MAYIS AYI, ÇERKES SOYKIRIM VE SÜRGÜNÜNÜN 156. YIL DÖNÜMÜ
Çocukluğumda, Uzunyayla’da doğmuş ve bütün ömrünü orada geçirmiş olan dedeme sık sık sorardım,‘’ Hajdade, Adıgeler nereden geldi? ( ХЬэждадэ, адыгэхэр дэнэ къыздик|ар? ) '' diye. Kendisi de,‘’Adıgeler Xeku‘ den geldiler ( Адыгэхэр Хэкум къик|ащ / Adıgehar Xekum kikas ) “şeklinde cevap verirdi. Sonra da, Xeku’un çok güzel, çok verimli, cennet gibi bir yer olduğunu anlatırdı. Bende zihnimde canlandırmaya çalışırdım, bu sihirli ve ulaşılamaz gibi görünen vatanı ama net olarak da anlayamazdım bu cenneti bırakarak niye oraya hiç de benzemeyen Uzunyayla’ya gelmiş olduğumuzu…
Xeku ( Хэку ), bütün Çerkesler için sihirli bir kelime olup, tanımladığı yer adeta gerçek üstü bir yeryüzü parçası gibidir. Xeku, Çerkesler’in kendi tarihlerinden, xabzelerinden, destanlarından, söylenceleriden, hikayelerinden bahsedeler iken en çok kullandıkları, çocukların da en çok duyarak büyüdükleri sözcüktür…
Çerkesçe’de yaşanılan yer, memleket, ülke anlamlarında başka kelimeler vardır; Xeğuegu (Хэгъуэгу ) gibi, Jılağue (Жылагъуэ ) gibi, Lahe (Лъахэ ) gibi. Ancak onlardan farklı olarak Xeku spesifik bir kelimedir ve tek bir Xeku vardır ve Adıgelerin vatanı demektir. Yani başka Xeku yoktur. Adıgelerin vatanı olduğunun vurgulanması amacı ile başına Adıge getirilerek Adıge Xeku (Адыгэ Хэку ) diyenlerde vardır ama gerçekte buna da gerek yoktur.
Çerkesler bazen de Xekuj ( Хэкужь ) derler vatanlarına, onun çok özel, çok kadim olduğunu ve çok çok eskilerden beri oralarda yaşadıklarını anlatmak için…
Binlerce yıllık Nart destanlarında, batıda Don ( Тэн ), doğuda Volga ( Индылыжь ) nehirlerinin isimleri geçmektedir. Nart kahramanalarıdan Sosırukue ( Сосырыкъуэ ), Kuban nehri ( Psıj ) kenarlarında çocukluğunu geçirmiş olup daha sonraki erişkin yaşlarında da Don nehri civarında görülmektedir. Aynı şekilde diğer Nart kahramanları Badinokue ( Бадынлкъуэ ), Aşamez (Ашэмэз ) ve Batırez ( Батырез ) Volga nehri ötelerinde görülmekte ( Индылыжьым и нэр къыщопк| ). Uerıuatelerde sıkça geçer Xatx Ğuaze Yıkue Muhamet ‘de Yındılıjın ( Volga ) ötelerinde at sürerdi. Bunlar bize, tarihi Adıge topraklarının kuzeyde Don ve Volga nehirlerine kadar dayandığını göstermektedir.
Xeku ( Хэ -ку ) etimolojik olarak Çerkesçe bir kelimedir. Хы ( deniz ) ve Ку ( orta ) kelimelerinin birleşmesinden oluşur ve ‘deniz ortası ‘ ( ada ülkesi ) veya ‘ deniz arası ‘ anlamında
Peki, Çerkeslerin kendilerinin Xeku olarak adlandırdıkları vatanlarına yabancılar ne isim vermişlerdir? Xeku ‘un diğer dillerde karşılığı nedir ?
Xeku’ un ( Хэку ) Vikipedia ki tanımlaması şöyledir :
‘’ Çerkesya ( Адыгэ Хэку ), Karadeniz ve Hazar denizleri arasında, Doğu Avrupa ve Batı Asya’nın kesişme noktasında yer almaktadır. Tarihi Çerkesya ( Circassia ), bu günkü Krasnodar Kray, Adıgey Cumhuriyeti, Karaçay – Çerkes , Kabardey – Balkar, Kuzey Osetya ve Stavrapol Kray’ın bir kısmını içermekteydi. Çerkesya , Rusya Kafkasya ‘yı işgal etmeden önce ( 1763 – 1964 ), yaklaşık 3- 4 milyon nüfusu ve, verimli ova ve stepleri ile kuzeybatı Kafkasya ‘yı kapsamaktaydı '’.
Birde ''Sürgün'' konusu var..
Zoraki yerinden, yurdundan çıkarılması anlamına gelen " Sürgün '' kelimesinin Çerkesçe 'de tam karşılığının bulunmaması ilginç bir durum…
Genel olarak sürgün olgusuna yabancıdır Çerkesler...
Vatanlarını savunurken, tarih boyunca canları pahasına savaşmışlar ama hiç bir güç Çerkesleri binlerce yıllık yurtlarından söküp atamamış, sürememişti, ta ki 1864 yılına kadar…
Verilen uzun mücadeleler sonucunda halkın en diri unsurları can vermiş, o tarihte artık savaşabilecek kayda değer bir güç kalmamıştı. Sonrasında da kadın, çocuk ve yaşlıların çoğunlukta olduğu kalanlar bu denli, bu tarz bir ''Sürgün '' olayı ile acı bir şekilde ilk defa tanışmış oldular…
Belki de bundandır Çerkesçe' de ''Sürgün'' kelimesinin tam karşılığının olmaması…
Sürgünden önce olanları da anlamadan olmaz; yüzyıllarca süren savaşları, vatanlarını savunurken can veren insanları, yağmalanan yakılıp yıkılan köyleri, haritadan silinen bu gün kalıntıları bile bulunamayan yerleşim yerlerini, nüfusun büyük bir bölümünün kaybı ile sonuçlanan büyük mücadeleleri bilmeden, yani soykırımı belirtmeden sadece ''sürgün'' demek yanıltıcı bir ifade olur…
Kendimiz ile ilgili ifadeleri öncelikle kendimiz doğru kullanmak durumundayız.
nan
Yakup Temel Тэгъулан Екъуб