Burası Benim Ama Ben Turistim

“160 yıl sonra aynı masada sanki dün ayrılmışçasına oturabiliyorsak yaşamın hala bir anlamı var demektir.”

İşte bu sözlerle başlamak isterim yazıma beni tüm gezi boyunca en çok etkileyen bir şeyleri düşünmeme neden olan sözler, umarım sizin için de aynı etkiyi yaratacaktır.

Yazılmış olsa kitap edecek kadar şey yaşamak insanı gerçekten değiştiriyor. Çünkü 2-9 Ekim 2021 tarihleri arasındaki bu bir haftalık anavatan ziyaretimiz, belki de hayatımda yaşadığım en önemli tecrübe oldu.  Adıgey Cumhuriyeti’nde geçen harika üç gün, Karaçay Çerkes Cumhuriyeti’nde geçen iki gün ve kısa da olsa Kabardey Balkar Cumhuriyeti’nde bir gün. Tek tek anlatmam saatler alacağı için önemli bulduğum birkaç şeyi sizinle paylaşmak istiyorum.

Öncelikle herkesin bilmesini istediğim şey oradaki herkesin vatanımıza dönmemizi ve yaşamımızı orada sürdürmemizi gerçekten istemesi. Çünkü özellikle Adıgey Cumhuriyeti’nde Çerkes nüfus oranı azlığı bizim için bir tehdit.   Önemli simalardan olan Shalakho Asker dönüş için bazı programlardan bahsetti. Ellerinden gelen her türlü yardımı yapmaya hazır olduklarını özellikle belirtti. Hali hazırda hem eğitimsel hem mesleksel program hazırlıkları Adıgey Cumhuriyeti’nde sürdürülmekte ve yeni çözümler aranmakta. Çifte vatandaşlık şu an ki konjonktür için gayet kolay bir hal almış durumda. Rusya Federasyonu yönetimi değiştiğinde ne olacak bilmiyoruz. O yüzden dönmek isteyenler için bu fırsatları şimdi değerlendirmek çok önemli diye düşünüyorum. Vatandaşlık almadan oturum almak da bir seçenek tabi; bu şekilde yaşayanlar da mevcuttu. Her ikisinin de avantaj ve dezavantajları var.

İkinci olarak lisans ya da yüksek lisans yapmak isteyenler için birkaç şey söylemek istiyorum. Orada öğrenci olan arkadaşlarımızın aktardıklarına bakılırsa eğer insan isterse gerçekten burada başarılı olabilir. Çünkü eğitim gerçekten gayet kaliteli; belki bir Boğaziçi değil ancak birçok üniversite ile kıyaslandığında gayet iyi bir eğitime sahip. Sadece daha iyi bir koordine yapı olması gerektiği ile ilgili yakınmalar vardı. Çünkü ilk kez gittiğinizde tanıdığınız birisi yoksa ufak belgeler için bile zorlanmak mümkün. (Bunu da ufak bir hatırlatma olarak koyayım. Çünkü çok önemli bir detay.)

 Gelelim dil konusuna; eğer Çerkesce biliyorsanız zaten bir sorun yok rahat bir şekilde yaşayabilirsiniz. Ancak Rusça'nın da önemli olduğunu anlamamız bizim için çok önemli.

Son olarak şunu bilmenizi isterim ki hissettiğim birçok şeyi kelimelere dökemedim. İlk indiğim andan döndüğüm ana kadar aklımdan çıkmayan "burası benim ama ben turistim" duygusu gerçekten çok üzücüydü. Diğer yandan her anını yıllarca orada yaşamış aidiyetiyle ve rahatlığıyla geçirmek ise anlatılmaz bir mutluluk kaynağı idi.

İlk günden son güne kadar bizimle ilgilenenlere, yol arkadaşlarıma ve bize bu imkânı sunan herkese çok teşekkür ederim. Umarım bu yazıyı okuyan herkes, bir kez dahi olsa orda olma hissini çok gecikmeden yaşar ve benim kendime verdiğim “Bir gün döneceğim ve hayatımın bir kısmını Çerkesya'da yaşayacağım” sözünü kendisine verebilir.


nan



Babug Ömer Yenal Yıldız

Share