{tab=Bölüm VII}
Önceki bölümde de vurgulandığı üzere Kafkasya’da ortaya çıkarılan buluntular üzerinde yapılan incelemelerin sonuçlarına göre Doğu Akdeniz Bölgesi’nden yola çıkan bazı Homo sapiens gruplar, muhtemelen Anadolu üzerinden, günümüzden yaklaşık 40 bin yıl önce Güney Kafkasya’ya ulaştılar. Bu grupların gelişiyle, günümüzden 40-10 bin yıl öncesi arası yaşandığı kabul edilen, Kafkasya Üst Paleolitik dönemi başlamış oldu.
p>Bu noktada belirtmek gerekir ki Kafkasya’nın Orta Paleolitik-Musteryen dönemi gruplarından oldukça farklı kültüre ve alet çantasına sahip Homo sapiens grupların, Musteryen gruplar ile genetik ve kültürel bağları yoktur. Beşinci bölümde belirtildiği üzere bu dönemde Kafkasya’nın kuzey ve güneyinde farklı yerlerden gelmiş Neandertal gruplar yaşamıştır ve Kafkas sıradağları bu Musteryen grupların birbirleriyle ilişki kurmasına coğrafi bir engel oluşturmuş gibidir. Ama Üst Paleolitik dönemde kuzey ve güneyde yaşayanlar için dağlar, yaklaşık 25 bin yıl öncesinde başlayan buzullaşmaya kadar, bir engel değildi.
p>Kafkaslar, iki Orta Paleolitik Neandertal popülasyonu arasında coğrafi bir engel görevi görürken, Kafkas Dağları’nın her iki tarafındaki Erken Üst Paleolitik topluluklarının malzeme grupları benzerlik göstermektedir ki bu da modern insanın tüm bölge boyunca yayılmış olduğuna işaret eder. [1]
p>Gürcü arkeolog O.M. Caparidze, Üst Paleolitik Çağ’da (GÖ 40-10 bin arası) Kafkasya kültürel ve etnik birliğinin oluşmaya başladığı varsaymaktadır. Onun düşüncesine göre Eski Taş Devri kültürlerinin taşıyıcıları sonradan Kafkas dil ve kültür birliği içinde yer alan toplulukların ataları sayılabilirler. Kafkasya ötesinin (Güney Kafkasya) şimdiki Batı Gürcistan ve Abhazya bölgesi, söz konusu kabile birliğinin oluşumunda başlıca merkezdir ve Üst Paleolitik dönemin erken aşamasına ait esas anıtlar burada bulunmuştur. Başka bir deyişle, yerli Kafkas kökenli bugünkü halkların en eski ataları olan, aynı dil ve benzer maddi kültüre sahip akraba topluluklar bu bölgede meskûndular. Görünen odur ki Üst Paleolitiğin başlarında Batı Kafkasya’da hayat için elverişli koşullar vardı ve insanlar kararlı bir şekilde bu bölgelere yerleşiyorlardı. Ama Üst Paleolitiğin orta döneminde iklim koşulları iyileştiğinden dolayı insan toplulukları, belirli süre içinde Kafkasya’nın diğer bölgelerini de yayılmıştır. Üst Paleolitiğin sonlarında ise Kafkasya’nın artık tamamı insanlarla meskûndu. [2]
p>Tahminen 35.000 yıl önce Abhazya topraklarında fiziki görünüşleri bakımından artık bugünkü insanlardan hiç farkı olmayan kromanyonlar (Cro-Magnon-Bazı kaynaklarda Afrika’dan çıkan anatomik olarak modern insanların Avrupa’ya ilk ulaşan üyelerini tanımlamak için Cro-Magnon tanımlaması kullanılmaktadır.i>) yaşıyordu. [3]
p>Yerleşmelerin uzamsal dağılımında önemli değişmeler Kafkasya’da ortaya çıkmıştır. Musteryen yerleşmeler, en yüksek yaylaları içine alan bütün bir bölgeye yayılmışken, Üst Paleolitik dönem yerleşmeleri yalnızca dağların Karadeniz’in kıyı kesimine dönük sıralarında bulunmaktadır… Batı Kafkasya’daki Üst Paleolitik yerleşme yoğunluğunun aynı bölgedeki Musteryen yerleşimlerinden çok daha yüksek olduğu bir gerçektir. [4]
p>İnsanoğlunun bugünkü çağdaş fiziki yapıya büründüğü dönem olan Üst Paleolitik Çağda, bununla ilgili çok sayıda mağara, kaya sığınakları, sundurmalar, açık konaklama yerleri, üretim atölyeleri ve münferit eşyalar şeklinde çeşitli materyaller, Hazar Denizine dayanan step bölgeleri hariç, Don’dan Dağıstan’a kadar olan geniş topraklara dağılmış halde kayda geçmiştir. Ayrıca Kuzeybatı Kafkasya bölgesinde insan yaşam alanlarının yoğunluğunun daha fazla olduğu devamlı olarak gözlemlenmektedir. [5]
p>Yukarıdaki Kafkasya Üst Paleolitik döneminin genel bilgilerinden de anlaşılacağı üzere modern insanlar oldukça aktiftiler ve ekonomik, sosyal veya kültürel ilişkilerinde istikrarlı bir gelişim içindeydiler. Avcılık ve toplayıcılık kendi başına bir hareketlilik nedeniyken, insanların ayrıca alet yapımında kullandıkları hammaddeye ulaşmak için yüzlerce kilometrelik uzaklıklara gidiş ve gelişleri, gruplar arası bağlantıları güçlendirmiş olmalıdır.
Son zamanlarda Kafkasya’daki buluntu yerlerinde yapılmış güncel araştırmaların sayısında ve bu araştırmalar üzerine internette yayınlanan makale sayısında ciddi bir artış vardır. Bundan sonraki alıntıların önemli bir bölümü yakın zamanlarda yayınlanmış bu makalelerdendir:
Mezmaiskaya (Kuzeybatı Kafkasya), Dzudzuana (Güney Kafkasya), Ortvale Klde (Güney Kafkasya) ve Bondi (Güney Kafkasya) mağaralarından alınan son veriler, Kafkasya’daki Erken Üst Paleolitik dönemin kökeni ve endüstriyel özellikleri hakkındaki anlayışımızı temelden değiştirmektedir. Tüm Kafkasya Erken Üst Paleolitik yaşam alanlarının, Orta Paleolitik’ten Üst Paleolitik’e geçiş döneminden yoksun olduğunu, buna karşılık taş ve kemik endüstrisinin yeni bir biyolojik popülasyonun (yani Homo sapiens) gelişini ve yerel Neandertal popülasyon ile yer değiştirdiğini öne sürerek, Kafkasya'daki Erken Üst Paleolitiğin tamamen gelişmiş bir teknolojik gelenek olarak aniden ortaya çıktığını göstermektedir. [6]
p>Ortvale Klde kaya sığınağındaki (Batı Gürcistan’da Cherula Nehri vadisinde Kvirila Nehri havzası) son kazılar sırasında katman 4C için iki farklı laboratuar tarafından 15 AMS tarihi elde edildi, ancak katmanın radyokarbon kronolojisi için sadece 12 tarih güvenilir tahminler olarak kabul edildi… Adler ve arkadaşları tarafından katman 4C için kabul edilen toplam AMS sonuçları serisi, Ortvale Klde'deki Erken Üst Paleolitik dönemin takvimsel yaşını günümüzden yaklaşık 40-39 bin [kal.] (4 tarih) öncesinden 37-35 bin yıl [kal.] (8 tarih) öncesine tanımlamıştır. [7]
p>Aynı makalede Mezmaiskaya Mağarası buluntuları için özetle şu bilgiler vardır: “Mezmaiskaya mağarasının Erken Üst Paleolitik 1C katmanından çıkarılan çeşitli buluntular için 5 ayrı laboratuarda yapılan tarihlendirme çalışmalarında, söz konusu buluntuların günümüzden yaklaşık 39-36 bin ile 29-27 bin öncesi arasındaki döneme ait oldukları tespit edilmiştir.” [8]
