İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi "Kafkas Göçünün Edebiyata Yansımaları" konulu bir seminer düzenledi. 5 Aralık 2015 Cumartesi günü saat 15:00-17:00'de İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü, Sinema Salonu'nda düzenlenecek seminerde Ulaş Sunata kolaylaştırıcı, Erol Köroğlu, Melih Özel Ubıh, Ayla Kutlu ve Hıfzı Topuz konuşmacı olarak yer alacaklar.
Sunum Özetleri:
Erol Köroğlu, “Türkiyeli Çerkes Kimliğinin İnşasında Bir Köşetaşı: Türkçe Romanlarda Hainden Kahramana Çerkes Ethem İmgesi”
Tarihsel roman tarih değildir. Artık olmayan, geride kalmış bir geçmişi konu edinen bu iki dilsel üretim alanı, epistemolojik ve ontolojik olarak birbirlerinden farklıdır. Ne var ki, okurlar bu ayrımı çok ciddiye almaz ve özellikle akademik tarihçiliğe göre daha sıcak ve izlemesi kolay bir anlatım sunan tarihsel romanı geçmişe dair bilgi edinmede tercih edebilirler. Tarihsel roman, temelde yazarının ideolojik tercihleri yönünde ortaya çıkan imgeleme dayalı bir kurmaca ise de, bir toplumdaki kimliklerin tartışılmasında belirleyici bir kaynak olur. Modern Türkiye’nin kurucu dönemi olan Milli Mücadele içinde yer alan Çerkes Ethem örneği, bu açıdan dikkate değer bir örnek sunar. Türkiyeli Çerkes olmayan ve günümüze yaklaştıkça artan sayıda Çerkes yazar, yazdıkları romanlarda adeta bir imge savaşı yürüterek, “Ethem Bey hain miydi kahraman mıydı?” münazarası üzerinden günümüz Türkiyeli Çerkes kimliği/kimliklerinin belirlenmesine yönelik mücadele ederler. Bu çalışma, özellikle günümüze yakın tarihlerde yayınlanmış romanlarda konunun nasıl ele alındığını tespit ve çözümlemeye çalışacak.
Melih Özel Ubıh
Birçok konuda birbirine koşut ve karşıt kabul edilen Kemal Tahir ve Yaşar Kemal’in Çerkeslere dair perspektifleri aktarılacaktır. Özellikle Yaşar Kemal’in iyi niyetli göç ütopyası olan “Bir Ada Hikâyesi” dörtlemesindeki Çerkesler ve Kemal Tahir’in çeşitli kitaplarındaki Çerkesler bir karşılaştırılmayla sunulacaktır.
Ayla Kutlu
Ayla Kutlu, “Bir Göçmen Kuştu O” ile onun ardılı olan “Emir Bey’in Kızları” adlarını taşıyan iki romanla Kafkasya göçünü, savaşın akla gelebilecek tüm acılarını yaşamış bir anne ile küçük oğlunun öykülerini dile getirdi. Birinci kitapta, toprağından kopmuş, yeni toprağa tutunmaya çalışan ama içsel dünyasını göçtüğü topraklara uyduramayan tedirgin bir karakteri, daha çok kadınlarının gözüyle anlatırken, ikinci kitapta daha bilinçlenmiş bir kuşakla hem topraktan sonsuza kadar kopmuş insanı, hem de yurt içindeki göçün koşulları yüzünden hayatla barışmayı becerememiş aile bireyleri roman kahramanı oldular. Sunumunda bu gerçeğe, üçüncü şahıslar yönünden; göçmenlere bakışa, yaklaşımdaki yabanıllığa, küçümsemeye ilişkin dokundurmalarına ve göçmenliğe ilişkin aforizmalarına yer verecektir.
Hıfzı Topuz
Sunumunda Kafkaslar’dan Çerkes göçü ve Meyyale romanına yer verecektir. Hıfzı Topuz'un, çeşitli belgelerden, sandıklarda saklanan aile mektuplarından ve Pertevniyal Valide Sultan'ın 1880'lerde dikte ederek yazdırdığı 'Sergüzeştname'sinden yola çıkarak kaleme aldığı bu tarihsel romanda, 19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü sırasında yaşanmış olan bazı olaylar anlatılmaktadır.
Kaynak: İstanbul Bilgi Üniversitesi
p>
nan
Kaffed