Kabardey Balkar Cumhuriyeti’nde Aydınlarımıza Yapılan Baskı ve Hukuksuzluk Hakkında
Kabardey Balkar Cumhuriyeti’nde akademisyenler hakkında icra edilen soruşturma ve aramalara dair haberler konuyu takip edenlerce bilinmektedir. Demokratik ve barışçıl yollarla Çerkes halkının hakkını savunan aydın ve aktivistlere karşı asılsız suçlamalara istinaden başlatılan mesnetsiz soruşturmalar, hukuksuz arama ve el koymalar ile kumpas olarak nitelendirilebilecek davalarla susturma, yıldırma ve tüm halkı bu aktivistler üzerinden sindirmeye yönelik sistematik politikanın devam ettiğini üzülerek görmekteyiz.
18.11.2022 tarihinde Kabardey Balkar Bölgesel İnsan Hakları Merkezi Başkanı Sayın Hatajuko Valeri’nin paylaştığı; Kabardey Balkar Cumhuriyeti Başkanı Sayın Kazbek Kokov’a gönderilen ve Kabardey Balkar Cumhuriyetinde faaliyet gösteren birçok sivil toplum örgütümüzün temsilcilerinin imzaladığı mektupla, yaşanan hukuksuzluk kamuya mal edilmiştir.
Öncelikle Kafkas Dernekleri Federasyonu olarak KBC Parlamento Başkanı, Başbakan, İçişleri Bakanı, Rusya Federal Güvenlik Servisi KBC Başkanı ve KBC Savcısının da muhataplar arasında olduğu söz konusu mektup içeriği ile yöneltilen taleplere katıldığımızı ve her kelimesinin altına imza attığımızı belirtmek isteriz.
Özetlemek gerekirse; önce sosyal medya mecralarında “troll” olarak adlandırılan sahte isimli hesaplar üzerinden veya isimsiz makaleler aracılığıyla aydın ve aktivistlere karşı itibarsızlaştırma, hedef gösterme ve karalama kampanyası yürütülmüştür. Bu iftiraların dolaşıma sokulmasıyla eş zamanlı denebilecek şekilde Rusya Bilimler Akademisi Kabardey-Balkar Bilim Merkezi İnsani Araştırmalar Enstitüsü bünyesine görev yapan bilim insanlarının ev ve işyerlerinde 11.11.2022’de “E” Merkezi (Aşırılıkla Mücadele Merkezi) ve FSB mensupları tarafından arama ve el koyma işlemleri yapılmıştır.
Çerkes halkının tarihi, kültürü, anadili ve edebiyatı gibi değerleri üzerine çalışmalarda bulunan; mensubu oldukları Enstitü bünyesinde yerine getirdikleri akademik faaliyetlerinden başka bir şey yapmayan saygın bilim insanları adeta görevlerini ifa ettikleri için suçlanmaktadırlar.
Yaşanan baskı ve soruşturmalar yalnızca Çerkeslere yönelik değil akademik özgürlüğün ihlali anlamına gelmekte ve bilimi de hedef almakla Çerkes halkı dışında Rusya Federasyonu’nu oluşturan tüm halkları ve bilim dünyasını da ilgilendirmektedir. Akademi, insanların fikirlerini özgürce tartışmaktan ve ifade etmekten çekinmediği yerler olup, siyasal iktidarların rıza üretim odakları gibi çalışması beklenemeyecek bir kurumdur. Düşünceyi ifade etme ve yayma hürriyeti de gerek Rusya Federasyonu’nun taraf olduğu uluslararası sözleşmeler gerekse de federal ve federe düzeylerdeki Anayasalar ile güvence altına alınmış temel özgürlük ve haklardandır.
Akademisyenlerin, imzasız yazılarla tedavüle sokulan ve bir “troll” kampanyası olduğu belli olan mesnetsiz suçlamalarla hedef haline getirilmesi ve düşman hukukunun uygulanması planlı bir itibarsızlaştırma kampanyasının varlığına en büyük delildir. Suçtan ve delilden faile giden modern hukuk tersine çevrilerek, aydınlara dönük suç isnat etme mekanizmaları devreye sokulmuş ve hukuka aykırı bir soruşturma kendisine alan bulmuştur. Eğer Rusya Federasyonu makamları bir soruşturma açacaksa, aydınlar ve akademisyenlere değil söz konusu kampanyalarla alenen iftira ve hakaret eden faillerin tespit edilerek yargılanmaları ve cezalandırılmaları için bir soruşturma açılmalıdır.