p>Alıntı yapılan diğer bir makalede Ortvale Klde ile birlikte sistematik olarak kazılan Dzudzuana Mağarası hakkında özetle şu bilgiler yer almaktadır: “Dzudzuana D ünitesine en fazla benzerlik gösteren Ortvale Klde Mağarası Katman-4'tür. Tarihler (GÖ 37.700-33.700 kal.), bu endüstrinin taşıyıcılarının biraz daha erken yerleşimini gösterebilir. Karadeniz kıyısına yakın düzlüklerde bulunan ve GÖ 32.800’den (kalibre edilmemiş) daha erkene tarihlenen Apiança Mağarası’nda da benzer bir endüstri kaydedildi. Ünite D endüstrisi, Mezmaiskaya Mağarası’ndan radyokarbon tarihlendirmeye göre GÖ 38.200-36.800 [kal.] olarak bildirilen Üst Paleolitik topluluğa da benzemektedir.” [9]
p>Yukarıda alıntılar yapılan makalelerden birinde ayrıca Güney Kafkasya’daki Bondi ile Kuzeybatı Kafkasya’daki Korotkaya mağaralarında ortaya çıkarılan eserlerin tarihlendirmelerine dair özetle şu bilgileri yer almaktadır: “Khakodz Nehri vadisinde (Belaya Nehri'nin bir kolu, Kuban Nehri havzasında) Mezmaiskaya’nın 800 metre aşağısında bulunan Korotkaya Mağarası en üst Erken Üst Paleolitik katmanı için yapılan radyokarbon ölçümlerde yakın tarihler, yaklaşık GÖ 24.900-24.500 [kalibre edilmemiş], elde edilmiştir. En alt katman ise iki radyokarbon tarihe, yaklaşık GÖ 32.800 ve GÖ 30.200 [kalibre edilmemiş], sahiptir… Ortvale Klde ve Dzudzuana bölgelerinin yakınında ve Tabagrebi Nehri vadisinde (Batı Gürcistan'daki Kvirila Nehri havzası) yer alan Bondi mağarasının Üst Paleolitik katmanında yapılan ölçümlerde yaklaşık GÖ 35.400-31.270 [kal.] tarihleri ile GÖ 29.500-25.700 [kal.] tarihleri bildirilmiştir.” [10]
p>Bugüne kadar, Mezmaiskaya mağarasından 40 bin yıl ilâ 21 bin yıl öncesine tarihlenmiş, Üst Paleolitik katmanını en iyi temsil eden obsidiyen eserler dizisi (22 adet) analiz edilmiştir. Obsidiyen eserlerin kimyasal bileşimi, çoğunun Zayukovo kaynağından sağlandığını göstermektedir, bununla birlikte birkaç parça Küçük Kafkaslarda (Mezmaiskaya mağarasının yaklaşık olarak 450 km güneydoğusunda) Gürcistan'ın güneyindeki Chikiani-Paravani (veya Kojun Dag) kaynaklıdır. Obsidiyenin Gürcistan'ın güneyinden Kuzeybatı Kafkasya'ya ve Anadolu’dan Güney Kafkasya'ya taşınması, Üst Paleolitik insanlarının kuzey yönündeki göçünü iyice teyit etmektedir. [11]
p>Kafkasya’ya yakın bölgelerdeki Üst Paleolitik yerleşimlerine örnek olarak, kuzeyde, günümüz Rusya Federasyonu Voronej Oblastı sınırları içinde Don Nehri vadisinde yer alan Kostenki-Borshevo ve Moskova yakınlarındaki Sungir bölgesi gösterilebilir.
Rusya düzlüğünün Üst Paleolitik yerleşmeleri için verilen en eski tarih (GÖ 32.000±700), Kostenki 13 yerleşmesinin 1A tabakasından elde edilmiştir. Bu tabaka, daha eski iki tabakanın üzerindedir. En alttaki tabaka III, birçok Musteryen öğeyle birlikte arkaik Kostenki-Streletzkiyen geleneğinin özelliklerine sahiptir. Tabakanın yaşı, günümüzden takriben 35 bin yıl öncesi, hatta daha eski olarak tahmin edilmektedir. [12]
p>Arkeologlar 1955’te Rusya’daki Sungir’de bir mamut avcısı kültürüne ait 33 bin yıllık gömü alanı keşfettiler. Mezarlardan birinde, etrafında yaklaşık üç bin mamut dişinden yapılmış taşla çevrili ve boncuklarla kaplı elli yıllık bir adam iskeleti buldular… Arkeologlar bundan daha ilginç bir mezar da keşfettiler. Mezarın içinde kafa kafaya gömülmüş iki iskelet vardı. Biri 12-13 yaşlarında bir erkek çocuğuna, diğeri ise 9-10 yaşlarında bir kız çocuğuna aitti. [13]
p>Bu arada günümüzden 200-300 bin yıl öncesinde Avrupa’da ortaya çıkan Neandertaller, henüz tam olarak bilinmeyen nedenlerle, yaklaşık 30 bin yıl önce yok oldular. Kafkasya’da yaşamış Neandertaller hakkında önceki bölümlerde alıntılar yaptığımız bir kaynakta özetle şu bilgi yer almaktadır: “Bugün artık Kafkaslardaki Neandertallerin modern insanların varışından önce buradan ayrılmış oldukları kabul edilir.” [14]
p>Böylece Homo sapiens yani günümüz modern insanı Kafkasya coğrafyasının tek hâkimi oldu. Yapılan son araştırmalar modern insanların Kafkas dağlarının iki yamacına aynı zamanlarda yayıldığını ve bunların taş alet üretiminde kullandıkları hammaddeye ulaşmak için önceki gruplara göre daha uzak mesafelere gidebildiğini göstermektedir. Kurulan bu geniş değişim ve taşıma ağları, daha fazla sosyal etkileşimi beraberinde getirmiştir.
p>Notlar
p>
[1] Ofer Bar-Yosef, Anna Belfer-Cohen, Tengiz Mesheviliani, Nino Jakeli, GuyBar-Oz, Elisabetta Boaretto, Paul Goldberg, Eliso Kvavadze&Zinovi Matskevich, Dzudzuana: an Upper Palaeolithic cavesite in the Caucasus foothills (Georgia), s. 347.
https://www.researchgate.net/publication/266673749_Dzudzuana_an_Upper_Palaeolithic_cave_site_in_the_Caucasus_foothills_Georgia.
[2] Ruslan Betrozov, Çerkeslerin Etnik Tarihi, Çeviri: Orhan Uravelli, Kafdav, Ankara 2009, s. 53.
[3] Abhazya Tarihi, Çeviri: Uğur Yağanoğlu, CSA, İstanbul 2014, s. 27;
Ayrıca bkz: Prof. Timur Açugba, Kronolojik Abhazya Tarihi, Çeviri: Oktay Chkotua, Yeni Anadolu Yayıncılık, İstanbul 2015, s. 7.
[4] Pavel Dolukhanov, Eski Ortadoğu’da Çevre ve Etnik Yapı, Çeviri: Suavi Aydın, İmge Kitabevi, Ankara 1998, s. 148.
[5] Alan A. Tuallagov, İskitlerden Erken Alanlara Kuzey Kafkasya, Çeviri: Orhan Uravelli, Kafdav, Ankara 2017, s. 13.
[6] Liubov V. Golovanova, Vladimir B. Doronichev, The Early Upper Paleolithic of the Caucasus in the West Eurasian Context, s. 150.
https://www.researchgate.net/publication/260888506_The_Early_Upper_Paleolithic_of_the_Caucasus_in_the_West_Eurasian_Context.
[7] Liubov V. Golovanova, Vladimir B. Doronichev, a.g.m. ‘The Early Upper Paleolithic of the Caucasus in the West Eurasian Context’, s. 149.
[8] Liubov V. Golovanova, Vladimir B. Doronichev, a.g.m. ‘The Early Upper Paleolithic of the Caucasus in the West Eurasian Context’, s. 137.
[9] Ofer Bar-Yosef, Anna Belfer-Cohen, Tengiz Mesheviliani, Nino Jakeli, GuyBar-Oz, Elisabetta Boaretto, Paul Goldberg, Eliso Kvavadze&Zinovi Matskevich, a.g.m. ‘Dzudzuana: an Upper Palaeolithic cavesite in the Caucasus foothills (Georgia)’, s. 344.
[10] Liubov V. Golovanova, Vladimir B. Doronichev, a.g.m. ‘The Early Upper Paleolithic of the Caucasus in the West Eurasian Context’, s. 144, 150.
[11] Ekaterina V. Doronicheva, Liubov V. Golovanova, Vladimir B. Doronichev, M. Steven Shackley, Andrey G. Nedomolkin, New data about exploitation of the Zayukovo (Baksan) obsidian source in Northern Caucasus during the Paleolithic. s. 159.
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2352409X18306242.
[12] Dolukhanov, aynı eser, s. 149-150.
[13] Yuval Noah Harari, Sapiens, Çeviren: Ertuğrul Genç, 36. Baskı, Kolektif Kitap, İstanbul Temmuz 2017, s. 68-69.
[14] Dimitra Papagianni-Michael A.Morse, Neandertal, Çeviren: İlknur Urkun Kelso, Trend Yayınevi, Ankara Eylül 2017, s. 169.
