Milli Savunma Bakanı’nın Abhazya ve Güney Osetya Konusundaki İfadelerine Dair Açıklama

Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli’nin Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti'nin 100. kuruluş yıl dönümü  vesilesi ile 26 Mayıs 2018’de Gürcistan’da yapmış olduğu açıklamada "Türkiye olarak Abhazya ve Güney Osetya meselelerinin Gürcistan'ın uluslararası olarak tanınan sınırları içinde, toprak bütünlüğü ve egemenliği temelinde çözüleceğine inanıyoruz.” ifadelerine yer vermesi toplumumuzda derin bir hayal kırıklığı ve üzüntüye neden olmuştur.
Abhazlar tarih boyunca Abhazya’da yaşamışlardır. Komşularının toprağında gözü olmadığı gibi komşularından da aynı duyarlılığı beklemektedir. Bu tarihi gerçeği göz önüne almayan yaklaşımların bölgesel ve küresel barışa katkı sağlamayacağı göz önüne alınarak, Abhazya ve Gürcistan arasındaki sorunun halkların karşılıklı saygı ve güvene dayalı bir barışı ile neticelendirilmesi konusunda emek verilmesi gerekmektedir. Bu tür açıklamalar barışa ve çözüme katkı sağlamadığı gibi özellikle bir savunma bakanı tarafından konunun bu şekilde ortaya konulması bilakis daha fazla soru işareti doğurmakta ve bölgede güvensizliğe ve istikrarsızlığa katkı sağlamaktadır. 
Sayın Canikli’nin bu açıklamayı Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti’nin (GDC) kuruluşunun 100. yılında yapması da büyük bir talihsizliktir. Bilindiği gibi Sovyetler Birliği’nin dağılması sürecinde Gürcistan SSC, SSCB’den ayrılmış ve GDC Anayasası’nı kabul etmiştir. Gürcistan, kendisini GDC’nin devamı olarak kabul etmektedir.
Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti, Çarlık Rusyası’nın yıkılmasından sonra, 26 Mayıs 1918’de ilan edildi. GDC’nin, Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasında imzalanan Brest-Litovsk anlaşması ile belirlenen sınırları kabul etmemesi üzerine çıkan çatışmalar sonucu Osmanlı İmparatorluğu ve GDC arasında 4 Haziran 1918’de Batum’da iki ülke arasındaki sınırı belirleyen anlaşma imzalandı. Bu anlaşma ile Batum, Kars ve Ahılkelek bölgeleri Osmanlılara bırakılıyordu. Fakat bu anlaşma GDC Parlamentosu tarafından kabul edilmedi.
Birinci Dünya Savaşı’nı Osmanlıların kaybetmesi üzerine toplanan Paris Konferansı’nda yayılmacı emellerini sergileyen GDC Abhazya ve Güney Osetya ile birlikte Batum’un tamamı ile Ardahan, Lazistan ve Erzurum’un bir kısmının kendilerine bırakılmasını istedi. Şubat 1921’de Gürcistan SSC’nin kurulması ile GDC, yayılmacı emellerini gerçekleştiremeden tarihten silindi. Abhazya 1936’da Stalin tarafından Gürcistan’a bağlı bir özerk cumhuriyet yapılana kadar Gürcistan’ın egemenliği altında olmadı.
Hepimizin ortak arzusu Kafkasya’da barış ve istikrarın sağlanması ve ekonomik, sosyal ve kültürel işbirliklerinin mümkün olan en üst düzeye taşınmasıdır. Karşılıklı saygı çerçevesinde bölge halklarının tamamının kazanacağı böylesi bir huzur ortamının sağlanması konusunda Türkiye Cumhuriyeti’ne önemli roller düşmektedir.
Kafkas Dernekleri Federasyonu olarak yaklaşık 7 milyon nüfusu ile toplumumuzun, eşit yurttaşı olduğumuz devletimizden ve Hükumetimizden, Kafkasya’da yaşayan halkımızı ilgilendiren Abhazya ve Güney Osetya hususunda tarafların hassasiyetlerini dikkate alan bir hakem dili ile konulara yaklaşmasına dair beklentisini tüm ilgililere tekrar hatırlatıyoruz.
Kafkas Dernekleri Federasyonu
 

nan



Kaffed
Share