Baskılar ve hukuksuzluklar, yöntemi, hedefi ve sonuçları değerlendirildiğinde, geçmişte birçok ismin maruz kaldığı sistematik bir yıldırma ve ötekileştirme mekanizmasının devamı niteliğindedir. Bu politikanın sonucu olarak sağduyulu, barışçıl akılcı, makul ve eleştirel aklın hâkim olduğu bir muhalefete yaşama şansı verilmemekte; sivil alan baskılanarak tartışma zemini adeta bilinçli şekilde kriminalize edilmeye çalışılmaktadır. Aydın ve aktivistlerimiz üzerinde kurulmaya çalışılan bu baskıyı, sadece kişilere değil, anavatan ve diasporada yaşayan Çerkeslere yönelik bir baskı ve mesajdır. Rusya Federasyonu genelinde ve Kabardey Balkar Cumhuriyeti özelinde insanların barışçıl ve demokratik yöntemlerle fikirlerini ifade etmeleri ve hatta son örnekte olduğu gibi akademik görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle hukuksuz soruşturmalara maruz bırakılmaları, insan hakları ve demokrasinin her geçen gün daha da gerilemesi kaygılarımızı artırmaktadır. Diğer taraftan Rusya Federasyonu’nun demokrasi ve federatif yapısından uzaklaşarak, gerek federasyon gerekse özerk cumhuriyetlerin anayasalarına aykırı olarak Rus milliyetçiliği üzerine kurulmuş bir ulus devlet yapısına dönüşme eğilimi görülürken, halkının tarihini araştıran enstitü ve bilim insanlarının “milliyetçiliği kışkırtan koşulları yaratmak” gibi bir eylemle itham edilmeleri büyük bir çelişki ve ironidir.
Çerkes halkının varoluş mücadelesinin en önemli özelliklerinden biri, nefret ve şiddet söyleminden ısrarla uzak duran ve anti militarist duruşu ile hukuk sınırları içerisinde hakkı olanı talep eden bir mücadele olmasıdır. Bu ve buna benzer operasyonlar ile farklı düşünen, şiddet veya nefret söylemine asla başvurmamış insanları kriminalize etmenin uzun vadeli etkisinin sağduyuyu tasfiye ederek nefret ve şiddeti teşvik ve tahrik etmesinden; anavatanımızdaki istikrarı ve halkların huzurunu olumsuz yönde etkilemesinden derin endişe duymaktayız. Netice itibariyle anavatanda arzuladığımız huzur, istikrar ve güven ortamı zarar görmekte, bireysel olarak statü ve menfaat kazananlar olsa bile günün sonunda Rusya Federasyonu ve gerek anavatanda gerek diasporada yaşayan Çerkesler hep birlikte kaybeden taraf olmaktadır.
Rusya Federasyonu kurumlarını tüm bunları göz önüne alarak gerek anavatanımız özelinde gerekse genel olarak Rusya Federasyonu içerisinde huzur ve istikrarın tesisi ile muhafazasını sağlayacak adımları atmaya davet ediyoruz. Unutulmamalıdır ki; huzurlu demokrasiler hukuksuzluk ve şiddetle değil, ancak ve ancak eşitlik, demokrasi ve özgürlüklerin artırılması ve hukukun üstünlüğü ile mümkün olacaktır. Nefret söylemi veya şiddete yol açacak her türlü söylem ve eylemin karşısında olduğumuzun bir kez daha altını çiziyoruz.
Bu vesileyle Rusya Bilimler Akademisi Kabardey-Balkar Bilim Merkezi İnsani Araştırmalar Enstitüsü bünyesine görev yapan bilim insanlarına baskı kurmaya yönelik haksız ve hukuka aykırı uygulamaları kınıyoruz. Demokratik yöntemlerle düşünce ve ifade özgürlüğünü kullanan aydınlarımızın yanında olduğumuzu ifade ediyor ve Çerkesleri temsil iddiası bulunan tüm sivil toplum örgütlerimizden sessiz kalmamalarını, aynı dayanışmayı göstermelerini bekliyoruz. Bu kişiler hakkında yürütülen soruşturmalar başta olmak üzere Çerkes aydın ve aktivistlere yönelik tüm baskı ve hukuka aykırı uygulamalara derhal son verilmesini; bu soruşturmalara dayanak edilen sosyal medya ve kamuoyunda manipülasyon yapanların tespit edilerek cezalandırılmalarını; kutuplaşmadan, şiddet ve nefrete sebep olacak uygulamalardan kaçınılarak ifade özgürlüğü kapsamında yer alan barışçıl, demokratik söylemlerin kriminalize edilmemesini talep ediyoruz.
KAFFED Kafkas Dernekleri Federasyonu