{tab=Bölüm VIII}
Üst Paleolitik dönemin başlarında Güney ve Kuzey Kafkasya’ya neredeyse aynı tarihlerde yerleşen Homo sapiens gruplar arasında zamanla çeşitli ilişkiler kurulmuştur. Bu süreçte bölgedeki obsidiyen taşımacılığı, muhtemelen, sıradağların iki yamacındaki insanlar arasındaki sosyo-kültürel bağlantıların gelişmesine vesile olmuştur.
p>Bu obsidiyen araştırması, Üst Paleolitik dönemde Güney Gürcistan’daki kaynaklardan sağlanan obsidiyenin, Batı Gürcistan’daki Üst Paleolitik ve Epipaleolitik (Üst Paleolitik dönemin son bölümleri) bölgelere ve devamında Kuzeybatı Kafkasya’daki Üst Paleolitik ve Epipaleolitik bölgelere, bunun yanı sıra, Kuzey-Orta Kafkasya’daki Zayukovo (Baksan) kaynağından sağlanan obsidiyenin Kuzeybatı Kafkasya’daki Üst Paleolitik ve Epipaleolitik bölgelere taşınmasını sağlayan geniş sosyal ağların var olduğu öne sürmektedir. Anlaşılan, obsidiyen taşımacılığı, tüm Üst Paleolitik dönem boyunca Kafkasya'nın farklı bölgelerini işgal eden modern insan grupları arasında kültürel temasları kolaylaştırmış ve değiş tokuş yapılmıştır. Dahası, obsidiyen taşımacılığı, bu bölgelerde yaşayan modern insan grupları arasında doğrudan temaslar olduğunu önermemize izin vermektedir ve daha güneydeki bölgelerden Üst Paleolitik dönemin başlarında Kafkasya’ya ilk giriş yapan modern insan gruplarının kuzeye göçünü de doğrulamaktadır. [1]
p>Yine daha önce alıntılar yaptığımız bir başka makaleye göre Kuzeybatı Kafkasya’daki bazı buluntu yerleri arasında benzerlikler diğer bazılarında ise farklılıklar keşfedilmiştir ve bu konu özetle şöyle ifade edilmiştir: “Kuzeybatı Kafkasya’daki Korotkaya mağarasının Erken Üst Paleolitik topluluğu, Mezmaiskaya mağarasının Erken Üst Paleolitik topluluğu ile aşağı yukarı çağdaştır ve yakın bir benzerlik göstermektedir. Ancak bununla birlikte yine Kuzeybatı Kafkasya’da Meshoko ırmağı vadisindeki (Belaya nehrinin bir kolu, Kuban nehri havzası) Kamennomostskaya mağarasında yapılan son çalışmada, Kamennomostskaya mağarası ile Mezmaiskaya mağarası malzemesi arasındaki büyük farklılıklar olduğu ortaya konulmuştur ancak mağara 1980’lerde yok edildiği için daha detaylı araştırma yapılamayacaktır.” [2]
p>Homo sapiensler, yaklaşık 75 bin yıl önce meydana gelen Würm-I Buzul Doruğu’nun olumsuz koşullarından, o zamanlarda henüz Afrika’da yaşadıkları için, dolaylı olarak etkilenmişlerdi. Avrupa ve Kafkasya’ya 40 bin yıl önce ulaşan Homo sapiensler kendilerini, yaklaşık 30 bin yıl önce başlayan ve etkileri 15 bin yıl öncesinden itibaren azalan, gerçek buzullaşmanın içinde buldular. Ancak örgütlü hareket eden uzman Üst Paleolitik avcı ve toplayıcı gruplar buzullaşmanın getirdiği sorunlara meydan okudular. Geliştirdikleri fonksiyonel birleşik aletler ve av sırasında yaptıkları işbirliği, bir avdan ihtiyaçlarından fazla hayvansal besin elde etmelerine yardımcı oluyordu. Bu yiyecek stokları sayesinde aşırı soğuklara dayanıklı inşa ettikleri kamp yerlerinde veya geçici konutlarında daha uzun süre barınabiliyorlardı ki sahip oldukları bu “boş zamanlar”, onların “yaratıcı” yeteneklerinin gelişmesine yardımcı olmuştur. Bu dönemde mağara duvarları veya kayalara yapılan resim ve gravürler bu sanatsal yaratıcılığın ürünleridir. Buzul Çağı’nın koşulları, bazı bölgelere özel iklim ve çevresel yapı oluşmasına da neden olmuştur. Nitekim bu dönemde Kafkasya ve Karadeniz’de önemli coğrafi değişimler meydana gelmiştir.
p>Würm-II günümüzden 30 bin yıl öncesinden itibaren gelişir. Şiddetli soğumaların yaşandığı, buzul örtülerinin en geniş sınırlarına ulaştığı bu son uzun süreli buzullaşmada genel olarak soğuk ve kurak iklim koşulları baskındır. Üst Pleniglasial olarak da adlandırılan bu dönem, kabaca GÖ 30-17 bin yılları arasına tarihlendirilebilir. Bu dönemin en şiddetli buzul koşulları, GÖ 21-17 bin yılları arasında (Son Buzul Doruğu/LGM-Last Glacial Maximum) yaşanmıştır. Kurak ve yarı-kurak koşullar çok geniş alanları etkisi altına almış, orman alanları küçülmüş, deniz seviyeleri en düşük seviyelerine gerilemiştir. Deniz seviyelerinin düşmesiyle birlikte çok geniş kıyısal ovalar ortaya çıkmış ve özellikle bu soğuk iklim koşullarının yaşandığı evrelerde başta insan ve hayvanlar olmak üzere canlı yaşamı bu alanlara kaymıştır. [3]span>
p>Günümüzden yaklaşık 25 binyıl öncesi ile 18 bin yıl öncesi arasında meydana gelen buzullaşma dönemi süresince Kafkasya’da insan yaşamına dair, bazı kaynaklarda, “boşluk veya kesinti” tanımlaması kullanılmaktadır. Görünen odur ki Würm-II sırasında Kafkas sıradağlarında oluşan buzullaşma, günümüzden yaklaşık 40 bin yıl önce başlayan ve 15 bin yıl boyunca devam eden, Üst Paleolitik gelişme dönemini kesintiye uğratmıştır.
