Kafkas Dernekleri Federasyonu 8. Olağan Genel Kurulu 26 Kasım 2017 günü toplandı. Genel Kurulda Sayın Yaşar Aslankaya tekrar Kaffed Genel Başkanı olarak seçildi. Yeni Yönetim Kurulu'nun genel kurulda sunduğu 2017-2019 dönemi faaliyet programını okuyucularımızın bilgisine sunuyoruz.
Kafkas Dernekleri Federasyonu 2017-2019 Çalışma Programı
p>Kafkas Dernekleri Federasyonu (Kaffed), Türkiye’deki Çerkeslerin varlığını korumak, taleplerini dile getirmek ve haklarını savunmak için faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşudur. Bu misyonu doğrultusunda Kaffed kuruluş sürecinden itibaren tüm toplum ve üyeleri ile yakın istişare içerisinde bu taleplerin belirlenmesi ve benimsenmesi için çalışmıştır. Bu çalışmalar sonucu, “Türkiye Çerkeslerinin Demokratik Talepleri” adıyla 8 maddeden oluşan talepler saptanmış, taleplerin içerikleri geliştirilmiş ve tüm ortamlarda savunulmuştur. Tekrarlamak gerekirse, bu talepler,
• Temel hak ve özgürlükleri esas alan insana saygılı bir anayasa hazırlanması,
• Kimliklerin ve kültürel hakların güvence altına alınması,
• Anadil eğitiminin yaşama geçirilmesi,
• TRT tarafından Çerkesce TV ve radyo yayınları yapılması,
• Çerkes kültürüne yönelik sivil toplum kuruluşlarının desteklenmesi,
• Soykırımın tanınması ve dönüş hakkının desteklenmesi,
• Kuzey Kafkasya cumhuriyetleri ile ilişkilerin güçlendirilmesi,
• Abhazya ve Güney Osetya’nın tanınması, bu ülkelere doğrudan ulaşım hakkımızın güvence altına alınmasıdır.
Kaffed’in ısrarlı ve sürekli çalışmaları sonucu bu talepler artık tüm diaspora tarafından benimsenmiş ve bazı alanlarda başarılar elde edilmiştir. Örneğin anadil eğitimi konusunda orta öğretim düzeyinde Kaffed tarafından hazırlanan müfredat ve ders kitapları ile Adıgece ve Abazaca seçmeli dersler alınabilmektedir. Düzce Üniversitesi’nde Çerkes Dili ve Edebiyatı Bölümü açılmış ve ilk mezunlarını bu yıl vermiştir. Boğaziçi Üniversitesi’nde Adıgece ve Abazaca seçmeli dersleri verilmektedir. Yaygın eğitim kapsamında derneklerimizde kamu desteği ile anadil kursları açılabilmesi konusunda son aşamaya gelinmiştir.
Tüm Türkiye’de yapılan kitlesel anma etkinlikleri sonucu 21 Mayıs Çerkes Sürgün ve Soykırımı konusunda toplumumuzda ve çevremizdeki kamuoyunda bilinç artmaktadır. Dört ilimizde belediyelerin katkıları ile açılmış 21 Mayıs anıtları bulunmaktadır. Hükümet yetkilileri ve tüm siyasi partiler 21 Mayıs günü, Çerkes soykırımı ve sürgünü ile ilgili açıklamalar yapmakta, TBMM’nde konuyu gündeme getirmektedir.
Konuyla ilgili haberler yazılı ve görsel medyada geniş kapsamlı yer bulmuştur.
Federasyonumuzun ve Derneklerimizin fedakârca gerçekleştirdikleri tüm çalışmalara karşın, dil, kültür ve kimliğimizin hızla kaybolmaya devam ettiği acı bir gerçektir.
Bu gidişe daha güçlü direnebilmek için, yok oluşu önleyecek ve varlığımızı geleceğe daha güçlü şekilde taşıyacak çalışmalara yoğunlaşmamız gerektiğine inanıyoruz.
Anadil, kimliğimizi tanımlayan en önemli unsurlardan biridir. Yapısı gereği eşsiz bir dile sahip olduğumuzu ve dilimizin insanlık değerleri arasında önemli bir yere sahip olduğunu biliyoruz. UNESCO tarafından da kaybolma tehlikesi altında olduğu saptanan dilimizi korumak ve yaşatmak, bize bu değerli mirası bırakan atalarımıza karşı en önemli görevimizdir. Bu nedenle ilk önceliğimizin anadilin korunması ve yaşatılması olduğuna inanıyoruz. Anadilimizin korunması konusunda toplumumuzun ve kurumlarımızın yanı sıra vatandaşı olduğumuz devletimizin kurumları ile uluslararası kurum ve kuruluşların da sorumluluklarının olduğuna inanıyoruz. Bu sorumlulukların yerine getirilmesi konusunda gerekli girişimleri ve lobi faaliyetlerini önümüzdeki dönemde yoğunlaştırarak sürdüreceğiz.
p>
Bilindiği gibi Abhazya, 1992’de Gürcistan tarafından işgal edilmek istenmiş, 13 ay süren direnişten sonra, 30 Eylül 1993’te bağımsızlığını kazanmıştı. 2018 bu zaferin 25. yılı.
