Anne

ANNE

Bilir misin sen, daha dün

bacak kadarken çocuğun;

Şimdi, bir denizin kıyısında duruyor.

Gurbette yalnız, kimsesiz oğlun

Seni, yurdunu özlüyor.

+''+

Tek bir günüm geçmiyor

Elbruz dağını anmadan.

Uzak düştüm Anne, vatanımdan.

Bir tek kadına rastlamadım Anne,

Sencileyin başımı okşayan

Kocaman bir kent; eteklerinde deniz.

Homurdanarak geçiyor vapurlar

Düdüklerinde martılar, çığlıklar...

Omuzlamış yüklerini hamallar,

yağlı fesleriyle sildikleri alınlarında

boncuk boncuk damlalar.

Yorgun, yoksul ter içindeler.

Sırtalrında tepeleme küfeler.

Salt onlardır bana acıyan, teselli edenler;

"Yok kimsesi bu çocuğun..." diyenler.

Nasırlı o kocaman avuçları

başımı bir pamuk yumuşaklığıyla okşar.

Anne, sen yoksun, sıcacık göğsün yok;

onların elleriyle dağılıyor, içimde sıkıntılar

Ah anne! Ne vardı beni hiç doğurmasan.

Böyle sıkılıp yorulmasam, hırpalanmasam.

Doğsam bile, nolaydı; doğarken ölsem de

bu günleri görmesem.

Ne suçum var ki Tanrım beni dünyaya,

böyle çıplak, umarsız attın.

O zavallı annemi sılada,

Gözü yaşlı, tek başına bıraktın.

Bu mu adaletin senin?

Hiç aldırmazsın;

Çöplüklerde ağlaşan bebeklere.

Kızmazsın;

Onlara gülen varsıl gödeleklere.

Sevgili Canım Annem!

Sen beni dert edinme!

Üzülme yapayalnız oğluna.

Acılar büyütür onu, korur sevgisini.

Gün gelir döner yurduna.

Uzanır senin kollarına.

Keyifle seyreder Baksan Vadisi'ni.

ŞOCENTS'UK ALİY

Türkçe söyleyen :

ÇETİN ÖNER

+'



'+Aliy Şocents`uk

Share