Son Buzul Doruğu (GÖ 25-18 bin yılları arası), bölgedeki çeşitli yerleşimlerde kaydedilen, aşırı soğukların meydana geldiği bir olaydır ve Geç Üst Paleolitik dönemin gelişimini kesintiye uğratmıştır. [4]
p>Satsurblia Mağarası (Batı Gürcistan) Üst Paleolitik katmanında (B Alanı, B/II ve B/III katmanı) yapılan çalışma, Son Buzul Doruğu öncesi dönemde, GÖ 25,5-24,4 bin yıl [kal.], yaşanan insan işgalinin ve Dzudzuana C’nin işgalinin (GÖ 27-24 bin yıl, kal.) bir bölümüyle çağdaş bir zaman aralığında yaşandığının kanıtlarını ortaya koymuştur… Satsurblia ve Dzudzuana'daki uğraşıların sonuçları, şu anda en makul senaryoların Son Buzul Doruğu (GÖ 24,4-17,9 bin yılları [kal.] arası) sırasında bu bölgenin işgalinde bir aralık/boşluk (hiatus) olduğunu göstermektedir. [5]
p>Akhshtyrskaya Mağarası’nda (Rusya Federasyonu, Soçi Milli Parkı sınırları içinde yer alır) kazılan üç Üst Paleolitik tabakadan, orta seviyedeki 2/2, yaklaşık 23,5 bin yıl [kal.] öncesine tarihlenmiştir. Bu nedenle, Akhshtyrskaya'daki sadece en yukarıdaki Üst Paleolitik seviye 2/1’in Epipaleolitik olması ve Son Buzul Doruğu sonrasına tarihlenmesi oldukça muhtemeldir. Akhshtyrskaya mağarasının her üç seviyesindeki taş endüstrisi çok küçüktür ve Üst Paleolitik seviye buluntularının tasnif sonuçları henüz yayınlanmamıştır. [6]
p>Batı Gürcistan’da geleneksel olarak Erken Üst Paleolitik döneme tanımlanan iki buluntu yeri Sagvardjile Seviye V ve Samerzkhle Klde’dır… Yakın zamanda yayınlanmış olan kemik fosil radyokarbon tarihi yaklaşık GÖ 20.160 (kalibre edildiğinde yaklaşık GÖ 24.093) ve bu tarih Dzudzuana'da Ünite C ile olası çağdaşlık görüşümüzü desteklemektedir. Ayrıca da bu alandaki çekirdekler ile Dzudzuana Ünite B’den elde edilen çekirdekler arasında bir benzerlik olduğunu belirtmek ilgi çekicidir. [7]
p>Son Buzul Doruğu döneminde, Orta ve Doğu Avrupa’nın insanlar için daha az yaşanabilir bir çevre ve iklime sahip olduğu düşünülür, ancak durum göründüğü gibi de değildir. Örneğin buzul koşullarının en şiddetli yaşandığı evrelerde canlı yaşamı ve bitki örtüsü bu bölgelerde daha izole alanlara kaymıştır. Daha doğuda, Rusya steplerinde ise ağaçlık alanlar nehir vadileri boyunca uzanmaktadır. Diğer bölgelerde ise step-tundra iklimi baskındır. Polen analizleri Karadeniz’in doğu sahilleri ile Kafkasların yüksek dağlık alanlarında meşe ve huş ağaçlarından oluşan ormanlık bir çevreyi işaret eder. Ancak geniş yapraklı ormanlar ve ağaçlık alanlar daha çok yerel bir dağılım sergilemektedir. Son buzul doruğunda Hazar Denizi (Caspian) çok daha derin ve daha geniş bir alanı kaplarken, Karadeniz’in bu dönemde çok daha sığ ve çok daha küçük bir alanı kapladığı tespit edilmiştir. Her iki denizin kıyıları boyunca sonbaharda yapraklarını döken ormanlık alanların yer aldığı görülmektedir… Türkiye dikkate alındığında, ülkenin kuzeyinde Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Kaçkar Dağları’nda N. Açkar ve ekibi tarafından yapılan araştırmalara göre, Son Buzul Doruğu süresince buzul oluşumları söz konusudur. Özellikle Kavron Vadisi olarak adlandırılan yerde GÖ 26-18 bin yılları arasında buzul oluşumları tespit edilmiştir. [8]
p>Son Buzul Doruğu döneminde Kafkas Dağları’nın yüksek kesimlerinde başlayan buzullaşmanın hem kuzey hem de güney yönünde genişlemesiyle, her iki bölgedeki dağlık alanlar yaşanamaz hale gelmiş gibi görünmektedir. İnsanlar yaşamlarına devam edebilecekleri uygun yerlere sığınmışlar ama buldukları küçük yaşam alanlarından öteye binlerce yıl çıkamadılar ki bu zorlu koşullar bölgede ciddi bir nüfus darboğazı yaşanmasına neden olmuştur. Nihayetinde olumsuz koşullar, ısınan havaların etkisiyle buzulların eriyerek geri çekilmesi sayesinde, tersine dönmüştür.
Arkeolojik çalışmalar insanların yaşadığı yerler olan kamp alanlarının son büyük buzullaşmanın sona erdiği günümüzden 18.000 yıl öncesinden itibaren sayıca arttıklarını ve büyüdüklerini göstermektedir. Kutup buzullarının geri çekilmesi ve havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte, avcı-toplayıcılar bir popülasyon patlaması yaşadılar... Günümüzden 18.000 yıl öncesinde Akdeniz Bölgesi’nin iklimi ısınmaya ve daha yağışlı bir hal almaya başladığında, arkeolojik kazı alanlarının sayılarının arttığını ve daha geniş alanlara ve şu anda çöl ile kaplı bölgelere yayılmaya başladıklarını görüyoruz. [9]
p>Son Buzul Doruğu Homo sapiens grupların buzullaşma ile en büyük imtihanı olmuştur ve aynı zamanda iklim ile çevrenin, önceki hominidlerde/homininlerde olduğu gibi, insan yaşamını ne denli etkilediğini göstermiştir. Buzulların erimeye başlamasıyla hayvan popülasyonu ile bitki örtüsünde köklü değişiklikler yaşandı ve bu değişikliklere uyum sağlamayı becerebilen insanlar, belli bölgelerde yoğunlaşmaya başladılar. Önceki dönemlere göre daha kalabalık grupların belli bir bölgede daha uzun süre birlikte konaklamasıyla birlikte ortaya çıkan yeni yaşam biçimi, bu gruplar arasında birçok “ortak değerler” oluşmasını sağlamış ve devamında yakın bölgelerdeki gruplarla kurulan ekonomik, sosyal, kültürel ve belki de dilsel ilişkiler bölgesel kültürleri ortaya çıkarmış olmalıdır. Üst Paleolitik dönemde daha önce bahsi geçen Orinyasiyen (Aurignacian) ile birlikte Gravetiyen (Gravettian), Solutriyen (Solutrean), Magdaleniyen (Magdalanian) şeklinde sınıflandırılmış alet yapım kültürleri veya endüstrileri geliştirilmiştir.
p>Burada ‘Üst Paleolitik sırasında etnik grupların varlığını öne sürmek mümkün müdür?’ sorusu öne çıkmaktadır. Genelde cevap ‘hayır’dır. Üst Paleolitik bölgeleri, öncelikle büyük ekolojik alanlara uyarlanmanın bir sonucudur. Bu alanlarda uzun ömürlü grupların varlığının, üretim ve ideoloji alanlarını da içeren paylaşılmış birçok ortak biyolojik ve toplumsal teması ima ettiği doğrudur. İskân, ekonomi, maddi ürünler ve ideolojik sembolizm konularında gözlemlenen benzerlikler, bu temasların doğrudan sonuçları olarak görülmelidir. Ayrıca, kuramsal olarak daha küçük ölçekte (kabile, takım gibi) türdeş toplumsal ağların varlığını itiraf etme gereği de ortadadır… Her durumda bu grupların temel etnik özelliklerinden (kendilik bilinci, ‘jeneoloji mitosu’ ve ortak kökene ve ortak kadere dair paylaşılan ideoloji) yoksun olduğu kesinlikle belirlenebilir. [10]
p>Notlar
p>
[1] Ekaterina V. Doronicheva, Liubov V. Golovanova, Vladimir B. Doronichev, M. Steven Shackley, Andrey G. Nedomolkin, New data about exploitation of the Zayukovo (Baksan) obsidian source in Northern Caucasus during the Paleolithic. s. 163-164
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2352409X18306242.
[2] Liubov V. Golovanova, Vladimir B. Doronichev, The Early Upper Paleolithic of the Caucasus in the West Eurasian Context, s. 144.
https://www.researchgate.net/publication/260888506_The_Early_Upper_Paleolithic_of_the_Caucasus_in_the_West_Eurasian_Context.
[3] Murat Karakoç, Son Buzul Çağı ve Holosen Başlangıcında Anadolu ve Balkanlar, Midas Kitap, Ankara Ocak 2015, s. 18-19.
[4] L.V. Golovanova, V.B. Doronichev, N.E. Cleghorn, M.A. Koulkova, T.V. Sapelko, M.S. Shackley, Yu.N. Spasovskiy, The Epipaleolithic of the Caucasus after the Last Glacial Maximum, s. 211.
https://www.academia.edu/5222825/The_Epipaleolithic_of_the_Caucasus_after_the_Last_Glacial_Maximum.
[5] Ron Pinhasi, Tengiz Meshveliani, Zinovi Matskevich, Guy Bar-Oz, Lior Weissbrod, Christopher E.Miller, Keith Wilkinson, David Lordkipanidze, Nino Jakeli, Eliso Kvavadze, Thomas F.G. Higham, Anna Belfer-Cohen, Satsurblia: New Insights of Human Response and Survival across the Last Glacial Maximum in the Southern Caucasus, s. 14-15.
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4213019/
[6] L.V. Golovanova, V.B. Doronichev, N.E. Cleghorn, M.A. Koulkova, T.V. Sapelko, M.S. Shackley, Yu.N. Spasovskiy, a.g.m. ‘The Epipaleolithic of the Caucasus after the Last Glacial Maximum’, s. 219.
[7] Ofer Bar-Yosef, Anna Belfer-Cohen, Tengiz Mesheviliani, Nino Jakeli, GuyBar-Oz, Elisabetta Boaretto, Paul Goldberg, Eliso Kvavadze&Zinovi Matskevich, Dzudzuana: an Upper Palaeolithic cavesite in the Caucasus foothills (Georgia), s. 346.
https://www.researchgate.net/publication/266673749_Dzudzuana_an_Upper_Palaeolithic_cave_site_in_the_Caucasus_foothills_Georgia.
[8] Karakoç, aynı eser, s. 22-24.
[9] Daniel E. Lieberman, İnsan Vücudunun Öyküsü, Çeviren: Raşit Bilgin, 3. Baskı, Say Yayınları, İstanbul 2017, s. 260, 262.
[10] Pavel Dolukhanov, Eski Ortadoğu’da Çevre ve Etnik Yapı, Çeviri: Suavi Aydın, İmge Kitabevi, Ankara 1998, s. 513-514.
