Reyhanlı Çerkes Derneği 150.Yıl Basın Açıklaması

Reyhanlı Çerkes derneği 21 Mayıs Çerkes soykırımı anma haftası etkinlikleri çerçevesinde basın açıklaması ile etkinlik düzenledi.

Dernek başkanı Uğur Pihava'nın Rus Çarlığının emperyalist emellerle köleleştirmek isteyip soykırım uygulayarak sürgüne gönderdiği ve çerkes halkının kaybettiği ataları, Kapitalizmin hırsı sonucu Soma'da yaşanan kayıplar, Suriye savaş kıskacında Reyhanlıda katledilen 53 kişi adına bir dakikalık saygı duruşuna davetiyle başlandı.


DÜNYA KAMUOYUNA;

İnsanlık tarihinin en eski, en köklü, en bilinen coğrafyası, hemen tüm dünya dillerinde, tüm dünya masallarında, mitolojilerinde yer alan, ölümsüzlüğün çaresinin bulunduğu yer; ulaşılmaz, efsunlu, gizemli, renkli düşler ülkesi, Çerkes halkının kutsal anayurdu, onurlu insanları: Bugün bize, aramıza katılarak onurlandıran ve cesaretlendiren değerleri Çerkes dostları sizleri aramızda görmekten mutluyuz, onurluyuz, gururluyuz. Aramıza hoşgeldiniz. Sizleri selamlıyoruz.
Çerkesler 150 yıl önce imparatorlukar çağının güç ve paylaşım savaşlarına kurban edilen bir halktır. 1552 ‘den 1864 yılı 21 Mayısına kadar, Çerkesler için bir ulusal varoluş mücadelesi, Rus çarlığı için sıcak denizlere hakim olma, o dönemin ticaret yollarını ele geçirme, Osmanlı, İngiltere, Fransa ve İran içinse bu pastayı görünürde Rusya ya, fakat gerçekte diğer rakiplere kaptırmama mücadelesi olan ve bu mücadelelerin tam ortasındaki Çerkesya coğrafyası ve Çerkesyanın otokton ( yerli ) halkı Çerkesler;

1552 yılında Kırım-Tatar Hanlığının saldırılarına karşı Rus Çarı korkunç İvan’ la bir anlaşma yapan Çerkesler kuzeyden güneye doğru inmeye çalışan Rusların ilgi ve iştahını kabartmış o tarihten sonra Rus çarlığı Çerkesya’yı rahatsız etmeye başlamıştır. Bu savaşların en şiddetlileri ise 1763 – 1864 yılları arasında yaşanmış olup, Çerkesler için bir ölüm-kalım, Rus çarlığı için bir imha savaşına dönüşmüştür.
Çağının en gelişmiş teknoloji ve donanımına sahip muazzam bir güce ve sayıya sahip Çarlık ordusu ve bunun karşısında sayıca teknolojik donanım ve silah gücü olarak mukayese götürmez bir eşitsizlikte olan, fakat kendilerini Çerkeslerin dostları olarak lanse eden, desteklerini sunacaklarını söyleyerek Çerkesleri sürekli kendi çıkarları için savaştıran, fakat hiçbir zaman beklenen desteği vermeyen Osmanlı, İngiltere, Fransa gibi dünyanın diğer emperyalist güçleri.
Bu sürekli beslenen ve pompalanan umutlarla Çerkesler 21 Mayıs 1864 gününe kadar aslında bir intihar mücadelesinden başka bir şey olmayan ulusal kurtuluş mücadelelerini sürdürdüler. Eşit olmayan güçlerin yaptığı bu savaş Çerkesler için bir soykırımdı.

Bu uzun süren savaşta milyonlarca insan öldü. Savaşın bittiği gün olan 21 Mayıs 1864 günü Çerkesya’nın tarihi başkenti Soçi’de, Rus çarlığı büyük bir zafer kutlaması yaparken Çerkes halkı, yenilmiş, yıkılmış, umutlarını tüketmiş, bunun yanında binlerce yıldır yaşadığı vatan topraklarından, hiç tanımadıkları coğrafyalara darmadağın, perişan ve bir daha geri dönmemek, yok olmak üzere bir bilinmezliğe, ölüme gönderiliyordu. 
Çerkesler 150 yıl önce sürgün bir halk oldular, balkanlarda, anadoluda, suriyede, ürdünde, israilde ve bugün dünyanın 50 ülkesinde yaşamaya mahkum edildiler. 
1864 yılının 21 Mayıs’ında vatanlarından zorla sürgüne gönderilen Çerkesler, sürgün yollarında nüfuslarının yarıya yakınını kaybettiler. Bugün dünyada yaşayan Çerkesler karadenizden balığı (Atalarımızın eti ve kanıyla beslenmişler) diyerek yemezler. Çünkü, yapılan araştırmalara göre 500.000 soydaşımız hastalık ve ölüm gerekçesiyle gemi kaptanları tarafından karadenizin sularına bırakılmıştır. 
Ölümler burada da bitmemiş, Osmanlı devleti sürgünleri kabul edeceğini söylemişse de ekonomisi ve örgütlenmesi buna uygun ve yeterli olmadığından Çerkes mülteci merkezlerinde çıkan salgın hastalıklar binlerce kişiyi yok etmiştir.
Yukarıda bahsettiğimiz Rusya karşıtı Çerkes dostu ülkeler bu zavallı halk için hiçbirşey yapmamıştır. Osmanlı devleti, Çerkesleri 20 yıl askere almayacağını vadetmiş olmasına rağmen sözünü tutmamış, bu çaresiz insanları hemen askere almış, çeşitli bölgelerde savaştırmıştır. Delikanlılar ve genç kızlar köle pazalarında satılmış, saraya peşkeş çekilmiştir.

