Bu bir kavuşmaydı / Burcu Mercan

Bu yalnızca bir yolculuk değildi… Bu, bir kavuşmaydı.

Yıllarca büyüklerimizden “sürgünden önce, sürgünden sonra” diye başlayan sayısız anı ve hikâye dinleyerek büyüdüm. Çocukluğumda da, kendi çocuklarımı büyütürken de hep aynı soruyu sordum kendime: Bir gün biz de görebilecek miyiz ana vatanı?
Bizim için orası adeta kutsal topraklar… Geri dönmeyi başaranların hikâyelerini, Nart destanlarını dinler gibi dinledim.

Bu yıl, bize kısmet olmayan o ziyareti çocuklarım Gujan Sımra ve Nejan Sımza gerçekleştirdi. Onların heyecanı bizimkinden farklıydı; daha özgür, daha saf, daha masum… Bizim heyecanımız ise, onların bizi de temsil edecek olmalarından, belki de bizim gözümüzle, bizim hasretimizle bakacak olmalarından kaynaklıydı.

Yola çıktıklarında, geleceğe bir not düşmek için bir yazı kaleme almıştım. En çok merak ettiğim şey; Kafkasya’nın dağlarını, havasını, caddelerini nasıl hissedecekleriydi.
Dünya Çerkes Birliği ve KAFFED’in organizasyonuyla, ana vatana ilk adımlarını attılar. O gün dedim ki: “Bu kez güneş, onlar için Nalçik semalarında doğdu.”

Ve o bir hafta boyunca… İlk Kabardeyce cümlelerini kurdular. Altın dikiş eğitimi aldılar, arjen yapmayı denediler, birlikte dans ettiler. Türkiye’den giden kafilede onlarca abi, kardeş, dost edindiler; diğer ülkelerden gelen kardeşleriyle sımsıcak bağlar kurdular. Artık pek çok ülke ve şehirde onlarca evleri, onlarca kardeşleri var.

Son gün geldiğinde… Diplomalarını ağlaya ağlaya aldılar. Birleşmek büyük bir heyecandı ama ayrılmak çok zor oldu. Yıllarca anlatsak hissedemeyecekleri duyguları, bir haftada yaşadılar.

Çocuklar Nalçik’i “güvenli bir şehir” diye anlattılar. Öyle sahiplenildiler ki anne-baba yokluğunu hiç hissetmediler. Caddelerinde özgür, rahat ve mutlu dolaştılar. Bedenen geri döndüler ama artık o giden çocuklar değiller… Artık ruhen Nalçikliler.

Biliyorum, belki imkânsız ama keşke bu organizasyon tüm diaspora çocuklarının aynı anda katılabileceği şekilde düzenlenebilse…
Kafkasya, çocuklarına hasret, kucakları açık bekliyor: “Gelsinler, bağrımıza basalım; hiç gitmemişler gibi olsun.” Şanslı olan çocuklar, bu duyguyu sonuna kadar hissetti.

KAFFED öyle güzel organize etti ki, hiç aklımız çocuklarımızda kalmadı. Çocuklarımızla birlikte giden, orada onları koruyup kollayan, tüm programı kusursuz şekilde yürüten herkese minnettarım. Sayılı gün çabuk geçti… Şimdi çocuklar yeniden kavuşacakları günü iple çekiyor.

Onlar adına çok mutluyum. Çünkü bu yolculuk yalnızca onların değil, hepimizin yolculuğu oldu.
Çocuklar kapıyı açtı… İnşallah en kısa sürede bize de rehberlik edecekler ve biz de ana vatanımıza kavuşacağız. O kapı artık aralandı… Biz de bir gün o kapıdan geçip, hasretle hayalini kurduğumuz toprağa basacağız.

Bu satırlar, tüm gönüllere umut olsun.

Share