Değerli Çerkes Halkı,
Dünya tarihinde eşi emsali görülmemiş bir Soykırıma ve Sürgüne tabi tutulmuş Çerkes halkının diasporadaki en büyük örgütlü yapısı ve Türkiye’nin değişik il ve ilçelerindeki 54 derneğin üst kuruluşu olan Kafkas Dernekleri Federasyonu adına sizleri selamlıyorum.
Saygın protokol
Değeli Katılımcılar
Hayatı mücadelelerle geçmiş, günümüzde dili, kültürü yok olma tehlikesi altında olan biz Çerkesler yaşadığımız tüm coğrafyalarda dilimizi, kültürümüzü yaşatmanın gayreti ve çabası içerisinde olduk.
Yıllarca uygulanan asimilasyonist politikaların yok etme eşiğine getirdiği diğer halklar gibi biz Çerkesler de bu politikaların bir sonucu olarak kimliğimizi kaybetme riski ile karşı karşıyayız.
Yaşadığı tüm ülkelerde bu güne kadar vatandaşlık görevini tam anlamı ile yerine getiren Çerkesler, var olma mücadelesinde maalesef tabiyeti altında bulunduğu ülkelerden kimliklerinin korunabilmesi adına destek görememiş, politik oyunlarla geçiştirilmeye ve kandırılmaya çalışılmıştır.
Derneklerimiz ve kurumlarımız son 60 yıldır dilin ve kültürün yaşatılması için cansiperane çalışmalar yapmıştır. Fakat bir gerçektir ki devlet desteği olmadan bir halkın dilini ve kültürünü yaşatması mümkün değildir.
Değerli Konuklar
Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin başlattığı yeni anayasa çalışmalarının sivil bir zihniyetle yeniden yazılacağının belirtildiğinde Federasyonumuz ve Çerkes halkı yeni anayasa çalışmalarından memnuniyet duymuştur, beklenti içerisine girmiştir.
Federasyonumuz Sayın TBMM başkanından aldığı davet üzerine Türkiye’de yaşayan Çerkeslerin yeni anayasadan beklentilerini, Çerkes halkının görüşlerini alarak belirlemiş, rapor haline getirmiş ve Türkiye’deki STK'lar içerisinde 6. sıradan talebini TBMM başkanına ve mecliste grubu bulunan tüm siyasi partilerin anayasa uzlaşma komisyonu üyelerine sunmuştur.
Bu raporun sunulmasından hemen sonra, talepleri ve gelişmeleri Çerkes kamuoyuna aktarmak üzere Federasyon yönetimimiz Türkiye’de Çerkeslerin yoğun yaşadığı bölgeleri ziyaret etmiş ve bölge toplantıları yapmıştır. Gittiğimiz her ilde ve ilçede bölge toplantılarında sunduğumuz raporumuz Çerkes halkından büyük bir ilgi ve beğeni almıştır.
Sunduğumuz raporun ciddiyeti neticesinde Federasyonumuz TBMM Uzlaşma Komisyonu'na davet edilmiş, taleplerimiz bir kez de sözlü olarak alınmıştı.
Yeni anayasadan Çerkeslerin talepleri neydi? Tüm halklar için özgürlükçü ve demokratik taleplere ek olarak,
- Çerkeslerin anadillerinin devlet eliyle kreşlerden başlatılarak öğretilmesi,
- Çerkesçe soy isimlerimizi yeniden kullanabilmemiz,
- Değiştirilen köy isimlerimizin iadesi,
- Her hangi bir kimliğe vurgu yapılmaması,
- Tarih kitaplarında çarpıtılarak yazılan ve halkları zan altında bırakan küçültücü ve aşağılayıcı tanımlamaların kaldırılması gibi taleplerdi.
Peki gelinen sonuç ne olmuştur? Maalesef hüsran olmuş, Çerkes halkı ve diğer halkların geleceklerini güvence altına alacağına inandığımız anayasa çalışmaları rafa kaldırılmıştır.