Bu nedenlerle 2018 Anadil ve Zafer Yılı olmalı diyoruz.
Soykırım ve sürgün sonucu Anavatanımızdan koparıldık, dünyanın dört bir köşesine dağıtıldık. Anavatan dışında çeşitli ülkelerde diasporalar oluştu. Diasporada da siyasi ve ekonomik nedenlerle ikincil göç ve sürgünler yaşandı. Öyle ki, Suriye’deki soydaşlarımız 1864’den sonra dört nesil içinde dört kez sürgüne uğradılar.
Bu dağınık yaşam biçimiyle dil, kültür ve kimliğimizin tek bir ülkedeki soydaşlarımızın çabaları ile yaşatılması mümkün değil. Ancak Anavatan ve tüm diasporadaki gücümüzü birleştirebilirsek, tarihsel haksızlıkların telafi edilmesini sağlayabiliriz. Bu nedenle 2019 Birlik ve Dayanışma Yılı olmalı diyoruz.
p>
2018 Anadil ve Zafer Yılı
Anadilimizin korunması ve yaşatılmasına ilişkin olarak gerek Anavatanda, gerekse diaspora ülkelerinde son yıllarda çok sayıda çalışma ile önemli bir birikim sağlandı. Fakat bu çalışmalar büyük ölçüde birbirinden bağımsız ve kopuk olarak gerçekleştirildiği için yeterince etkili olamadı. Özellikle Anavatan ile bu alanda yeterli iş birliği ve iletişimin sağlanamaması, anadilin korunması önünde önemli bir engel teşkil etti.
Anadil eğitimine ilişkin tüm birikimleri birleştirerek, uygulamaya yönelik projeler ile anadilimizin korunması ve yaşatılması konusunda önemli başarılar sağlayabileceğimize inanıyoruz. Bu nedenle 2018’deki en önemli faaliyet konumuz, Türkiye, diğer diaspora ülkeleri ve Anavatandaki kurumlar, bilim insanları, eğitimciler, kültür ve sanat dünyası ile işbirliği halinde ortak projeler geliştirmek ve uygulamak olacaktır. Bu kapsamda okul-öncesi ve ilkokul çağındaki çocuklara yönelik projelere özel önem verilecektir.
Bir Bask atasözünün vurguladığı gibi, bir dil az sayıda insan tarafından konuşulduğu için değil, bilenler o dili konuşmadığı için yok olur. Türkiye’de azımsanmayacak sayıda soydaşımız anadilini bilmekte, fakat kent yaşamında anadilini giderek azalan oranda kullanmaktadır. Bu durum anadilin yeni nesillere aktarılmasını da önemli ölçüde engellemektedir. Anadilin konuşulacağı ortamların geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması, anadil ile üretilmiş kültürel ve edebi eserlerin derlenip topluma ulaştırılması amacıyla derneklerimizle işbirliği halinde çalışmalar yapılacaktır. Böylece anadili konuşabilenlerin, hem kendi aralarında, hem de genç nesiller ile iletişimlerinde anadili daha fazla kullanmaları sağlanacaktır.
p>Anadili bilenlerin anadillerini kullanmamasının önemli bir nedeni, okuma yazma bilmemeleri, bu nedenle okuyarak dil bilgilerini geliştirememeleridir. 2018 Anadil Yılı kapsamında, anadili konuşabilenlere yönelik okuma-yazma çalışmalarına da ağırlık verilecektir.
Yok oluşun kucağına itilen bir dilin sadece derneklerin çalışmaları ile yaşatılamayacağı açıktır. Bu nedenle anadilin korunmasına yönelik çalışmaların önemli bir boyutunu, toplumsal duyarlılığın geliştirilmesi ve içinde yaşadığımız devlet(ler)in anadil eğitimine destek olmasına yönelik faaliyetler oluşturacaktır.
Anadil Yılı etkinlikleri kapsamında Anavatan ile kültür, sanat ve edebiyat alanlarındaki etkileşimi büyük oranda artıracağız. Bu amaçla, farklı illerde Anavatandan edebiyatçılar ve sanatçılarla ortak programlar düzenleyerek anadile olan ilgiyi artıracağız. Bu etkinlikler sonucu diasporada da anadilde edebiyat ve sanat üretimini artırmayı hedefliyoruz.
p>İnternet ve sosyal medyanın toplumumuzda yaygınlaşmasından yararlanarak Anavatan-diaspora arasında anadilde sözlü ve yazılı iletişim kanallarının yoğun biçimde kullanılması teşvik edilecektir.