{tab=Bölüm IX}
Son Buzul Doruğu sonrasındaki ılıman dönemlerde Kuzey ve Güney Kafkasya’da yaşanan nüfus artışı ve genişlemesi ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkilerin yeniden kurulmasına yol açmıştır… Kafkasya'nın güneybatısı ile kuzey-orta kesiminde yer alan obsidiyen kaynaklarından, Kuzeybatı Kafkasya'daki Epipaleolitik yerleşim alanlarına obsidiyen taşıma ağlarının yeniden kurulması, Kafkasya’nın bütününde daha önce var olan ama kesintiye uğrayan temasların, Epipaleolitik dönem sakinleri arasında da kurulduğunun somut bir örneklerinden biridir.
Not:i> Epipaleolitik (Son Paleolitik) kimi kaynaklarda Mezolitik dönem yerine kullanılmaktadır ve Üst Paleolitik sonlarında yeni bir kültürel geçişi hazırlayan dönemi ifade etmektedir. Epipaleolitik, Yakın Doğu ve Anadolu coğrafyası için, Üst Paleolitik sonları ile Neolitik Dönem başları arasını tanımlamak için kullanılan bir kavramdır.
p>Kafkasya'daki Üst Paleolitik gelişmeyi kesintiye uğratan soğuk dönem Son Buzul Doruğu, GÖ 26-25-20-19 bin [kal.] yıllarına karşılık gelen kronolojik boşluk, sonrasında yeni bir Epipaleolitik endüstrisi Güney ve Kuzey Kafkasya’da ortaya çıktı ve GÖ 19 bin-18 bin [kal.] yıllarından Pleistosen’in sonuna, GÖ 12 bin-11,5 bin [kal.] yıllarına, dek varlığını sürdürdü. Arkeolojik kayıtlar, Epipaleolitik süresince sitelerin sayılarında, Epipaleolitik insan gruplarının hareketliliğinde ve Kafkasya’da insanların yerleşiminde, bölgenin Son Buzul Doruğu öncesindeki Üst Paleolitik yerleşimi ile karşılaştırıldığında, daha yoğun bir artış olduğunu belgelemektedir. [1]
p>Son Buzul Doruğu sonrası tarihlerde, yaklaşık 20 Epipaleolitik bölgenin asıl yoğunlunun, Kuzeybatı Kafkasya'daki Kuban nehri havzasında olduğu bilinmektedir. Detaylı tipolojik analizlerinin akla uygun bilinen sadece 5 tane katmanlaşmış Epipaleolitik yerleşme vardır… Son Buzul Doruğu sonrasında yaklaşık GÖ 18 bin [kal.] yıl öncesi ile Pleistosen ve Holosen (Pleistosen sonrası dönem) sınırı olan GÖ 10 bin [kal.] yıl öncesi arasındaki dönemde yeni bir Epipaleolitik kültür, Güney Kafkasya'daki Gürcistan'dan, Kuzeybatı Kafkasya yoluyla, Güney Rusya ovasına dek kadar yayılmıştır. Epipaleolitik'in ana evresi, yaklaşık GÖ 18-13 bin [kal.] yılları arası, Üst Pleistosen’in sonundaki en elverişli dönem olmuştur. [2]
p>Kuzey Kafkasya’da Epipaleolitik döneme ait buluntuların ortaya çıkarıldığı yerleşim yerlerinin önemli bir kısmı daha önceki dönemlerde de kullanılmış mağara veya açık hava siteleridir. Bu alanlarda ele geçen buluntular radyokarbon yöntem tarihlendirilmiştir.
Mezmaiskaya Mağarası, Kuzeybatı Kafkasya'da Lago-Naki platosu üzerinde, Sukhoi Kurdjips nehri vadisinde yer almaktadır… Mezmaiskaya mağara stratigrafisinde, Epipaleolitik Katmanı 1-3, Son Buzul Maksimumu ve Holosen yatakları arasına düşer ve iki radyokarbon tarihine göre GÖ 17-15,5 bin [kal.] yılları arasıdır…
Mezmaiskaya Mağarası… Katman-1-3'ten üç obsidiyen eser üzerinde yapılan işaret/iz analizleri, bu malzemelerin Mezmaiskaya'nın güneydoğusunda 300 km uzaklıktaki Güney Gürcistan’ın Kojun Dag kaynağından tedarik edilen 2 parçadan üretildiğini gösterdi. Diğer bir parçanın ise Mezmaiskaya'ya 250 km mesafede bulunan ve Rusya’daki Kuzey Kafkasya’nın ortam kesiminde yer alan Zayukovo kaynağından tedarik edilen obsidiyenden üretildiğini gösterdi. Bu sonuçlar, Mezmaiskaya'daki Epipaleolitik seviye sakinlerinin Güney Kafkasya ve Kuzey-Orta Kafkasya da dahil olmak üzere mağaradan epeyce uzak bölgelerle bazı temasların olduğunu akla getirmektedir.
Gubs 1 Kaya Barınağı ise Kuzeybatı Kafkasya'da hem Orta hem de Üst Paleolitik tabakaları bir bölümde koruyan az sayıdaki alandan biridir. Paleolitik yerleşim, Gubs nehri vadisinin Borisovskoye boğazının sol kıyısındadır… Gubs Kaya Barınağı 1'deki kemiklerin yeterince korunamamış olması, radyokarbon tarihlemesini engellemektedir. Amirkhanov, alet endüstrisinin genel özelliklerine ve altındaki tabakaların Son Buzul Maksimumu ile paleocoğrafik korelasyonuna dayanarak, en üst Üst Paleolitik katmanı için Epipaleolitik yaşını önermiştir… Kasojskaya Mağarası, Gubs nehri vadisi Borisovskoe boğazında yer alan, güneye bakan bir mağaradır… Mağaradaki Katman 4'ün 3. 4. ve 5. tabakaların faunal buluntu topluluklarından elde edilen bir dizi radyokarbon tarihler, Katman 4'ün Epipaleolitik işgalini 17-12,5 bin [kal.] yılları arasında tarihlendirir. [3]
p>Yine Kuzey Kafkasya’da keşfedilen bazı mağara-açık hava sitelerinde bulunan kalıntılar üzerinde sadece ön tarihlendirme çalışmaları yapılmıştır. Yukarıda alıntılar yapılan makalede bu konuda özetle şu bilgiler yer almaktadır: “Bunlara ek olarak üç tane yerleşimden Epipaleolitik’i temsil eden taş (litik) koleksiyonlar elde edildi, ancak buralar ya yüzeysel koleksiyonlar (Baranakha-1) veya açık hava sahalarıydılar. (Baranakha-4 ve Yavora). Bu yerleşimlerden yaklaşık bir düzinesi, Dakhovskaya-2, Korotkaya-2, Dvoinaya, Ruslanova mağaraları, Gubs-2, Gubs-3, Gubs-4, Gubs-6, Lubochniy kaya barınakları ve diğerleri de dahil olmak üzere sadece ön araştırmalardan bilinir... Kuzeybatı Kafkasya’daki bir başka Epipaleolitik yaşam alanı Gubs Kaya Barınağı 7 veya Satanay Kaya Barınağı, Gubs vadisinin sol kıyısında, Gubs 1’in yanında yer almaktadır… (Buradan elde edilen kemik numuneler farklı radyokarban tarihler üretilmiştir.) Bu tartışmalı radyokarbon tahminleri, eski kazılan koleksiyonların, Geç Pleistosen'den Erken Holosen'e kadar uzanan farklı tabakalardan ve iş katmanlarından malzemeler içerdiğini göstermektedir. Yeni keşfedilen Chygai Kaya Barınağı, (Gubs nehri kıyısında) Katman 9’dan elde edilen radyokarbon tarihlerine dayanılarak, Epipaleolitik dönemle ilişkili görülmektedir. Ancak buradan elde edilen materyaller yalnızca başlangıç olarak yayınlanmıştır. Kolkhis dağ bölgesinin aynı kuzeybatı kesiminde ama Rusya Federasyonu (Krasnodar Krayı) bölgesinde, birkaç yerleşim yerinde az sayıda Üst Paleolitik malzeme grubu kurtarıldı. Navalishenskaya ve Malaya Vorontsovskaya mağaralarının her birinde birkaç Üst Paleolitik buluntu katmanları vardır ve ikinci bölge için sadece bir radyo-karbon tarihi, yaklaşık GÖ 17 bin yıl [kal.] şeklinde duyurulmuştur.” [4]
p>Hem mikro hem de makro faunalar, Son Buzul Maksimumu sonrasında, yani GÖ 18-13 bin [kal.] yılları arasında, Satsurblia Mağarası’ndaki (Batı Gürcistan) insan yerleşimi sırasında, iklimsel bir iyileşmeyle bağlantılı ormanlık ekosistemlerin daha yoğun bir yayılımını göstermektedir… Satsurblia Mağarası Üst Paleolitik katmanı çalışmaları kronolojisi… Son Buzul Maksimumu sonrası yeni bir fazın varlığını göstermiştir (Alan A, Katmanlar A/IIa ve A/IIb: GÖ 17,9-16,2 bin yılları). [5]
