Bilindiği üzere Eros, Antik Yunan mitolojisinde aşk tanrısını temsil eder. İnsanlara heybesindeki oklardan atarak onların âşık olmasını sağlar. İşte Eros’un Çerkesler’in kalbine attığı oklar onların aşkı, sevgiyi derinden yaşamalarına ayrıca bu kavramları müziklerine, danslarına yansıtmalarına ve dahi bayraklarına bile bu aşkı ilmek ilmek dokumalarına sebep olmuştur.
Her ulus için, kendi ülke bayrakları pek tabii önemli ve değerli olabilir. Lakin dünya tarihine baktığımızda bayrakları ile geçmişleri özdeşleşen millet sayısı azdır. Çerkesler de yazgısı ile bayrağı iç içe olan toplumların başında gelmektedir.
Çerkes ulusunun “Adıge Nıp (Aдыгэ Hып)” olarak nitelendirdikleri bayraklarının tarihi, içerisinde birçok epik ve lirik anlatıyı barındırmaktadır. Ancak Çerkes Bayrağı’nın toplum tarafından tam manasıyla sembolleşip resmi bir kimlik kazanması 1700’lü yılların sonu 1800’lü yılların ilk çeyreğine kadar gitmektedir.
18.yüzyıl sonlarına doğru Rus Çarlığı ile Çerkesler arasındaki savaşın fitili atılmış idi. Antik çağlardan Çerkes-Rus savaşına kadarki tarihsel süreç içerisinde genellikle “kabile konfederasyonları” şeklinde bir idari yapılanmaya sahip olan Çerkes ulusu, Rus Çarlığı ile yapılan savaşın getirdiği bir ihtiyaç dahilinde artık merkezileşme yolunda adımlar atmaya başlamıştı. Çeşitli Çerkes kabileleri farklı flama ve bayrakları kullanırken 1830’lu yıllarda merkezileşme adımlarının beraberinde getirdiği bir sonuç olarak bayrak konusunda da ilk ciddi adım atılmıştır. Çerkes boylarından her birinden birer temsilcinin katıldığı büyük bir konsey düzenlenmiş ve günümüzde de kullanılan Çerkes Bayrağı’na en yakın bayrak şekli ortaya çıkmıştır.
Çerkes (Adıge) Bayrağındaki renkler Çerkesler’in doğaya, tabiata aşık ve iç içe olmasına bağlı olarak yeşil, sarı ve siyahtır. Naçizane, Eros’un okları olarak tasvir ettiğim 3 ok ise Çerkesler’in kültürüne ve özellikle epik eserlerine de konu olmuş en büyük 3 aileyi yansıtır. (Zanıko, Blotoko, Aytekiko) Çerkes soykırımın sembolleşmiş tarihi olan 21 Mayıs 1864’ün ardından dünyanın çeşitli yerlerine dağılmak zorunda kalan Çerkesler için bu bayrak birleştirici bir unsur ve tutunacak önemli bir dal olmuştur. 24 Mart 1992 de Adıgey Cumhuriyeti Devlet Bayrağı olarak kabul edilmiş olan yeşil zemin üstünde sarı renkte 3 ok ve 12 yıldızlı Çerkes (Adıge) Bayrağı günü 25 Nisan günü Adıgey Cumhuriyeti resmi tatilleri arasında yer almaktadır.
Bugün Ürdün’de, Türkiye’de, Avrupa ve Amerika’nın çeşitli yerlerindeki Çerkes nüfusu Kafkasya’daki Çerkes nüfusuna göre oldukça yüksektir ve bu durum dağınık diaspora toplumunun bir araya gelebilmesi için Çerkes (Adıge) Bayrağı’nı şüphesiz en önemli vesilelerden biri haline getirmiştir. Sürgünün ve Anavatan özleminin yaratmış olduğu manevi yarayı kapatmakta bir nebze dahi olsa nasıl müzik, dans, vs. yardımcı olduysa Adıge Bayrağı da bir yandan bu konuda büyük oranda aynı misyonu üstlenmiştir. Kafkasya’da ise her ne kadar SSCB döneminde Çerkesler için üç ayrı bayrak tasarlanmaya çalışılmışsa da Çerkesler için her zaman kutsal ve değerli olan 12 yıldızlı, 3 oklu yeşil ve sarı renklere sahip olan Çerkes (Adıge) Bayrağıdır. Çünkü o bayrak zaruriyetten konulmuş bir bayrak değildir; ister diasporada olsun, ister anavatanda olsun Çerkes toplumunun kalbini, zihniyetini, benliğini ortaya koymakta ve yansıtmaktadır. Eros’un attığı o üç ok Çerkesler’in kalbine öyle bir girmiştir ki bu toplum var olduğu müddetçe de çıkması imkan dahilinde değildir.
nan
Mirac Albek Hızlıok