Abhazya’nın 1993’de, tüm Kuzey Kafkasya halklarının ve diasporanın aktif desteği ile işgal girişimine karşı zafer kazanması 20. yüzyıldaki en önemli başarılarımız arasındadır. Bu zaferin 25. yılında Abhazya’nın haklı mücadelesini tanıtmak, Abhazya’ya yönelik ambargo ve izolasyonun kaldırılması için çalışmak, birlik, zafer ve özgürlüğü coşkuyla kutlamak için bir dizi etkinlik düzenleyeceğiz. Efkan'ı, Bahadır'ı, Hanefi'yi, Vedat'ı, Zafer'i, vatan uğruna, özgürlük uğruna, kardeşlik ve birlik uğruna canlarını feda eden tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi saygı ile anacağız.
2019 Birlik ve Dayanışma Yılı
Dil, kültür ve kimliğimizin yok olmasının temel nedenleri, yaşadığımız soykırım ve sürgün, dağınık yerleşme ve en temel haklarımızın inkâr edilmesidir. Bu süreci tersine çevirmenin ve varlığımızı korumanın önemli bir şartı da yaşadığımız her yerde birlik ve dayanışma içerisinde olmamızdır. Bu nedenle önümüzdeki faaliyet döneminde, diaspora ülkeleri arasında ve Anavatan-diaspora arasında kurumsal temelde birlik ve dayanışmanın güçlendirilmesine özel önem vereceğiz.
Birlik ve dayanışmayı nasıl geliştirebiliriz? Bunun için öncelikle diğer diasporadaki örgütlerimizle birbirimizi tanımamız, bir arada olmamız, amaçlarda ortaklaşmamız ve birlikte etkinlikler düzenlememiz gerekiyor. Bu kapsamda Anavatan ve diasporadaki aynı alanda faaliyet gösteren kuruluşlar bir araya gelmeli ve ortak çalışmalar yapmalıdır. Bilimsel, kültürel ve sanatsal etkinlikler, gençlik ve çocuk kampları ve sosyal medya platformları üzerinden diaspora ve Anavatandaki kişi ve kuruluşların daha yoğun bir şekilde etkileşim içerisinde bulunmasına çalışacağız.
p>“Anavatana dönüş” düşüncesi diasporaların hayatiyetini sürdürmesini sağlayan temel unsurlardan biridir. Sürgün sonucu Adıge ve Abaza halklarının %90’ı Anavatanından koparıldığı için, Adıgey, Karaçay-Çerkes, Kabardey-Balkar ve Abhazya cumhuriyetlerinde yaşayan Adıge ve Abazaların nüfusu, diasporadaki nüfustan çok daha azdır. Bu nedenle, ekonomik, sosyal ve yasal altyapısı oluşturulmuş, hedefleri ve araçları iyi tanımlanmış bir şekilde uygulanması durumunda Anavatana dönüş, ulusal yok oluşumuzun engellenmesi ve Anavatan-diaspora ilişkilerinin geliştirilmesi açısından zorunludur.
Önümüzdeki çalışma döneminde, Anavatana dönüş çalışmalarının, dünya üzerindeki başarılı örnekleri de incelenerek, uzun dönemli uygulanabilir bir strateji geliştirilmesi gerekmektedir. Bu stratejilerin geliştirilmesi için özellikle Anavatana dönen soydaşlarımız ve ilgili kuruluşlarımız ile ortak çalışmalar yapılacaktır. Anavatana dönen soydaşlarımızın Kaffed’in bu faaliyetlerine daha aktif katılması için kurumsal düzenlemeler yapılacaktır.
Kurumsal Yapının Güçlendirilmesi
2017-2019 döneminde yukarıda özetlediğimiz hedefleri gerçekleştirmemiz için kurumsal yapımızın da güçlendirilmesi gereklidir. Bir süreden beri toplumumuzun tüm unsurlarının güçlerini kurumsal yapımıza entegre etmek ve toplumsal potansiyelimizden en verimli şekilde yararlanmak amacıyla gençlik ve kadın katılımı ve temsiliyetini artırıcı önlemler almaktayız.
Bu amaçla üç kurumsal yapılanma öngörülmüştür: Gençlik Meclisi, Kafsam ve Nart Akademi.