Değerli Konuklar
Türkiye’de Çerkes halkının varlığı görülmemekte veya görmezlikten gelinmekte, sadece konuşmalar içerisinde “Çerkesler, Abazalar, Lazlar, Kürtler...” gibi genel geçer ifadelerde kullanılmaktadır.
Hükümetimizin yürüttüğü açılım politikası kapsamında değişik halklar ve inanç gurupları ile görüşmeler yapan, onların sorunlarını dinleyen, çalıştaylar düzenleyen, çözüm üreteceğini söyleyenler bu süreçte de maalesef Çerkes halkını görmemiş, görmezlikten gelmiştir. Kendisinin yok sayıldığını gören Çerkes halkı, bir kez daha anlamıştır kimin kendisine hangi gözle baktığını.
Saygın Protokol
Değerli Katılımcılar
Türkiye’deki gelişmeler tarafımızca takip edilmekte, memnuniyetle karşılanmaktadır. Bunlar, seçmeli de olsa okullarda anadil eğitiminin verilmeye başlanması, üniversitelerde Çerkes dili bölümlerinin açılmasıdır.
Çocuklarımıza anadilin öğretilmesi için faydalı gördüğümüz bu uygulamanın pratikte önünde bulunan engellerin kaldırılıp yaygınlaştırılmasını; Düzce Üniversitesi'nde açılan bölüm gibi Çerkeslerin yoğun yaşadığı illerdeki üniversitelerde de bölümlerin açılması gereklidir. Daha öncelerden girişimlerinde bulunduğumuz Samsun, Kayseri, Maraş vs gibi illerdeki üniversitelerde de Çerkes dili bölümlerinin açılması konusunda ısrarcıyız.
Anadilin okullarda seçmeli ders olarak öğretilmeye başlanması sürecinde Federasyonumuz MEB ve TTK ile iletişime geçmiş, görüşmeler yapmış, kurduğu anadil komisyonu çalışmaları ile TTK’ya Adığece ve Abazaca eğitim müfredatını ve materyallerini hazırlayarak sunmuştur.
Sunduğumuz bu Adığece ve Abazaca müfredatlar MEB ve TTK’nın ilgili birimlerince onaylanmış ve 150 yıllık diaspora hayatımızda ilk kez Adığece ve Abazaca dili eğitimi, devletin resmi sitesinde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu çalışma da KAFFED tarafından yapılmıştır. “KAFFED ne yapar?” diyenlere sadece bu çalışma yeterli bir cevaptır.
Değerli Çerkesler,
Diğer halklara reva görülmüş, ancak Çerkes halkından esirgenmiş, unutturulmaya çalışılmış haklı taleplerimiz vardır.
Örneğin:
TRT, bir çok dilde yaptığı gibi 7/24 yayın yapacak bir Çerkesçe TV kanalını hayata geçirmelidir. Bu kanaldan yapılacak yayınlar sayesinde Çerkes halkı bir nebze de olsa anadilini kullanma ve anlama yeteneğini geri kazanacaktır. Aksi takdirde Çerkesçenin kaybolması sadece bu dili konuşan bizlerin değil, yaşadığımız ülkelerinde ayıbı ve kaybı olacaktır.
Örneğin:
Suriye'de yaşanan savaştan kaçıp Türkiye’ye sığınan değişik halklara tanındığı gibi, Federasyon ve derneklerimiz imkanları ile misafir edilen Suriyeli Çerkeslere de özel imkanlar sağlamalı ve desteklemelidir.
Saygın Protokol
Değerli Katılımcılar
Çerkes halkı yaşadıkları ülkelerin bayrağına ve toprak bütünlüğüne saygılı bir halktır. Yaşadıkları ülkeler için her türlü fedakarlığı yapan, 150 yıla rağmen yüreklerinde anavatan sevdasını duyan bir halktır.
Bu güne kadar kendi imkanları ile örgütlerini kuran ve yaşatan Çerkesler her daim içeriden ve dışarıdan hırpalanmaya çalışılmıştır.
