Meryem Nur Kalkan
Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) tarafından Marmara Üniversitesinin ev sahipliği yaptığı 18-19 Ekim’de gerçekleştirilen V. Gençlik Çalıştayı ve Kariyer Günü’ne katılım sağladım. Çalıştayda çeşitli dernek ve üniversite öğrenci topluluklarından (ÜNİKAF) birçok arkadaşımızla bir araya geldik.
Çalıştayın ilk gününde değerli büyüğümüz Kuşha Doğan Özden ile bir araya geldik. Müziğimiz üzerine yürüttüğü kıymetli çalışmalarla bizlere ilham veren değerli büyüğümüz sektörel alanda edindiği birikimleriyle de bizlere yol gösterici tavsiyelerde bulunarak, umut ve cesaret aşıladı.
Çalıştayın ilerleyen saatlerinde gruplara ayrıldık. Komitelerimiz; Kariyer, Siyasete Katılım, Anadili, Anavatan ile İlişkiler, Gençlik Katılım ve Kültür idi. Komitelerde masaya yatırılan problemlere çözüm önerileri geliştirilerek raporlarımızı diğer arkadaşlarımıza sunduk. Tüm bu raporlama sürecinde hayata geçirildiği takdirde toplumuzu aydınlatacak çıktılara ulaştık.
19 Ekim Kariyer Günümüz çok değerli akademisyenimiz Necla Çakıcı Aşan ile başladı. Kendisi gerçek manada kendimizi tanımamızı, özbenliğimizin farkında olma sürecimizi geliştirdi. Bizlere sunmuş olduğu kişilik analizlerimiz ile liderlere de profesörlere de ilgi ve duygu odaklı kişiliklere de ne kadar ihtiyacımız olduğunu kanıtladı. Tüm bu karma kişiliklerimizle beraber toplumumuzu biz gençler olarak büyüklerimizden öğrendiklerimizle ileriye taşıyacağımızı bir kere daha hissettik.
Ardından kıymetli akademisyenimiz Berat Bırfın Bir sayesinde kariyer yönetimi konusunda bir sunum ile beraberdik. Belki de kariyer dediğimiz şey; başkalarının çizdiği yollarda değil, kendi sesimizle yankılanan patikalarda saklıydı. Bizler diasporanın çocukları olarak, iki dünyayı birleştirebiliriz. Çünkü biz unutuşun ortasında hatırlanmayı bilen bir halkız. Ve hatırlamak da bir kariyerdir.
Bir sonraki oturumumuz değerli moderatörümüz Ömer Atalar eşliğinde Emel Özuğur ve Argun Karaçay ile gerçekleşti. Kendileri bizlere iş dünyasındaki deneyimlerini paylaştılar. Kariyerin sadece zaferlerle değil, aynı zamanda düşüşlerle de olacağını gösterdiler. Çünkü öğrendik ki düşüşler yalnızca kalkmayı öğretmek için vardırlar.
Düşürüldüğümüz yerden değil, kalkmayı seçtiğimiz yerden yazılacak artık bizim hikayemiz. Ve bu kez; dilimizle, kültürümüzle, birbirimize sarılarak. Çünkü sürgün yalnızca bizi topraklarımızdan etti; ruhumuzdan, kimliğimizden değil. Yüzyıllar geçse de, diller unuttursa da, sınırlar ayırsa da, kalbimiz hala aynı acıyı, aynı umudu taşıyor.
Artık düşüşü değil, direnişi konuşma zamanı. Yaralarımızı unutarak değil, onlarla yüzleşerek iyileşeceğiz. Çerkes diasporası, dağılmış bir halkın değil; yeniden buluşan, yeniden inşa eden, yeniden kök salan bir halkın adıdır.
Yeniden kök salışımızı kırmızı, mavi, sarı ve yeşil kişilikler olarak hep beraber gerçekleştireceğiz. Çünkü biz birlikte varız, birlikte güçlüyüz.
Sözlerimi noktalarken bizden emeğini esirgemeyen değerli akademisyenlerimiz ve büyüklerimize KAFFED’e, ve Marmara Üniversitesine teşekkürlerimi sunuyorum.