Gençlik Meclisi’nin uzun bir hazırlık döneminden sonra 2018’den itibaren hayata geçmesi öngörülmektedir. Her toplumun en dinamik ve yenilikçi kesimi gençlerden oluşmaktadır. Gençlik Meclisi aracılığı ile gençlerimizin Kaffed’in faaliyetlerinde daha aktif yer alması ve karar alma mekanizmalarına dahil olması sağlanacaktır.
p>Kafsam ve Nart Akademi, Kaffed bünyesinde daha önce hayata geçirilen fakat son yıllarda aktif kılamadığımız iki önemli oluşumdur.
p>Bu çalışma döneminde Kafsam ve Nart Akademi’nin yeniden oluşturulması ve faaliyete geçirilmesini planlıyoruz. Kafsam’ın Çerkesler/Kafkasya/diaspora konularında çalışmalar yapan araştırmacılara ulaşması, Kaffed’in politika oluşturmasına yardımcı olacak akademik/bilimsel çalışmaları gerçekleştirmesi, kamuoyuna Çerkesler ve sorunlarına ilişkin güvenilir ve doğru bilgi sunması ve araştırma konularına ilgi duyan yetkin gençlerin çalışması için bir ortam oluşturması hedeflenmektedir.
Nart Akademi belirli dönemlerde düzenleyeceği etkileşimli eğitim programları ve seminerler ile bilim insanları, uzmanlar, gençler, dernek yöneticileri ve toplumumuzu bir araya getirecek, sorunlarımız ve çözüm yöntemleri üzerine görüş-alışverişinde bulunulmasını sağlayacaktır.
Seçimler, Seçimler...
2018-2019 döneminde Türkiye’nin geleceğini büyük ölçüde belirleyecek üç seçim yapılacaktır: mahalli idareler, milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Bu seçimler Türkiye Çerkesleri açısından da büyük önem taşıyor. Özellikle Cumhurbaşkanlığı seçiminde, kullanılacak her oy, kazananı belirleyecek oy olma potansiyeline sahip.
Var oluş mücadelemizde ve sorunlarımızın çözümünde sadece kendi kurumlarımız ile tatmin edici sonuçlar almamız mümkün değildir. Sorunlarımızı ve taleplerimizi kamusal alana taşımamız ve kamusal yetki ve kaynakları daha güçlü şekilde aktive etmemiz gerekiyor. Seçim dönemleri bu anlamda önemli fırsatlar sunmaktadır.
Bu ortamda Türkiye Çerkesleri olarak ez fazla kazanımla seçim sürecini tamamlayabilmemiz için diasporanın en yaygın örgütlenmesi olan Kaffed’e önemli görevler düşüyor. Seçim sürecinde izlenecek politikaların belirlenmesi ve toplumumuzun siyasal alanda layık olduğu düzeyde temsili için tüm toplumumuz ve üyelerimiz ile geniş bir istişare çalışmasını en kısa zamanda başlatmayı planlıyoruz. İstişare sonuçlarını ve bu sonuçlar doğrultusunda toplumumuzun taleplerini siyasi partiler ve diğer aktörlerle paylaşacağız.
Nasıl Yapmalı?
Kaffed ve Çerkes toplumu olarak önümüzde büyük sorunlar ve görevler bulunuyor. Bu sorunların üstesinden nasıl gelebiliriz?
Kaffed kurulduğu günden itibaren demokratik işleyişe verdiği önemle demokratik istişare mekanizmalarını her zaman aktif olarak çalıştırmış, bu sayede, her türlü olumsuz koşula ve kısıtlara karşın gelişerek diasporanın en yaygın örgütlenmesi haline gelmiştir.
2017-2019 dönemindeki zorlu görevleri de ortak aklımız ile karar alarak ve aldığımız kararları hep birlikte uygulayarak aşabileceğimize inanıyoruz.
Bu kapsamda Kafsam ve Nart Akademi gibi birimlerimizin araştırmaları ile kurumsal istişare mekanizmalarımız, ortak akıl toplantıları, istişare toplantıları ve konferanslar ile tüm derneklerimizin, üyelerimizin, toplumumuzun, dostlarımızın ve içerisinde yaşadığımız toplumun görüşlerini alarak politika ve projelerimizi oluşturacağız. Projeleri yürütmek için oluşturulacak proje ve çalışma gruplarına ilgili uzmanların ve kişilerin katılmasını sağlayacağız. İnanıyoruz ki, ortak sorunlarımızın çözümü için hep birlikte mücadele ettiğimiz zaman mutlaka başarılı olacağız.
Bizler bu inançla halkımıza hizmet edebileceğimize inandık ve karşınıza çıktık. Vereceğiniz destekle sizlere mahcup olmamaya çalışacağız. Kararı verecek olan sizlersiniz. Vereceğiniz karar her ne olursa olsun Çerkes Halkı için hayırlı olmasını canı gönülden arzuluyoruz.
nan
Kaffed