Irak’taki üç Kafkasyalı kavim Irak Anayasası’nda tanınmak için birleşiyor. Çerkesler, Çeçenler ve Dağıstanlılar, topluluklarını bir ulusal isim, "Kafkasya" altında birleştirmek istiyorlar; aynen Iraklı Hristiyanların 2007'de Keldani Süryani Asuri Halk Konseyi partisini oluşturduklarında yaptıkları gibi.
9 Aralık 2016’da Al-Monitor’de yazan Saad Salloum’un verdiği bilgilere göre, bu kavimler azınlıklara yönelik şiddetten korunmak ve eşit haklara sahip olmak için anayasada resmi olarak tanınmak istiyorlar.
Bu amaçla Irak Kürdistan Bölgesi Süleymaniye İlindeki üç grubun temsilcileri 24 Kasım'da Masarat Kültür ve Medya Geliştirme (MKMG) STK'sında bir araya gelmişler. Burada gerçekleştirdikleri toplantıda Irak azınlıkları arasında sayılmak istediklerini söyleyerek, taleplerini resmi olarak açıklamışlar. Şimdilerde MKMG ‘nin meclise sunulmak üzere azınlıkların haklarına ilişkin bir yasa önerisi hazırladığı söyleniyor.
Al-Monitor'a konuşan Irak Çerkeslerinin lideri Ahmed Kataw "Irak Anayasası Iraklı Kafkasyalı kavimleri -Çerkesler, Çeçenler ve Dağıstanlılar-, diğer azınlıklar gibi resmi olarak tanımalı. İsimleri, hazırlanan yasa taslağında korunacak Iraklı azınlıklar arasında yer almalı. ... Kafkasyalı azınlıkların, diğer azınlıkların temsil edildiği gibi, mecliste kota sistemine uygun olarak temsil edilmesini istiyoruz" diyor.
Kafkasyalı kavimler taleplerini MKMG'ye iletmekte geç kaldıklarını, çünkü kendilerini resmi düzeyde temsil edecek bir siyasi parti kuramadıklarını ve taleplerini iletecek liderleri seçme konusunda anlaşmazlık yaşadıklarını söylüyorlar.
Kataw, bölgedeki güvenlik sorunları, silahlı çatışmalar ve İslam Devleti ile çatışmaların siyasi bir hareket başlatmayı riski kıldığını belirterek "Bir siyasi parti oluşturmadık, fakat daha 2004'de Kerkük merkezli kültürel-sosyal bir kuruluş olan Dayanışma Derneği'ni kurduk. Irak'taki Çerkeslerin temsilcisi olarak derneğin başkan yardımcısı bendim, başkan Çeçen, genel sekreter Dağıstanlıydı. 450 üyeli genel kurul oylama yaptı fakat güvenlik nedenleriyle derneği bir siyasi partiye dönüştüremedik. Ayrıca bağımsız bir siyasi parti kurduğumuzu ilan ettiğimizde büyük siyasi hareketler tarafından domine edileceğimizden çekindik" diyor.
Dayanışma Derneği'nde Dağıstanlıları temsil eden Adnan Abdul Bari, Kafkasyalı kavimler arasındaki ortak çalışmanın önemini anlatmış: "Bu kavimlerin aynı kökten geldiği kabul ediliyor. Tarihleri, coğrafyaları, kültürleri ve gelenekleri onları diğer kavimlerden ayırıyor. Kuzey Kafkas halkları kimliğine sahipler, bu nedenle tek bir kültürel kimlikle, bir halk olarak ortaya çıkmalarının zamanı geldi."
Kafkasyalı kavimlerin nüfusunun az olması ve belirli bir bölgede yoğunlaşmamış olmaları kamusal yaşamdaki yerlerini zayıflatıyor. Kataw'a göre Irak'ta 15,000'den fazla Kafkasyalı yaşıyor. Kavimlerin temsilcilerine göre en kalabalık grup Çeçenler, daha sonra Dağıstanlılar ve Çerkesler geliyor.
Çerkesler, Çeçenler ve Dağıstanlılar konusunda yayın yapan Tadamon ("Dayanışma") dergisinin editörü araştırmacı Mohammed Hussein Dagestani, aynı zamanda Kerkük'deki Irak Gazeteciler Sendikası başkanı. O da, Rusya’nın 1864'de Kafkasyalı kavimleri anavatanlarından sürgüne zorladığını, önce Osmanlı topraklarına oradan da Ürdün, Suriye ve Irak'a yerleşime zorlandıklarını anlatıyor.
Dayanışma Derneği'nin Çeçen temsilcisi Mazen Abdul Rahman ise dağınık Çeçen yerleşimleri olduğunu, fakat "Dağıstanlı veya Çerkes yerleşimi [köyü] olmadığını, çünkü Dağıstanlıların ve Çerkeslerin kentlere yerleştiklerini" belirtiyor.
Al-Monitor'de çıkan bu haberde verilen bilgilere göre, Kafkasyalı aileler arasında sadece az sayıda yaşlı hala Kafkas dillerini konuşuyor, ancak dili konuşanların sayısı her geçen gün azalıyor. Bu durum dillerinin kaçınılmaz olarak yok olacağı anlamına geliyor.
Kafkas kültürünün yokoluşuna yol açan bir diğer faktörün de, toplumda ön plana çıkma ve bütünleşme biçimleri olduğu söyleniyor haberde. Arap bölgelerinde Arap, Kürt bölgelerinde Kürt ve Türkmen bölgelerinde Türkmen gibi davrandıklarına değiniliyor. Hatta öyleki Şiilerin baskın olduğu bölgelerde yaşayan Kafkasyalı aileler Şii inancını, Sunni bölgelerinde yaşayanlar da Sunni mezhebini benimsemiş durumdalar.
Bununla birlikte, yıllardır devam eden iç içe yaşama karşın, bu kavimlerin hala, evlilik, doğum ve diğer toplumsal ortamlarda Adıge kanunu [khabze] norm ve kuralları gibi geleneklerini yaşattıkları anlatılıyor.
nan
Kaffed