Gücünü göstermeye, dayanışmasını oluşturmaya başladığı zamanlarda, oyun ve oyuncuları belli mihraklar tarafından engellenmeye çalışılmıştır.
Gücünü kendi halkından alan ve halkının çıkarlarını gözeten kişiler ve kurumlarımız, bu güne kadar kendisini parçalayıp yok etme sevdasında olanları def ettiği gibi, bundan sonra da gereğini yapacaktır.
Siz değerli örgüt yöneticilerimizin birlikteliğimize yıkmaya, bizi parçalayıp yok etme çabalarına asla müsamaha göstermeyeceğinize inancımız tamdır.
Değerli katılımcılar,
2014 yılı anavatanımızdan sürülüşümüzün 150. yılı, yani sürgünde bir buçuk asır. 150. yılda Çerkes halkının uğradığı Soykırımı ve Sürgünü dünyaya anlatacak, haklı davamızı göz önüne koyacak çalışmaları yapmalıyız.
Ata topraklarımızda 2014 yılının Şubat ayında yapılacak olan Soçi Olimpiyatları'nda Çerkes kimliğinin yok sayılarak, uğradığımız mezalimin unutturularak yapılmak istenmesine dur demek, “bizi yok sayamassınız” demek, “tarihinizle yüzleşin” demek her Çerkesin olduğu gibi yaşadığımız ülkelerin yetkililerinin de görevidir, buna çaba göstermeliyiz.
Anadilimizin devlet eli ile öğretilmesi her ne kadar anayasal güvence altına alınmadı ise de derneklerimizdeki anadil eğitim çalışmaları artarak devam ettirilmeli, okullarda açılan seçmeli ders programlarında özendirici olunarak çocuklarımızın anadillerini seçmeleri teşvik edilmeli, bu konuda alan çalışması yapılmalıdır.
Üniversitelerde açılan bölümlere gençlerimiz yönlendirilmeli, okuyacakları bölümün önemi iyi anlatılmalı, bu bölümlerin seçilmesi için bu güne kadar olduğu gibi çalışmalar yapılmalıdır.
Suriye’den Türkiye’ye sığınan yaklaşık 1.400 soydaşımıza bu güne kadar Çerkes halkı, derneklerimiz ve Federasyonumuz tarafından yapılan yardımlar arttırılarak devam ettirilmeli, anavatanım Kafkasya’ya döneceğim diyen her bir Çerkese gerekli tüm destek bu güne kadar olduğu gibi, bu günden sonra da verilmelidir.
Değerli konuklar
150 yıldır yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti içerisinde yaşayan Çerkesler, zamanı geldiğinde hainlikle, zamanı geldiğine “haddiniz bildiririz” şeklindeki tehditler ile, zamanı geldiğinde aslımızın inkar edilmesi ile karşı karşıya kalmıştır.
Açıkça bilinmelidirki Çerkes halkının T.C. toprağı ve bayrağı ile problemi yoktur. Aksine Türkiye'Nin değerlerine son derece saygılıdır. Taleplerimizin başkaca taleplerle karıştırılmamasını istiyoruz, bizler Çerkes gibi Çerkes kimliğimizle yaşamak istiyoruz. Bu talebimizin altında başka sebepler aranmamalı, Çerkesler başkaları ile karıştırılmamalıdır. Bizler Çerkesiz, kimseye benzemeye niyetimiz yoktur, kimseye benzetilmeye de tahammülümüz yoktur.
Değerli Arkadaşlar, bir genel kurul da daha halkımızın geleceğine yön vermek, istikbalimizi konuşmak üzere bir aradayız. Genel başkanlığını övünç ve gururla yaptığım son iki yıl ile ilgili olarak çalışma raporumuzu bu kitapta göreceksiniz Çalışmalarımızın takdiri duyarlı Çerkes halkına, sizlere aittir.