p>Güney Kafkasya’da da Epipaleolitik döneme ait buluntuların ortaya çıkarıldığı yerlerin önemli bir kısmı daha önceki dönemlerde de kullanılmış mağara veya açık hava siteleridir. Bu alanların bazılarında güvenilir tarihler elde edilmiştir ancak bazı yerlerde ise yeterince tarihlendirme çalışması yapılmamıştır. Daha önce alıntılar yapılan makalede bu yerler ile ilgili özetle şu bilgiler vardır: “Dzudzuana Mağarası sahasındaki B Ünitesinden gelen üç tarih GÖ 16.500–13.200 [kal.] arasındadır ve bu tarihler B ünitesini Pleistosen sonuna yerleştirir… Dzudzuana'nın daha batısında yer alan Sakajia mağarasından çıkarılan bir bovid kemiği yakın zamanlarda, GÖ 11.700 radyokarbon tarihini verdi (kalibre edilmiş, GÖ 13.583)… Daha batıdaki Apiancha Mağarası'ndan küçük omuzlu noktalıların yerel bir varyantını da içeren benzer bir endüstri bildirilmiştir. Kesin içeriği bildirilmemesine rağmen, mağaradan GÖ 17.900-17.600 [kal.] tarihlenen iki radyokarbon ölçümü bulunduğuna dikkat etmek önemlidir… Dzuduzuana yakınlarındaki Gvardjilas Klde Mağarası’ndan kemikler üzerinde yapılan incelemede elde edilen iki radyokarbon tarih, GÖ 15.960-GÖ 15.010 (kalibre edilmiş, GÖ 19.100-GÖ 18.200), daha alt tabaklardan gelmiş olabilir.” [6]
p>Güney Kafkasya'da, Üst Paleolitik alanların ezici çoğunluğu, Batı Gürcistan topraklarında Kolkhis (Colkhic) dağlık bölgesi içinde yer almaktadır… Kolkhis dağ bölgesinin kuzeybatısında Abhazya’da çok katmanlı Apiança Mağarası, Kafkasya'daki en ilginç Üst Paleolitik yerleşimlerinden biridir… Katman 5-4, Son Buzul Maksimumu’ndan sonra oluştuğunu teyit eden tarihlere sahiptir ve bu nedenle Epipaleolitik’e tarihlenmiştir… L.O. Korkia, Apiança’da Katman 4’deki malzeme grubunun, Gvardjilas Klde'nin Üst Paleolitik malzeme grubuna ve Kholodniy (Holodniy) Mağarası’ndaki G tabakasına, ayrıca Katman 5’deki malzeme grubunun Sakajia'dakilere benzer olduğu sonucuna varmıştır. Apiança Katman 4'ten alınan bir kemik zıpkın parçası Holodniy Mağarası’nda bulunana benzer. Ancak N.O. Bader, Holodniy Mağarası’ndaki Üst Paleolitik, Mezolitik ve Neolitik malzemelerin karışmış olduğunu bildirmiştir. Bu, Apiança Katman 4'ün ayrıca, üstteki Mezolitik seviyeden araya giren davetsiz buluntular içerebilme ihtimalini arttırır. Bader, aynı zamanda Apiança'dan elde edilen malzemeler ile aynı alanda bulunan Atsinskaya ve Navalishenskaya mağaralarından gelen malzeme grupları arasındaki benzerliklere de dikkat çekti, ancak son iki alan henüz modern kazı teknikleri kullanılarak incelenmedi. [7]
p>Güney Kafkasya’da Epipaleolitik döneme ait aletlerin özelliklerinden yola çıkılarak, bölgenin özgün alet yapım endüstrisi “İmeretya/İmereti Kültürü” olarak tanımlanmıştır. Daha önce de alıntılar yapılan makalede İmeretya Kültürü’ne dair özetle şu bilgiler yer almaktadır: “Son Buzul Maksimumu’ndan Holosen'in başlangıcı arasını, yani yaklaşık olarak GÖ 20.000-10.000 arasındaki takriben 10 bin yıllık bir dönemi kapsayan Kafkasya Epipaleolitik kayıtlarının sentezi yapıldığında, bu endüstrilerin özelliklerini ilk olarak inceleyen araştırmacılar tarafından, birkaç on yıl süresince, “İmeretya Kültürü” ismiyle tanımlanmıştır. Başlangıçta N.O. Bader 1965 yılında, İmeretya Bölgesi (Batı Gürcistan) Üst Paleolitik dönemini “Transkafkasya Kültürü” (Kafkasya ötesi-Güney Kafkasya) olarak tanımladı. Transkafkasya Kültürü’ne “İmeretya Kültürü” terimini ilk olarak, 1970 yılında, G.P. Grigoriev uyguladı. Bir süre sonra H. A. Amirkhanov, 1994 yılında, Batı Kafkasya'daki eski kazılardan çıkan Üst Paleolitik malzemelerini revize etti ve İmeretya Üst Paleolitik gelişmesi boyunca bir süreklilik olmadığına karar verdi. Aynı zamanda Amirkhanov, 1994 yılında, iklim-stratigrafik verilerine, mevcut bazı radyokarbon tahminlerine ve taş alet endüstrilerinin özelliklerine dayanarak Kafkasya'nın Üst Paleolitik endüstrilerini, Son Buzul Maksimumu ile bölünen iki ana kronolojik gruba ayırdı ve önceki ile sonraki gruplar arasında kültürel bir süreksizlik olduğu sonucuna vardı. Amirkhanov ayrıca Batı Kafkasya'daki Üst Paleolitik endüstrilerinin iki büyük kronolojik grubunun, Son Buzul Maksimumu ile ayrılmış olduklarından, karşılaştırılamaz olduğunu ve eski İmeretya kültürünün çoğu tanısal özelliğinin sonraki (son buzul maksimumu sonrası) kronolojik grup için geçerli olduğunu varsaydı ki bu grup, bu makalede Epipaleolitik olarak tanımlanmıştır.” [8]
p>Notlar
p>
[1] Ekaterina V. Doronicheva, Liubov V. Golovanova, Vladimir B. Doronichev, M. Steven Shackley, Andrey G. Nedomolkin, New data about exploitation of the Zayukovo (Baksan) obsidian source in Northern Caucasus during the Paleolithic. s. 159-160.
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2352409X18306242.
[2] L.V. Golovanova, V.B. Doronichev, N.E. Cleghorn, M.A. Koulkova, T.V. Sapelko, M.S. Shackley, Yu.N. Spasovskiy,
The Epipaleolithic of the Caucasus after the Last Glacial Maximum, s. 191, 211-212.
https://www.academia.edu/5222825/The_Epipaleolithic_of_the_Caucasus_after_the_Last_Glacial_Maximum.
[3] L.V. Golovanova, V.B. Doronichev, N.E. Cleghorn, M.A. Koulkova, T.V. Sapelko, M.S. Shackley, Yu.N. Spasovskiy, a.g.m. ‘The Epipaleolithic of the Caucasus after the Last Glacial Maximum’, s. 191-192, 194, 196, 198, 200-201.
[4] L.V. Golovanova, V.B. Doronichev, N.E. Cleghorn, M.A. Koulkova, T.V. Sapelko, M.S. Shackley, Yu.N. Spasovskiy, a.g.m. ‘The Epipaleolithic of the Caucasus after the Last Glacial Maximum’, s. 191, 203, 205, 212, 218.
[5] Ron Pinhasi, Tengiz Meshveliani, Zinovi Matskevich, Guy Bar-Oz, Lior Weissbrod, Christopher E. Miller, Keith Wilkinson, David Lordkipanidze, Nino Jakeli, Eliso Kvavadze, Thomas F. G. Higham, Anna Belfer-Cohen, Satsurblia: New Insights of Human Response and Survival across the Last Glacial Maximum in the Southern Caucasus, s. 14.
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4213019/
[6] Ofer Bar-Yosef, Anna Belfer-Cohen, Tengiz Mesheviliani, Nino Jakeli, GuyBar-Oz, Elisabetta Boaretto, Paul Goldberg, Eliso Kvavadze&Zinovi Matskevich, Dzudzuana: an Upper Palaeolithic cavesite in the Caucasus foothills (Georgia), s. 336, 346-347.
https://www.researchgate.net/publication/266673749_Dzudzuana_an_Upper_Palaeolithic_cave_site_in_the_Caucasus_foothills_Georgia.
