21 Mayıs Çerkes Soykırımı ve Sürgünü'nün 153. yılında Kefkende anma etkinliği vardı.
Düzenlenen anma etkinliklerine tüm Türkiye'de çeşitli il ve ilçelerden yoğun katılım gerçekleşti. 5 bine yakın kişinin katıldığı etkinlikler Kefken Karaağaç Köyü Mezarlığı'nda Sürgün Anıtı'nın önünde bayrak açılarak dualar eşliğinde başladı.
Yoğun kalabalığın mezarlıktan çıkışının ardından kortej oluşturularak Babalı Köyü sahiline doğru yürüyüşe geçildi. Sahilde toplanan katılımcılar Babalı sahilinde 1864 Çerkes Sürgün'ünde hayatını kaybedenler için denize karanfil bıraktı.
Sahildeki anma programının başlamasıyla KAFFED Genel Başkanı Yaşar Arslankaya ve diğer katılımcı protokolün konuşmaları gerçekleşti. Konuşmalar sona erdiğinde sahilde kurulan büyük daire içinde meşalelerle yakılan ateş etrafında toplanan katılımcılara anma programı platformundan kafkas ağıt ezgileri eşlik etti.
Jandarma ekiplerinin emniyeti sağladığı anma programında herhangi olumsuz bir olay yaşanmazken program sonunda Türkiye'nin çeşitli il ve ilçelerinden gelen katılımcılar konvoylar halinde bölgeden ayrıldı. 21 Mayıs'ta Kafkasya'da olacak etkinlikler için söz alınarak program sona erdi.
21 Mayıs 1864 Büyük Çerkes Soykırımı
p>Çarlık Rusyası tarafından anayurtlarından sürgün edilen Çerkeslerin, Osmanlı Devleti topraklarına sürgün edilmesi ilk olarak 1850'li yıllarda başlamıştı. Bugün 'Büyük Çerkes Sürgünü' diye adlandırılan en büyük sürgün dalgası ise 1864 tarihinde gerçekleşti. Çerkesler tarihin bilinen en eski zamanlarından beri Kafkasya'nın kuzeybatısında yaşayan yerli halklardan biridir. Çerkes tanımı geniş anlamda bütün Kuzey Kafkasya halkları için kullanılırken dar anlamda Adıge ve Abazalar için kullanılmaktadır. Sürgün yıllarında 1 milyondan fazla Çerkes o günkü Osmanlı topraklarına sürgün etmişti.
Çerkesler Osmanlı topraklarına deniz yoluyla sürgün edildi ve Kafkasya'da gerçekleşen bu sürgün en büyük soykırımlardan biri olarak tarih kitaplarındaki yerini aldı. Sürgün esnasında birçok Çerkes, açlık, susuzluk, hastalık ve çeşitli deniz kazaları nedeniyle yaşamını yitirdi. Gemilerde ölen Çerkeslerin başka çare olmadığı için Karadeniz sularına atıldıkları ve Sürgünü yaşayan Çerkeslerin yıllarca balık dahi yemedikleri bilinmektedir.
Büyük Sürgün'den 65 yıl sonra bilimsel bir çalışma için Adıge'ye giden Gürcü tarihçi Simon Canaşia'nın karşılaştığı 91 yaşındaki bir ihtiyarın anlattıkları, geçmişte yaşanan acının mahiyeti açısından kanıt niteliği taşımaktadır.
Adıge'de genelde Şapsığların yaşadığı bir bölgede yaşayan bu ihtiyar, tanıklık ettiği Büyük Sürgün'le ilgili şunları söylemişti:
"Deniz kenarında yedi yıl boyunca duran insan kemikleri vardı. Kargalar erkek sakallarından ve kadın saçlarından yuvalarını kurarlardı. Deniz yedi yıl boyunca insan kafataslarını kıyıya atmayı sürdürdü. Benim orada gördüklerimi düşmanımın bile görmesini istemem."
p>Medyabar haber sitesinde yer alan bu habere bir okuyucunun yaptığı yorum, Kefken'deki etkinliğin insani değerlerini koruyan herkesi ne kadar etkilediğini gösteriyor:
p>"Hafta sonu gezmesi olarak bulunduğum Kefken'de bir çok aracın aynı yöne gittiğini görünce bahçesinde oturduğum kafeteryanın garsonuna bu nedir? bu araçlar nereye gidiyor diye sordum. Garson Çerkezlerin töreni var deyince konvoyun peşine takıldım.Önce Karaağaç köyü mezarlığında mevlidi-şerifli programı izledim. Sonrasında sahildeki programın anonsunu duydum ve konvoyun peşine yine takılarak Babalı sahilindeki programı başından sonuna kadar büyük heyecanla, heyecanımın yerini alan acı ile pür dikkat izledim. Çerkezleri biliyordum ama böylesine bir acı trajedi yaşadıklarını bilmiyordum. Bu ülkede beraber yaşadığımız bu şahsiyetli milletin yaşadığı trajediyi bilmememin ayıbını yaşadım. Acınızı paylaşıyorum, Güzel yürekli insanlar."
Etkinliğe ilişkin video ve fotoğraflar için bkz. Medyabar
p>
nan
Kaffed