Adıgeler, yaşamlarını yüzyıllar boyunca devlet yapılanmasından ve milli birlikten uzak geçirdi. Bu sebeple 1830’lu yıllara kadar resmi bir bayrağa rastlanmamakla birlikte, kabilelerin ve ailelerin kendilerini temsil etmek için çeşitli flamalar ve armalar kullandıklarını biliyoruz.
Uzun savaş yılları ve neredeyse bütün tarih boyunca Kafkasya’da sağlanamayan milli birlik, bu coğrafyanın kaderinde çok büyük rol oynadı. Bu yüzden resmi bir bayrağın ortaya çıkışı ve değişecek de olsa, bu bayrağın dalgalandığı ilk kurultay, o dönemde 12 kabileyi temsil etmesine karşın günümüzde çok daha kapsamlı ve anlamlıdır benim için. Adıge Bayrağı’nın hikâyesi, Kuzey Kafkasya’daki bütünlüğün temsilcisidir. Günümüzde de süregelen mikro milliyetçiliğin kimseye bir faydası olmadığının kanıtıdır.
Sadece Adıgey için değil birlik ihtiyacımız; Dağıstan, Çeçenya, İnguşetya, Kabartay-Balkarya, Osetya, Karaçay- Çerkesya, Abhazya’yı da kapsayan bir anlayış ile birlik ve beraberliğin ne derece önemli olduğunun bilincinde olmalıyız.
Bugün diasporada yaşamlarını sürdüren Kuzey Kafkasya halkları olarak aynı hataya düşüyoruz. Bölünüyoruz. Ortak değerlerimizi ön plana çıkartacağımız yerde, farklılıklarımızı konuşuyoruz. İçimizde birbirimizi ayrıştırıyor yahut ayrıştırılmasına göz yumuyoruz. Alt kimliklerimizle var olmaya çalışıyoruz. Çok daha kapsamlısı, daha kalabalığı olabilmek varken kendi tanımlarımızla kısıtlıyoruz gücümüzü. Gün geliyor, içimizdeki bütün Kuzey Kafkasya halklarına eşit yaklaşmıyoruz; gün geliyor eleştirdiğimiz şeyi değiştirmek varken, bölmeyi seçiyoruz. Göz göre göre Kuzey Kafkasya halklarının tarihini şimdi de diasporada tekerrür ettiriyoruz.
Adıge Bayrağı özgürlüğümüzün, bağımsızlık mücadelemizin, savaşlarımızın, tarihimizin hatırlatıcısı olduğu gibi neden bütünlük içerisinde olmamız gerektiğinin de hatırlatıcısı olsun.
25 Nisan Adıge Bayrak Günü kutlu olsun!
nan
Nursena Temiz