Gençliğin Yapılanması

 
Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) tarafından 1 Şubat 2020 tarihinde Ankara’da Gençlik Çalıştaylarının ikincisi düzenlendi. Bu çalıştaya İstanbul Kafkas Kültür Derneği’nin gençlik yapılanması olan İKKDGENÇ’i temsilen katıldım. Çalıştaya ev sahipliği yapan ve emeği geçen herkese buradan tekrar teşekkür ederim.
 
Yazıma ilk olarak KAFSAM tarafından yapılan Toplumumuz ve Kurumlarımız Araştırma Yarışmasından başlayacağım. Bu anket toplumumuzda irili ufaklı birçok gruba ulaşmış, birçok dernek gençliği ve üniversite kaf’ları tarafından yapılmıştır. Bu durumu incelediğimizde yaklaşık 1500 Çerkes ile anket yapıldığını görmekteyiz. Eğer ki KAFFED toplumumuza ulaşmak ve bilgi almak istese bu kadar net ve detaylı bir analize ulaşması oldukça zor olacaktır. Bu anketlerde her şehir için ayrı ayrı sonuçlar ve raporlar çıkartılmış, akademik şekilde hazırlanmıştır. KAFFED’in bu sonuçları oldukça dikkatli şekilde analiz ederek eleştirilere kulak vermesi gerektiği aşikardır.
 
Bununla beraber birinci ve ikinci çalıştaylara üniversitedeki kaf gruplarının davet edilmesi KAFFED içerisinde yeni bir yapılanmanın yaklaştığını bizlere göstermektedir. Biz gelecekte bu kültürün temsilcileri olacak insanlarız ve şu an bir gençlik örgütlenmesinin içerisindeyiz. Gerek KAFFED Gençlik Meclisi’nin oluşturulmaya çalışılmasıyla gerek bu çalıştaylarla bunu görüyoruz. Bu örgütlenme içerisinde geçmişteki örgütlenmemizin başını çeken çok değerli Thamedimiz Muhittin Ünal’la tanışmak ondan tecrübelerini dinlemek, gençler için oldukça önemli bir husustur. Bu çalıştayda en etkili paylaşımların bu anlar olduğunu belirtmek isterim.
 
İkinci olarak Çerkes toplumu açısından en önemli konulardan birisi olduğunu düşündüğüm Nart Akademi planlanması yapıldı. Bizler gelecekte toplumumuz ve kültürümüzün temsilcileri olarak karar alma mevkilerinde bulunacağız. Haklarımızı her alanda arayacak, Çerkes kimliğimizi yaşatmaya çalışacağız. Nart Akademi bu alanda bizim eğitimimiz için oldukça önemlidir. Nart Akademi’nin planlaması içerisinde temsilcilerden görüş ve öneriler alındı. Bu aşamada dikkati çekmek istediğim şey şudur;  bu eğitimi alacak ve çevrelerine aktaracak, etrafındaki Çerkes toplumunun sorunlarını gören insanlardan fikirler alınıp danışıldı. Gençlere ve toplumumuza hangi eğitimlerin verilmesi gerektiğine yaşlılarımız değil gençlerimiz karar verdi. Belki de Çerkes toplumlarında ilk defa gençlere bu kadar söz hakkı verilmiştir. Ayrıca çalıştay içerisinde KAFFED Genel Başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin bu çalıştaya katılımı da kritik noktalardan birisidir. Toplumumuz hakkında zayıf görülen veya eleştirilen konuların hepsini herhangi bir rapordan veya yazıdan değil bizzat dernek gençleri ve üniversite kaf temsilcilerinden dinlemişlerdir. Bu konuda umarız söylenenler havada kalmayıp dikkate alınır. 
 
Programın en önemli konularından birisini olduğunu düşündüğüm Gençlik Meclisi bölümü maalesef ki zaman yetersizliği yüzünden konuşulamadı. Bu konuda görüş ve önerilerinizi bildirebilirsiniz denildi ancak yetkili kişilerin tekrardan davet edilerek ayrı bir günde bu konunun soft ortamda değil yüzyüze tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Hatta ayrı bir program Gençlik Meclisi konusu için ayarlanabilir. 
 
Yazımın sonuna yaklaşırken değinmek istediğim bir konu daha bulunmaktadır. Birinci ve ikinci çalıştayları düşündüğümüzde ikinci çalıştayın daha verimli geçtiğini düşünüyorum ancak 85 gencin toplandığı ve bunların da hepsinin birer dernek ve kaf temsilcisi olduğunu düşünürsek, hiçbir karar almadan dağılınmasının bir sorun olduğunu düşünüyorum. Bakıldığında konuşulanlar havada kalmıyor not alınıyor fakat bu çalıştayların daha sağlıklı ilerleyebilmesi için en azından tavsiye niteliğinde karar alma yetkisinin çalıştaylara verilmesi gerektiğini düşünmekteyim.
 
İki çalıştayı da düşündüğümüzde konuştuğumuz konular arasında en çok dikkat çeken şey Çerkes kimliğinin günlük hayatımızda kullanımı konusudur. KAFFED yöneticilerinin hepsinin ortak olarak söylediği şey “Çerkes kimliğini yaşayalım yaşatalım”dır. Ancak bu konuya baktığımızda bizim kimliğimize Çerkes kimliği dediğimiz halde derneklerimizde ve üst çatı örgütümüzde birkaç dernek harici herhangi bir Çerkes ibaresi bulunmamaktadır. Çerkes kimliğini savunan ve bizim de içerisinde bulunduğumuz kurumlar buralardır. Ancak Çerkes kimliğini savunurken bulunduğumuz kurum ve çatı örgütün isminde Çerkes kelimesinin kullanılmaması oldukça dikkat çekicidir. Çerkes kimliği savunurken isminde Kafkas kelimesini kullanan yapıların içerisinde yer almaktayız. Kafkasya bir bölge adıdır. Buna örnek olarak şunu verebilirim, bir Kürt vatandaşla konuştuğumuzda o Doğu Anadolu vurgusu veya kimliği yapmamakta direk kendi milletinin ismiyle kendisini savunmakta ve bunu taşımaktadır. Biz Çerkes peyniri diyoruz, Çerkes dansları diyoruz, dil olarak Çerkesce diyoruz ama temsiliyet aşamasında Kafkas ibaresi altında buluşuyoruz. Bunun bir problem olduğunu düşünüyorum. 
 
Son olarak değinmek istediğim şey Çerkesler olarak gerekli miktarda akademik kaynağımızın olmadığını, her şehirde ve derneklerde Çerkes kütüphanesinin bulunmadığını söylemekteyiz. Ancak  Çerkeslikle alaklı kaynaklara baktığımızda Toplumumuz ve Kurumlarımız Araştırma Yarışması raporlarının ve anket sonuçlarının çok önemli bir kaynak olabileceğini düşünüyorum. Bu raporlar ve sonuçları, bizim için zamanı geldiğinde arşiv niteliğinde olacaktır.
 
Bu nedenle sonuçlar ve raporların, yapılan çalıştay değerlendirmeleri ve KAFFED sitesinde yayınlanan Çalıştaylarla ilgili Köşe Bucak Yazıları’nın belki kitap belki de dosyalar halinde basılıp daha çok kişiye ulaşması; derneklerimizde ve kaf’ların okullardaki odalarında bulunması gerektiğini düşünüyor ve öneriyorum. 
 
Kanuko Halil İbrahim

nan



Kanuko Halil İbrahim
Share