Öncelikle böylesine zahmetli bir etkinliği başarılı bir şekilde yöneten KAFFED ekibini tebrik etmek istiyorum. Bu kadar genci bir araya toplayıp da hem çalıştayı verimli geçirmek, hem de gençlerin eğlenmesini sağlamak zor bir işti.
Ana hatlarıyla bahsedecek olursak, Çalıştayın gündemi, kimlik bilincine sahip olan her gencin daha önceden mutlaka üzerine düşündüğü, kendince tespitlerde bulunup çözüm yolları aradığı konulardı. Bu nedenle aşina olduğumuz konularda farklı gençlerin tecrübelerini, yaşadıkları sorunları ve önerilerini dinledik. Fikir teatisinde bulunmak bize perspektif kattı. Özetle, daha sık yapılması gerektiğini düşündüğüm, örgütlülük ve hak temelli mücadele gibi eksik olduğumuz yönlerimizi geliştirmemize katkı sağlayacak faydalı bir etkinlikti.
Programın içeriğine gelecek olursak, Çerkes kimliğinin kamusal alanda görünür kılınması hususunda kimi zaman derneklerden daha başarılı olan üniversite Kaf (ÜNİKAF) topluluklarının da davet edilmesi çalıştayın önceki emsallerinden en büyük farkıydı diyebiliriz. Ülkemizde yeniliğe en açık, gereksiz tutuculuktan kısmen uzak, farklı kültürlere saygılı olma ihtimali daha yüksek olan kitlenin üniversitede okuyan gençler olduğu göz önüne alındığında, Çerkes kimliğinin korunması ve geliştirilmesi açısından ÜNİKAF gruplarına büyük sorumluluk düşüyor. ÜNİKAF toplulukları olarak, gerek dernekler gerekse Federasyonla işbirliği içerisinde bulunarak Çerkes kimliğinin ve haklı mücadelemizin doğru tanıtılması konusunda elimizden geleni yapmalıyız. Şehirde örgütlülük ancak kurumlararası işbirliği ile mümkün olacaktır.
Birlik mesajlarının somutlaşması açısından da programın büyük katkısı olabilir, ne kadar olacağını ilerleyen günlerde göreceğiz. Çerkes ulusal mücadelesine bugün yön vereceğimiz, yarın önderlik edeceğimiz için, bu tip çalıştayların en büyük katkılarından biri; aynı şeyleri dert edinen, aynı yolda yürüyebilen, ortak paydada buluşabilen gençlerin bir araya gelmesidir. Çalıştayda dinlediklerimizi, hatta söylediklerimizi bile yüksek ihtimalle unutup gideceğiz; ancak kazanacağımız tek bir insan dahi bize yoldaş olacak, diasporadaki bağlantılarımızın artmasını sağlayıp örgütlülük açısından bize fayda sağlayacaktır.
Çalıştayın dışında genel olarak ne yapmalıyız diye soracak olursak, Çerkes gençleri olarak; "Büyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinler ise kişileri konuşur" şiarıyla hareket edip fikirlerimizi çarpıştırmalı, ancak bunu yaparken fikirlerimizin kölesi değil sahibi olduğumuzu unutmamalıyız. Fikirlerimiz değişmiyorsa yeterince düşünmüyoruz demektir. Yok olma sürecine girmiş, ulusal varoluş mücadelesi veren bir halk olarak, bugünü değil yarını örgütlemeli, zamanı ve mekanı aşan bir vizyon etrafında birleşmeli, Çerkes kimliğine sahip çıkmalı, Çerkes Soykırımının tanınması için çalışmalı, Çerkesya vizyonu üzerine tartışmalı, kısaca aleyhimize olan dengeleri tersine çevirmeliyiz.
Son olarak; Çerkes kimliği konusunda yaşadığı buhrandan çıkıp net bir tavır ortaya koyan, 90lı yılların geride kaldığının farkına varıp, belirsiz bir coğrafyanın ismiyle değil de kendi etnik/ulusal kimliğimizle örgütlenmemiz gerektiğini bilen, "Çatı"sı olduğu yapının "temel"inin ve "duvar"larının olup olmadığını belirleyip, temelsiz ve duvarsız bir çatının dayanıklı ve uzun vadeli olmayacağını anlayan, bunların hiçbiri olmasa bile gençlerine önem vermeye devam eden bir Federasyon dileğiyle…
nan
Talha Ensar Baykaldı