[7] L.V. Golovanova, V.B. Doronichev, N.E. Cleghorn, M.A. Koulkova, T.V. Sapelko, M.S. Shackley, Yu.N. Spasovskiy, a.g.m. ‘The Epipaleolithic of the Caucasus after the Last Glacial Maximum’, s. 213, 217-218.
[8] L.V. Golovanova, V.B. Doronichev, N.E. Cleghorn, M.A. Koulkova, T.V. Sapelko, M.S. Shackley, Yu.N. Spasovskiy, a.g.m. ‘The Epipaleolithic of the Caucasus after the Last Glacial Maximum’, s. 220.
{tab=Bölüm X}
Epipaleolitik dönemde bölgesel kültürel gelenekler oluşmaya başlamıştır ve bu bölgeselleşme söz konusu dönemi önceki dönemlere göre daha özgün kılmaktadır. Önceki bölümde ele alınan Güney Kafkasya İmeretya Kültürü gibi Kuzeybatı Kafkasya’daki Gubs Nehri vadisinde ortaya çıkarılan aletlerin yapımındaki bazı özellikler nedeniyle bölgenin alet yapım endüstrisi “Gubs Kültürü” şeklinde tanımlanmıştır. Konu hakkında alıntı yapılan makalede İmeretya Kültürü ile dönemsel olan Kuzey Kafkasya Gubs Kültürü de ele alınmış ve özetle şu ifadelere yer verilmiştir:
“N.O. Bader, Güney Kafkasya'daki İmeretya Kültürü ile Kuzey Kafkasya'daki Gubs Kültürü’nün birlikte var olduğunu kanıtlamaya çalıştı. Bu çalışma, her iki ‘kültürün’ pek çok ‘spesifik’ özelliklerinin, sahaların çoğunda güvenli bir şekilde kazılmamış malzemelerin katkısının sonucu olduğunu göstermektedir. Bu iki bölge arasında geometrik mikro-litiklerde az miktarda dikkate değer farklılıklar vardır. Örneğin, yalnızca Batı Gürcistan'daki Epipaleolitik yerleşimler asimetrik üçgenleri içerir, ancak dikdörtgenler yalnızca Kuzeybatı Kafkasya'nın doğu kesiminde yer alan Epipaleolitik yerleşimlerde bulunmuştur. Kafkasya'daki nokta/uçlu tipi dağılımının analizi, hem Güney hem de Kuzey Kafkasya'daki pek çok Epipaleolitik yerleşiminde spesifik omuzlu uçların (bu makalede İmeretya uçları olarak adlandırılır) ortaya çıktığını göstermektedir. Batı Gürcistan'daki Sakajia uçlarında olduğu gibi bir bölgeye özgü görünen bazı uç türleri veya Gubs kültürünün bir özelliği olarak tanımlanan simetrik rötuşlanmış uçlar, tek bir numune ile temsil edilirler, genellikle alet parçalarıyla ve bu nedenle ek doğrulama gerektirir.” [1]
p>Daha önceki bölümlerde alıntılar yaptığımız R. Betrozov, İmeretya ve Gubs kültürlerini, zamanı Paleolitik sonrası döneme uzatarak ele almaktadır ve ayrıca bu kültürlere ek olarak Kuzeydoğu Kafkasya’da farklı bir kültür evresinin yaşandığını belirtmektedir.
Geç Paleolitik dönem sonunda Kafkasya kültürleri arasındaki farklar açıkça izlenebilmektedir. Böylece Kafkasya ötesi (Güney Kafkasya) ile Kuzey Kafkasya kültürleri arasında kopma görülür. Buzlarla kaplı Ana Kafkas sıradağlarıyla ayrılan bu kültürler belirli farklılıklar kazanmışlardı. Aynı zamanda Kafkasya’nın Karadeniz kıyısında ve Kuzey Kafkasya’da nüfusun yer değişimine ve kültür etkileşime tanık oluyoruz. Henüz Üst Paleolitik ve Mezolitik çağlarda Kafkasya’da kültürün münferit bölgeleri ve üç varyantı açıkça seçilebilir: Kuzeybatı Kafkasya’da Gubs, Kuzeydoğu Kafkasya’da Çoh (Çokh) ve Güney Kafkasya’da İmeretya kültürleri. Böylesine erken dönemde ortaya çıkan tarihsel ve kültürel (hatta belki etnik) farklılıklar, sonraki devirlerde daha da netleşmiş ve kesinleşmiştir. [2]
p>Son Buzul Doruğu sonrası Epipaleolitik dönemde ormanlık alanlar genişlemiş ve bitki örtüsü çeşitlenmiştir. İnsanlar hala avcılık ve toplayıcılıkla geçiniyorlardı. Bu dönemde büyük memeli pek çok hayvanın yok olmasıyla kısa yabanıl otlarla beslenen ceylan, yaban koyunu ve keçisi gibi küçükbaş hayvanlar en gözde avlar haline geldi. Av hayvanlarındaki bu değişime paralel olarak avcı ve toplayıcıların kullandıkları aletlerde de önemli değişimler yaşandı. Uzman avcılar haline gelen bu insanların avlanma sırasında kullandıkları taş aletler daha küçülmüştür, daha sivri ve keskin hale gelmiştir ve özellikle mikrolitler (minitaş) yaygınlaşmıştır. Yalın taş aletler, bir taş bıçağa ahşap sap takılması gibi örneklerde olduğu gibi, ahşap veya kemikle birleştirilerek daha fonksiyonel hale getirilmiştir.
p>Çevresel ve iklimsel koşulların insanların lehine değişmesiyle birlikte Kafkasya’nın pek çok bölgesi yaşamaya daha elverişli hale gelmiştir. Nüfusun zamanla kalabalıklaştığı yerlerden artık daha yaşanılır hale gelen diğer bölgelere başlayan toplumsal hareketlenme gen akışında artışlara yol açmış olmalıdır.
Günümüzden takriben 15 bin yıl öncesinde, iklim Buzul sonrası düzelme dönemine girerken, Üst Paleolitik yerleşmeler daha önce yoğun bir nüfusun barındığı Rusya Düzlüğü’nün buzulçevresi bozkır alanlarında, neredeyse tamamen ortadan kalktılar. Bu nüfusun en azından bir bölümünün güneye, nüfus kıtlığı bulunan Karadeniz bozkırına gittiği düşünülebilir. Fakat bu nüfusun büyük kısmı kuzeye, göç eden Ren geyiği sürülerini izleyerek Kuzey Rusya Düzlüğü’nün buzdan henüz arınmış bölgelerine gitmiştir. [3]
p>Kuzey-Orta Kafkasya'da bildirilen çok az sayıda Epipaleolitik yerleşimi vardır. Sosruko ve Alebastroviy Zavod Kaya Barınakları 1950'lerde kazıldı ve bir ön yayın ile tanıtıldı. Kısa süre önce keşfedilen Bodinoko Kaya Barınağı’ndaki Epipaleolitik Katman-5, radyokarbon yöntemiyle GÖ 14-13 bin [kalibre edilmemiş] yılları arasına tarihlendi, ancak Epipaleolitik litik alet endüstrisinin yayınlanması sadece ön hazırlıktır ve daha ayrıntılı analiz için teşhis amaçlı değildir. [4]
p>Son Buzul Doruğu buzullarının erimesi ve Bølling-Allerød olarak adlandırılan ısınma evrelerinin yaşanmaya başlamasıyla yaklaşık GÖ 14.600’lerden itibaren deniz seviyelerinde yükselmeler başlamıştır… Böylelikle Son Buzul Doruğu’ndan sonra havaların ısınması ve buna bağlı olarak buzulların erimesi ile birlikte deniz seviyelerinde yükselmeyle sonuçlanan değişikliklerin yaşanmaya başlamasının yanı sıra, Avrupa’daki ekolojik ortamın da güneyden başlayarak kuzeye doğru ormanlaşma aşamasına girdiği görülür. [5]
p>Son Buzul Doruğu sonrasında karadaki buzullarının erimesiyle deniz seviyelerinin yükselmesi birkaç bin yıl sürmüştür. Karadeniz ve Hazar Denizi’ndeki su seviyesinin yükselmesiyle, kıyı bölgelerinin sular altında kalması, Kafkasya Epipaleolitik yerleşimlerinde mekansal değişiklilere yol açmış olmalıdır. Ayrıca bu dönemde Kafkasya coğrafyasında ilginç bir jeolojik olay meydana gelmiştir ve bu olay nüfus hareketlerini belirli bir dönem için kısıtlamış gibi görünmektedir. Günümüzden yaklaşık 16 bin yıl önce, Hazar Denizi genişlemiş ve su seviyesi maksimuma ulaşmıştır. Khvalynian Transgresyonu (Transgression) denilen bu jeolojik olay sonucunda Hazar Denizi’nin suyu Maniç Boğazı yoluyla Karadeniz’e akmıştır. Maniç Boğazı’nın taşkın suyunun yolu haline gelmesiyle Kafkasya izole olmuş ve buradan daha kuzeye doğru insan yayılımının önü günümüzden 12 bin yıl öncesine dek kesilmiştir.
