Looking Towards The Future

I would like to start with this quote: "Refugees did not just escape a place. They had to escape a thousand memories until they would put enough time and distance between them and their misery to wake to a better day.” —Nadia Hashimi

p>

 

Some of us left and some of us stayed. While both groups went through particular hardships, the group that left was scattered like ashes around continents and countries. They had to learn new languages, adjust to different societies, and eventually, became the minority in their new land. Despite the many obstacles they faced, like assimilation looming over them, they managed to hold onto their cultural identity and recreate themselves.

 

And we did wake to better days in the following years. To this, we owe thanks to the resilience of our ancestors, which is something to be upheld and admired.

 

Today, we mourn the losses of our people from the genocide and displacement, especially those that perished in the Black Sea and on its shores. Yet we must praise ourselves for surviving. We won't forget our past, but we have to look towards the future. It's been 156 years and here we stand. Alive. Free. Knowing.

 

div>

GELECEĞE BAKMAK

 

Bir özlü sözden alıntı ile başlamak istiyorum: “Göçmenler sadece bir “yer”den kaçmazlar. Onlar, acıları ile aralarına zaman ve mekân olarak yeterince mesafe koyabilene ve daha iyi bir güne uyanabilene kadar bin türlü acı hatıradan da kaçmak zorundadırlar.” Nadia Haşimi.

 

Bazılarımız gitti ve bazılarımız kaldı. Her iki grup da belirli zorlukların içinden geçerken, gidenler küller gibi savruldular kıtalara ve ülkelere. Yeni diller öğrenmek, yeni toplumlara uyum sağlamak ve sonuçta da yeni ülkelerinde azınlık olmak durumunda kaldılar. Üstlerine çöken asimilasyon ve benzeri karşılaştıkları pek çok zorluğa karşın, kültürel kimliklerine bağlı kalmayı ve kendilerini yeniden oluşturmayı başardılar.

 

Ve sonraki yıllarda gerçekten daha iyi günlere de uyanabildik. Bunu sağladıkları için, atalarımızın yüceltilmesi ve hayranlık duyulması gereken dayanıklılığına şükran borçluyuz.

 

Bugün Soykırım ve Sürgünün halkımıza yaşattığı kayıpların yasını tutuyoruz. Özellikle de Karadeniz’de ve sahillerinde kaybettiklerimizin… Fakat aynı zamanda varlığımızı sürdürdüğümüz için kendimizi de takdir etmeliyiz. Geçmişimizi unutmayacağız ama geleceğe bakmak zorundayız. 156 yıl oldu ve işte burada ayaktayız. Capcanlı. Özgür. Bilinçli…

 

*Quasbic Kaghado (ABD New Jersey Çerkes Yardımlaşma Derneği Başkanı/President of Circassian Benevolent Association in New Jersey, USA)

 


nan



Quasbic Kaghado

Share