çalışmaları Merkezi başkanı Prof.Dr. Dawn Chatty'nin sunuşu, 2005-2007 yıllarında Suriye ve Ürdün'de yaptığı mülakatlara dayanıyordu. Bu bölgelerdeki en yaşlı Çerkeslerle görüşerek sürgün anılarına ve Çerkeslerin yaşam mücadelelerine ilişkin antropolojik bir çalışma yapan Prof.Dr. Chatty'nin sunuşu büyük bir ilgi ile izlendi.

Kafdav, Anavatanlarından Sürülüşlerinin 150.Yılında Çerkesler konulu konferansta sunulan tüm tebliğileri bir kitap olarak yayımlayacak. Kafdav tarafından bu yıl yayımlanan "Geçmişten Geleceğe Çerkesler: Kültür, Kimlik ve Siyaset" kitabı ile birlikte bu iki eser, Çerkes soykırım ve sürgününü anlatan temel eserler arasında yer alacak.

p>

Prof.Dr. Sabri Tekir'in yaptığı açılış konuşmasını okuyucularımızın bilgisine sunuyoruz.


SÜRGÜN

p>

Saygıdeğer Katılımcılar ve Değerli Konuklar,

KAF-DAV ve KAF-FED tarafından düzenlenen "Sürgünün 150nci Yılında Çerkesler" konulu Konferansımızın ikinci programına hoş geldiniz. Hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.

Tarihte meydana gelen ve büyük felaketlerle sonuçlanan sürgün, soykırım, katliam ve benzeri felaketler tarihin bir cilvesi olarak adlandırıla gelmiştir. Böyle görünmekle birlikte, aslında üzerinde yaşadıkları coğrafyanın onlara bir cilvesi olarak görmek daha yerinde olacaktır.  Son derece stratejik konuma sahip coğrafyalarda yaşayan toplumların çoğu bu tür felaketlerle karşılaşmışlar ve önemli kayıplar yaşamışlar, hatta yok olup gitmişlerdir.

Bütün bunlara rağmen, nüfusunun büyük çoğunluğunu yollara düşüren ve bir ültimatomla üç gün içinde evlerini, barklarını ve yurtlarını terke zorlanan bu insanların, yani Çerkes toplumunun durumu göçle izah edilemez. Savaş sırasında gerçekleşen insan kıyımı, zorunlu göçe tabi tutulan insan sayısının 2 milyona yakın olması, göç sırasında verilen telefat yani kayıplar bunun göçle izahını imkansız kılmaktadır.   Bunun adı sürgün, hatta dolaylı olarak sonuçları itibariyle de bir soykırımdır.

Sürgün, beraberinde göç, yer değiştirme, azınlık hakları, demografik hareketliliğin zamanla küresel bir nitelik kazanması, aidiyet, kimlik, melez kimlik, yurt, gelenek, kültürel sınır, kültürel hafıza, sosyal hafıza, sosyal travma, göç hukuku ve ulus-devlet politikaları gibi çok önemli kavramları ve sorunları beraberinde getirmektedir. Buna diaspora sosyo-psikolojisi de denilmesi mümkündür. Farklı coğrafi mekanlara dağılmışlık ise daha da karmaşık sorunları, çok boyutlu, ulusal ve uluslararası niteliği ile çözümü zorlaştıran unsurlar olarak karşımıza çıkarmaktadır.

Toplumsal hafızanın insan ve toplum hayatını şekillendiren özelliği bilinmektedir.  Geçmişle kurulacak ilişkiler, anlatılar, zaman ve mekan ilişkilendirmeleri ile toplumsal kimliğin yapı taşları olarak referans noktalarını oluşturur.  Diaspora toplumsal hafızayı tahrip  edebileceği gibi, zaman içinde tamamen yok olmaya götürebilir. Toplumsal hafıza, kolektif kimliğin bilinç kökenini oluşturur. Bu hafıza, mitler, efsaneler, şarkılar, atasözleri, akrabalık, dini ve milli ritüeller ve benzeri diğer formların yaşam boyu taşıyıcısı bir hafızadır. Diaspora bu toplumsal hafızayı ve kolektif kimliğin bilinç kökenlerini de zayıflatır ve zamanla ortadan kaldırır. Halbuki bunların hepsi beşeriyet / insanlık için çok önemli zenginliklerdir ve hatta bir çok medeniyetin de temel taşlarını oluşturur.

Yer küremizde bu tarihsel sosyal travmayı yaşayan bir çok ulus vardır. Kuzey Kafkasya halkı, özellikle Çerkesler bunlar arasındadır. Çerkeslerin sürgüne tabi tutulup, vatanlarından koparılışlarının 150nci yılı münasebetiyle gerçekleştirilen etkinlikler çerçevesinde düzenlediğimiz "Sürgünün 150nci Yılında Çerkesler" konulu konferansımızın ikinci bölümünü gerçekleştiriyoruz. Katılımcılara ve konferansımızı takip etmek üzere salonumuzu teşrif etmiş olan çok değerli konuklarımıza teşekkür ediyorum. Konferansımızın başarılı geçmesini temenni ediyor hepinize saygılarımı sunuyorum.  

Prof. Dr. Sabri TEKİR
KAFDAV Bilim Kurulu Başkanı


nan



Kaffed

Share