p>Son Buzul Doruğu sonrasında yaşandığı varsayılan insanların kuzeye doğru ilerleyişi (yeniden kolonizasyon?), Doğu Avrupa Ovası’nda daha öncesinden var olan yerleşimlerin, muhtemelen dağlardakinden daha yüksek nüfus yoğunluğuna sahip olması nedeniyle ve ayrıca ek olarak GÖ 14-12 bin yıllarına tarihlenen Khvalynian transgresyonun da (transgression) doğal bir bariyer görevi görmüş olması nedeniyle duraksamış olabilir. [6]
p>Tam buzul koşulları sona erip Holosen iklim koşulları hakim olmaya başlamışken günümüzden yaklaşık 13 binde buzul koşullarına yakın bir iklim değişikliği meydana gelmiştir. Hemen hemen 1000 yıldan fazla bir süre etkisini devam ettiren bu soğuk evre Younger Dryas (Genç Dryas, GÖ 12,8-11,5 bin) olarak bilinmektedir. Ancak bu soğuk ara dönem dünyanın her yerinde aynı şekilde etkili olmamış ve özellikle kuzey yarıküreyi etkisi altına almıştır… Younger Dryas soğuk-kurak iklim koşulları ve buzullaşmaları sadece Grönland ve çevresinde değil fakat aynı zamanda tropikal ve yarı-tropikal iklim bölgelerini de etkisi altına almış gibi görünmektedir… Küresel bir soğuk dönem olarak da tanımlanan, bu süreçte (Younger Dryas ) iklimde yaşanan değişikliklerin özellikle Yakın Doğu’da yaşayan Epi-Paleolitik dönem avcı ve toplayıcı insan grupları üzerinde çok önemli etkileri olduğu öne sürülmektedir. Bu soğuk iklim koşulları tahıllar gibi bazı doğal bitkisel ürünlerin yetişmesinde bir düşüşe ve yetiştikleri alanlarda daralmaya yol açtığı gibi, bu bitkisel ürünlere dayalı beslenme modeline sahip insanların yaşadıkları doğal çevreyi sınırlamıştır. Bunun yanı sıra Younger Dryas buzullaşması, gerek Yakın Doğu ile Anadolu ve Balkanlar gerekse Avrupa’da yaşayan bu dönem avcı-toplayıcı insan gruplarının temel besin kaynaklarını oluşturan av hayvanları ile bitkisel kaynaklarda doğal bir azalmaya yol açmıştır. [7]
p>GÖ 13-10 bin yılları arasına tarihlenen Younger Dryas iklimsel stres dönemi, Kuzey Kafkasya'da Epipaleolitik kültür gelişiminin sona erdiğine işaret etmektedir. [8]
p>Ve böylece günümüzden yaklaşık 2,6 milyon yıl önce başlayan Buzul Çağı yani Pleistosen, 11.700 yıl önce sona ermiş ve insanlığın yaşam biçimini köklü bir şekilde değiştiren, günümüzde hala devam eden jeolojik dönem, Holosen, başlamış oldu. Benzer şekilde günümüzden yaklaşık 2,5 milyon yıl önce başlayan Paleolitik yani Taş Devri, Üst Paleolitik dönemin sona ermesiyle yerini Mezolitik döneme bıraktı.
Sonuç olarak; Kafkasya coğrafyasında yaşamış, Homo erectus (veya benzer türler) ve Neandertal türleri yok olduktan sonra Kafkasya’ya son gelenler, halen dünya üzerinde yaşayan tek tür olan, Homo sapiens yani modern insandır. Afrika’dan göç eden bazı Homo sapiens gruplar muhtemelen Orta Doğu ve Anadolu üzerinden yollarına devam ederek, günümüzden 40 bin yıl önce Güney Kafkasya’ya ulaştılar ve Üst Paleolitik dönemi başlattılar. Bunlardan bazıları yollarına devam ederek Kuzey Kafkasya’ya yerleştiler ki Kafkasya’nın her iki yamacındaki en erken Homo sapiens buluntular birbirine çok yakın yaşlara sahiptir.
p>Homo sapienslerin gelişiyle birlikte Kafkasya’da, 40 bin ila 25 bin yıl öncesi arası dönemde alet yapımı ile sosyal ilişkiler ve kültür alanlarında önemli gelişmeler yaşanmıştır. Ancak bu gelişme dönemi, günümüzden önce 25 bin-17 bin yılları arasında yani son buzul doruğunda, kesintiye uğramıştır. Buzullaşma nedeniyle insanlar küçük ve korunaklı alanlarda binlerce yıl izole bir yaşam sürdürdüler ki bu nedenle bölge nüfusu ciddi oranda daralmıştır.
p>Günümüzden yaklaşık 15 bin yıl öncesinden itibaren dünya üzerinde havaların daha ılıman hale gelmesiyle diğer pek çok bölgede olduğu gibi Kafkasya’nın da yaşam koşulları iyileşmiştir. İzole alanlarından kurtulan avcı ve toplayıcı insanların elverişli koşullarda daha iyi beslenmeye başlamasıyla nüfus artışı meydana gelmiştir. Artan nüfus bir yandan “bölgeselleşmeye” yol açarken diğer yandan bir bölgeden başka bölgeye göçü teşvik etmiştir. Böylece kuzey ile güney arasında buzullaşma nedeniyle binlerce yıldır kesik olan bağlantılar yeniden kurulmuş ve devamında insan gruplarının etkileşimi ve karışımı kaçınılmaz hale gelmiştir. Bundan sonrasında yani Holosen dönemde, dünyanın diğer bölgelerinde olduğu gibi Kafkasya’da da insan yaşamı tarımın icadı ve yerleşik düzene geçilmesiyle önceki dönemlere göre çok farklı olacaktır…
Notlar
p>
[1] L.V. Golovanova, V.B. Doronichev, N.E. Cleghorn, M.A. Koulkova, T.V. Sapelko, M.S. Shackley, Yu.N. Spasovskiy, The Epipaleolithic of the Caucasus after the Last Glacial Maximum, s. 222-223.
https://www.academia.edu/5222825/The_Epipaleolithic_of_the_Caucasus_after_the_Last_Glacial_Maximum.
[2] Ruslan Betrozov, Çerkeslerin Etnik Tarihi, Çeviri: Orhan Uravelli, Kafdav, Ankara 2009, s.53-54.
[3] Pavel Dolukhanov, Eski Ortadoğu’da Çevre ve Etnik Yapı, Çeviri: Suavi Aydın, İmge Kitabevi, Ankara 1998, s. 160.
[4] L.V. Golovanova, V.B. Doronichev, N.E. Cleghorn, M.A. Koulkova, T.V. Sapelko, M.S. Shackley, Yu.N. Spasovskiy, a.g.m. ‘The Epipaleolithic of the Caucasus after the Last Glacial Maximum’, s. 191.
[5] Murat Karakoç, Son Buzul Çağı ve Holosen Başlangıcında Anadolu ve Balkanlar, Midas Kitap, Ankara Ocak 2015, s. 26.
[6] Bayazit Yunusbayev, Mait Metspalu, Mari Ja¨rve, Ildus Kutuev, Siiri Rootsi, Ene Metspalu, Doron M. Behar, Kart Varendi, Hovhannes Sahakyan, Rita Khusainova, Levon Yepiskoposyan, Elza K. Khusnutdinova, Peter A. Underhill, Toomas Kivisild, Richard Villems,
The Caucasus as an Asymmetric Semipermeable Barrier to Ancient Human Migrations, s. 363-364.
https://academic.oup.com/mbe/article/29/1/359/1750206.
[7] Karakoç, aynı eser, s. 26-27.
[8] L.V. Golovanova, V.B. Doronichev, N.E. Cleghorn, M.A. Koulkova, T.V. Sapelko, M.S. Shackley, Yu.N. Spasovskiy, a.g.m. ‘The Epipaleolithic of the Caucasus after the Last Glacial Maximum’, s. 212.
{/tabs}
+''+nan+''+Zeki Kartal ) ) ) ) ) ) ) ) )