Adıgey Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı’nın daveti üzerine Türkiye’nin değişik şehirlerinde yaşayan dokuz gencimizle birlikte, 14-20 Ağustos tarihleri arasında Anavatandaydık.
Adıgey Cumhuriyeti’nin ‘Devlet Gençlik Değişim Programı’ dahilinde yaptığı davete başvuran kardeşlerimiz; Bitlis-Ahlat’tan Natho Mehmet Akif, Denizli’den Hağur Şamil, Düzce’den Kuke Ayça, Lıuj Nefin, Eskişehir’den Hejı Furkan, Ankara’dan Gorsogho Bahadır, Gofu Melike, Sakarya’dan Melişe Emre, Bandırma’dan Nemplukho Orhan ve refakatçi olarak Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) adına benim katıldığım ziyaretimiz 14 Ağustos gecesi başladı.
Ziyaret öncesi geçen bir aylık süreçte oluşturduğumuz WhatsApp gurubunda birbirimizi tanımaya çalışırken gençlerimizin Anavatan ile ilgili soruları yağmur gibi gelmeye başlamıştı ve bundan çok büyük mutluluk duymuştum. Nihayet 14 Ağustos gecesi Sabiha Gökçen Havaalanı’nda buluşup, tanışıp, pasaport işlemlerimizi tamamladıktan sonra bekleme salonuna geçtiğimizde Nefin’in pşınesini çıkartarak leperüj müziğini çalmaya başlaması, gençlerimizin eşlik etmesi ve sonunda salonda bekleyen yolcuların çılgınca ekibimizi alkışlamaları, daha yolculuğumuzun başında bu programın nasıl güzel geçeceğinin habercisiydi.
Vatan topraklarına ayak bastığımızın ilk gününde otelimize gelip istirahate çekildiğimizde saat 06:00’yı gösteriyordu. Gençlerimize kalsa hiç uyumadan hemen şehir turuna geçeceklerdi ancak üç saatlik bir uyku sonrası Maykop şehir turuna başladık. Adıgey Parlamento Binası, Flarmoni Binası, Maykop Camii, Ulusal Müze, Voncak Anıtı ziyaretlerinden sonra Adıge müzik aletleri imalatçısı Ğuçe Zamudin’in ustaca yaptığı eserleri inceledik ve nasıl yapıldığı hakkında bilgi aldıktan sonra hep beraber şarkılar söyledik.
Gezimizin ikinci ve dördüncü günlerinde Adıgey Devlet Üniversitesi, Maykop Devlet Teknoloji Üniversitesi ve Adıge Dil Enstitüsü ziyaretleri yapıldı. Hepimizin hemfikir olduğu konu, gerek anavatanda gerekse diasporada dilimizi konuşanların sayısının azalması ve bunun için alınması gereken önlemlerdi. Burada anlaştığımız ortak nokta, dilin bilenler tarafından, özellikle çocuklarımızla küçük yaştan itibaren evde konuşulmasının gerekliliği idi. Tabii dilin korunup geliştirilmesinde sorumluluk sadece ailelerle sınırlı tutulamaz, kurumların ve devletlerin de bu konuda üstlerine düşeni hakkıyla ifa etmeleri gerekir.
Üçüncü günümüzde ise, 1998 yılında Kosova’ dan gelen soydaşlarımız için kurulan Mafehable Köyü’nü ziyaret ettik. 20 haneyle kurulan köy bugün 62 haneye ulaşmış ve Suriye, Ürdün ve Türkiye’den gelen soydaşlarımızla sayı her geçen gün artmaktadır. Tabi ki köyde güzel karşılanmanın dışında ilk yapılan şey gençlerimizin hemen kendi sülalesinden olanları aramalarıydı.
Beşinci ve altıncı günlerimizde Adıgeyimizin doğa harikası mekanlarını, Laga Naki Platosu, Rufabgo Şelaleleri, Kafkas Doğa Parkı ve Guzerilp Köyü’nü doyasıya gezdik. Şelaleleri gezerken bana hediye edilen ve önünde Adıge bayrağımızın olduğu tişörtü giymiştim, fotoğraf çekilirken yanımıza gelen dört kadından bir tanesi tişörtümü göstererek Adığabze, nereden geldiğimizi, dil bilip bilmediğimizi sordu ben de kendisine Türkiye’den geldiğimizi, dilimizi bildiğimi söyledim ve hoş sohbetten sonra “Buraya dönmek için daha ne bekliyorsunuz? Gelin sayıca güçlü olalım, birlik olalım” dedi, ki bu temennisine katılmamak mümkün değildi.
Bu ziyaret sonunda ekibimizdeki kardeşlerimin tek söyledikleri “En kısa zamanda buraya tekrar geleceğiz, göremediğimiz yerleri de göreceğiz” idi, hatta Hağur Şamil kardeşimiz liseyi bu yıl bitirdiğini ve eğitim hayatına önümüzdeki yıl Adıgey Üniversitesi’nde devam etme kararını aldığını söylemesi de bu gezimizin anavatan ziyareti niteliğinin ötesinde, Devlet Gençlik Değişim Programına da katkısı olması açısından sevindiriciydi.
Her güzel şey gibi bir haftanın nasıl geçtiğini anlamadık ama sayılı günler çabuk geçti. Bu programın gerçekleşmesinde katkısı olan başta Adıgey Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı’na, bizlerden ilgi ve desteklerini esirgemeyen hep yanımızda olan ve anavatana ilk dönen soydaşlarımız Çetao İbrahim, Yediç Mehmet, Hızel Abdullah, Jane Bülent, Şhalako Adnan, Khuade Adnan’a ve bize tercümanlık eden öğrenci kardeşimiz Naş Oktay’a, Kosova’dan ilk dönen soydaşlarımızdan rehberimiz Tuğuj Suat’a, başta Adıge Xase olmak üzere, Adıge Tv çalışanlarına ve gittiğimiz tüm kurumlarda güler yüzlerini eksik etmeyen vatandaki soydaşlarımızın hepsine, ekibim ve KAFFED adına şükranlarımı sunuyorum.
Anavatanımıza gidiş gelişlerimizin daha da fazlalaşması, iletişimin ve kültürel-sanatsal alanlarda etkileşimin çoğalması için kurumlarımızı teşvik etmeliyiz. Marifet biraz da iltifata tabi; bu tip programların çoğalması için toplumumuzun ve özellikle de gençlerimizin daha fazla talepkar olmalarını umuyorum. Derneklerimizin de Eskişehir örneğinde olduğu gibi daha fazla gencimize bu tür Anavatan ziyaretlerine katılım imkanı sağlamasını öneriyorum. Önümüzde ilk etapta Adıgey Cumhuriyetinin Kuruluş Yıldönümü için Ekim ayı başında yapılacak ziyaret programı var. Ha Marje…
HUPŞI Adnan Arslan
nan
Kaffed