Tsey Mahmut Özden’den Bana Kalan Hatıralar

Tsey Mahmut Özden’i anan her yazıya eklenen siyah saçlı fotoğrafını televizyonda ilk gördüğümde, vurulduğu akşamın ertesi günüydü sanırım. Yine bu fotoğrafı ekranda görmüştüm.

Bu fotoğraf nedeniyle Tsey Mahmut Abiyi siyah saçlı, esmer biriydi sanabilirsiniz. O benim Mahmut ağabeymdi, ağabeyim arkadaşı, arkadaşım Mesut’un abisiydi. 1975’de Balıkesir’de orta okula başladığım yıl tanımıştım Mahmut Ağabeyi. Tüm ailesiyle dost olmuş, bütün kardeşleriyle babası-annesi başta olmak üzere hep iç içe akraba gibi olmuştuk. Mahmut Ağabey ve kız kardeşi Nurhayat abla, Ağabeyim ve ablamın arkadaşlarıydı ve Balıkesir Derneğinde hep beraber bir arkadaş ortamını paylaşıyorlar, en küçük kardeşi Mesut ile ben de çok samimi arkadaş olmuştuk.

Gördüğüm ilk Abzeh aileydi ve duyduğum ilk Abzehçeyi onlardan duymuştum. 1975'li yıllar kurtarılmış bölgelerin ilan edildiği ve başka semtlere insanların korku içinde geçebildiği bir dönemdi. Balıkesir Kafkas Derneği de ülkücülerin kurtarılmış bölgesi içinde kalıyor, derneğe gidip gelmek başlı başına sorun oluyordu.

Tsey Mahmut için siyasi görüş olarak solcu diyebilirdiniz ama hiçbir sol gruba mensup değildi. Sağ-sol kavgası onun için ikinci planda kalıyordu. Ama yaşamı, arkadaşları, dahası tüm dünyası Çerkeslerle örülmüş tam bir Çerkes delikanlısıydı. Derneğe gidip gelirken etrafını 10-15 kadar ülkücü genç tarafından çevirdiği halde hiç biri ona sataşacak, meydan okuyacak cesareti hiçbir zaman gösteremezdi. Deri ceketi üzerine tel tel dökümlü altın sarısı saçları, ateş gibi bakan ama hep tebessüm eden mas mavi gözleriyle Balıkesir’e yolu kazara düşmüş bir Hollywood aktörü kadar yakışıklı, hatta onları rahatlıkla çatlatacak kadar da karizmatik yapıya sahipti. Ailesi Çaldere köyünden Balıkesir’e göç etmiş, 3 büyük kardeş Almanya’ya çalışmaya gitmiş, Mustafa Özden Amca Aygören mahallesinde bakkalcılık yaparak ailesinin geçimini sağlıyordu. Mutlu bir Çerkes ailesiydi, ta ki Mahmut Özden’in ölüm haberine kadar.

Mustafa Amca’nın oğlunun hunharca katledilmesi karşısında  gösterdiği Adığe Thamade olgunluğu, metanet ve sabır başta Ankara Dernek Gençleri ve yöneticileri olmak üzere tüm sevenlerini şaşırtmaya devam etti. Üstelik daha Mahmut Özden’in acısı tap tazeyken en küçük oğlu Mesut Özden’in sıkıyönetim tarafından içeri alınıp 6 ay işkenceden geçirmeleri aileyi daha da sarsmıştı. Sebep evde silah bulundurmaktı….

Bu kadar iç içe olduğum, öz kardeş kadar bir birimizi sevdiğimiz aileden Mahmut Ağabeyin Ankara’da vurulduğu haberi kadar beni sarsan hayatımda pek az olay olmuştur. O ölüm haberinin nasıl yüreğime taş gibi çöküp kaldığını hala bu fotoğrafı gördüğümde hatırlarım. Bu fotoğraf Mahmut Ağabeyin vurulduğu haberini çağrıştırdığı için ısrarla kafamdan def edip, o benim kafamda her zaman renkli, yakışıklı, çapa canlı tebessüm eden halini getirmeye çalışırım. Her siyah-beyaz bu fotoğrafını gördüğümde, O’nu o hayat dolu, coşku dolu hali aklıma gelir de, hiç hak etmeden nasıl da gençliğinin baharında koparıp aldılar hayattan diye kahrolurum.

Bugün telefonla arkadaşım Mesut Özden’i arıyorum tekrar “başımız sağolsun” dileklerimi iletiyorum zorlukla, ardından ablası Nurhayat Ablayı…

Nurhayat Abla benimle paylaşıyor o yıllardır içini kemiren acıyı…

Balıkesir Dernek Başkanı Cevdet Bey’in Oğlu Necmi’yi askere uğurlamak için 3 gün bankadan izin alır. Mahmut Özden ve Necmi birlikte Ankara’ya uğrayıp dernek toplantısına katılmak isterler, ama söyleyemezler. Mahmut Özden kardeşi Nurhayat’a “sen söylersen seni kırmaz Cevdet Amca” der. Nurhayat Abla Cevdet Bey’den izini koparır…Üstelik Cevdet Bey bunu sevinçle karşılar. İki delikanlı birlikte gitsinler” der. İki delikanlı yola koyulurken Nurhayat Abla abisini evden uğurlar.

Neden bilmem ağabeyimin arkasından köşeyi dönüp gözden kaybolana kadar arkasından baktım o gün, gözden kaybolduğunda  yüreğime çok acı bir duygu saplandı. Hala hissederim o duyguyu. Sonra  yıllarca ve hatta hala ağabeyimin gitmesi için izin aldığım için hep yüreğim yandı…sanki ben sebep oldum onun ölüme gitmesine…”

p>

Ama hala Çerkes Halkı Mahmut Özden’i unutmadığı için mutluluk ve teselli buluyor kardeşleri ve tanıyan, özleyen herkes.

Mahmut Özdeni bizden alan resmi plakalı Jeep içendekiler, hangi karanlık pisliklerde yaşıyorsanız bilin ki o karanlık dehlizlerde kokuşarak çürümeye mahkumsunuz.

O’nu öldüren katil!!!  İnan ki bir görseydin Mahmut Özden’i, sen de kahrolurdun,”ben nasıl kıydım bu cana.”diye…Eh, zaten öteki dünyada hiç karşılaşmak istemezsin. Hala hayattaysan nasıl dayandın bunca yıl bu katliama???

Tsey Mahmut Özden, bütün dünya Çerkesleri sonsuza kadar seninle kol kola artık. Seni hiç unutmadık, unutmamaya yemin ettik. Birlik  ateşi hiç sönmedi, söndüremediler.Sen hep o sımsıcak tebessümünle selamla bizleri.

Tsey Mahmut

+''+nan+'



'+Ömer Şahin

Share