Arşivlerden edindiğimiz bilgilere göre Osmanlı ve Rus çarlığı tarafından yapılan anlaşmaya göre sürgüne gönderilen Çerkesler Rus sınırına yakın hiçbir yere iskan edilmemiş; 
Marmara bölgesi ve İstanbul çevresine yerleştirilenler padişahın tahtı için güvence kabul edilmiş,
Samsun-Amasya-Tokat-Kayseri-KahramanMaraş hattına yerleştirilenler Kürtler ve Ermenilere karşı kullanılmıiş,
Gaziantep-Reyhanlı-Halep-Şam-Ürdün-İsrail(Filistin) hattına yerleştirilenler, Osmanlı-Hicaz demiryolunun Arap soygunculara ve saldırganlara ve batılı emperyalist güçlere karşı kullanılmış,
Balkanlara yerleştirilen kısım ise ozamanlar Rus çarlığının ve avrupanın desteklediği Bulgar ve diğer Slav milliyetçiliğini bastırmak üzere kullanılmıştır.
S
Nitekim Osmanlıllarla Rus Çarlığı arasında süren savaşı ( 93 Harbi ) Rusyanın kazanması üzerine Avrupa ülkeleri ( İngiltere-Fransa ) araya girmesiyle imzalanan Edirne, ardından AyaStefanos Barış Antlaşmasıyla Balkanlardaki Çerkes nüfus bir daha sürülerek Ortadoğu topraklarına yerleştirilmiştir. 
Biz, 150 yıl önce imparatorluklar çağının güç savaşlarına kurban edilen bir halkız. Biz, imparatorluğun genişleme iştahına, bir diğerlerinin nüfuz hevesine yenik düştük. Kimi zaman cesaretin ateşinde yandık, kimileyin korkunun gölgesine sığındık. Gafletide gördük, ihanetide. Yenildik, kırıldık, bölündük. Daha dün gibi hatırladığımız, ağıtlar yakıp öyküler anlattığımız bir sürgünün, bir soykırımın çocuklarıyız. Biz halkız. Biz sürgünde bir halkız. 
Biz halkız savaş ta bizim için sürgün de .
Kiminin toprağımızda gözü vardı. Çar hükmetti: Gidin!
Kiminin insanımızda sözü vardı.Sultan Lütfetti: Gelin!
Kiminin stratejik hesabı vardı: Kraliçe vazgeçti : Çekilin!

Kaybeden Biz olduk. Çok azımız vatanında kalabildi. %90 çoğunluk sürgün yollarına düştü. Darmadağın edildi.
Anavatanımız Çerkesya bugünde uluslararası güç odaklarının merkezi halinde. Diasporada asimilasyona karşı kimliğimizi korumakta zorluk çekiyoruz. Dilimizi, kimliğimizi, kültürümüzü hergeçen gün biraz daha yitiriyoruz.


Dünyadaki Çerkesler olarak; insan hakları ve adaletten yana olan dünyadaki tüm halklara, ülkelere ve uluslarası örgütlere sesleniyoruz;

Varlığımızı korumamız için bize destek olun. Wubıhça gibi Çerkes dilinin de yok olmasına izin vermeyin.

Sürgünde rol oynayan imparatorlukların bugünki mirasçıları

Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu'na sesleniyoruz;

Uğradığımız bu tarihi haksızlığı sona erdirin!

Anavatanımızla yeniden kucaklaşmamız için önümüzü açın.

Anavatan dönüşümüzü kolaylaştırın.

Bize çifte vatandaşlık verin.

Anavatanımız da barış ve istikrar içinde yaşamamıza fırsat tanıyın.

Güzel yurtlarımız vardı……
Ve rüzgar kanatlı atlarımız….
Güzel şarkılarımız vardı ve sonsuz düşlerimiz….

Rusya Federasyonuna sesleniyoruz. Çerkesler intikam peşinde değil adalet istiyor, savaş istemiyor. Sizden, tarihle barışarak Çerkes halkının, yarım kalan düşlerini yeniden görmelerini sağlamanızı istiyoruz. 
Amerika Apaçilerden, 
Almanya Yahudilerden,
Avustralya Aborjinlerden
özür diledi. Sizin için bu kadar zormuydu ki bunu Soçi olimpiyatlarında yapma fırsatı yakalamışken, hatta bunu yapacağınızı vadetmişken, bütün Çerkesler bunu bekliyorken, bizleri hayal kırıklığına uğrattınız. Emin olun büyük devlet olmanın en büyük erdemiyle onurlanacaktınız.

Fakat olimpiyatlardaki tavrınızla bütün beklentileri boşa çıkardınız. Fakat bizler, gelecekten yine de umudu kesmek istemiyoruz.
Bugün dünyanın her tarafında meydanları dolduran Çerkes halkı ve dostları olarak;

Halkımzın yaşamış olduğu soykırım ve sürgünü unutmayacağız ve unutturmayacağız.

İntikam değil Adalet istediğimizi

Soykırımın ve sürgünün dün olduğu gibi bir insanlık suçu olduğunu, 
Umudumuzu hiç kaybetmeden Çerkes halkının ulusal, demokratik mücadelesini sürdüreceğimizi

Dünyadaki demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren, ezilen halkların yanında olacağımızı buradan tüm dünya kamuoyuna duyuruyoruz.
Yaşasın Çerkes halkının onurlu mücadelesi!
Yaşasın Halkların Kardeşliği!
Yaşasın Özgürlük!

Tanrı, Tüm ulusları özgür ve mutlu kılsın fakat Çerkesleri de unutmasın.

18 Mayıs 2014
REYHANLI ÇERKES DERNEĞİ ADIĞE KHASE

p>


nan



Kaffed

Share