Bu iki yıllık dönem içerisinde özveri ile çalışan başkanlarımıza, yönetimimize ve bizlere destek veren soydaşlarımıza yürekten teşekkür ediyorum.
Her zaman olduğu gibi sesimizi kısmaya çalışan, iftira, hakaret ve ithamlarla önümüzü kesmeye, bizi yıldırmaya çalışan, beslendikleri kaynaklar belli olan, arkasında hiçbir halk desteği yokken kendi şahıslarına münhasır yetkileriyle ortaya çıkanları da sizlerin takdirine bırakırken, bu güne kadar konumumuz gereği cevap vermediğimiz, muhatap almadığımız bu kişilere de tüm iftira, itham ve hakaretlerini iade ediyorum.
Görevi devir edeceğimiz arkadaşlarımızın KAFKUR, KAFDER ve KAFFED sürecini bilen arkadaşlar olduğunu biliyorum. Bir gecede oturup birkaç kişi tarafından kurulan örgütlere benzemez KAFFED. İşte bunun içindir ki KAFFED Çerkes halkı için bir umuttur, KAFFED anavatan için bir umuttur, KAFFED diaspora için bir umuttur.
Anavatanımızla olan ilişkilerimizin ileriye götürülmesi, yaşadığımız ülkelerdeki siyasi gelişmelerin takip edilmesi, bu gelişmeleri olumlu yönde etkileyecek çalışmaların yapılması, unutulmaya yüz tutan dilimizin ve kültürümüzün canlandırılmaya çalışılması, gençlerimizin yönetimlerin içerisinde aktif olarak bulunmalarının sağlanması, yeni dönemde de hassasiyetle üzerinde durulacak konular olmalıdır.
Saygıdeğer Katılımcılar,
İki yıl boyunca bize bu onurlu görevi layık gören insanlarımıza mahçup olmamak için, mensubu olduğumuz Çerkes halkının layık olduğu yere gelebilmesi için, elimizden gelen çabayı sarf ettik. KAFFED bayrağını aldığımız noktadan daha yükseklere taşımaya çalıştık. Eksiklerimiz mutlaka olmuştur, yapılması gerekip hayata geçirilemeyenler de olmuştur, bunların hepsi sizlerin takdirinize bırakılmıştır.
Değerli konuklar, iki yıllık çalışma dönemimizde yaptığımız projelerde, etkinliklerde, seyahatlerde bize verdikleri maddi destekten dolayı özellikle İstanbul Dostluk Derneği’ne, gerek Uluslararası Adıge Dili Konferansı, gerekse Gençlik Kurultayı'nın hayata geçirilmesi için maddi desteğin sağlanmasında, yaptığı organizasyonla Federasyonumuza bağışta bulunan APEAS inşaat şirketine ve genel müdürü Sayın Yusuf Taymaz Beye teşekkür etmeyi borç biliyorum.
Ayrıca yönetimi devir aldığım Sayın Cihan Candemir’in görev süremizce bizimle bilgi birikimini paylaşması, geçmiş hakkında gerekli zamanlarda bizleri bilgilendirmesi, ilk göreve geldiğimizde anavatan seyahati organize ederek anavatanımızdaki kişi ve ilişkilerin bize aktarılmasında gösterdiği örnek davranışından dolayı huzurunuzda kendisine teşekkür ediyorum.
Bizim yönetimimiz zamanında yapılan DÇB genel kurulu toplantısı sırasında desteklerini veren KAFFED DÇB delegasyonuna ve yönetime girmeleri konusundaki isteğimize imkanlarını zorlayarak da olsa kabul eden Sn Cihan Candemir’e, Sn Doğan Özden’e, Sn Cengiz Gül’e, Sn Ümit Duman’a, Sn Yaşar Aslankaya’ya da teşekkürü borç biliyorum.
Yeni oluşacak yönetim kurulumuzun Çerkes toplumuna hayırlı olmasını canı gönülden diliyorum. Siz değerli katılımcılara teşekkür ediyorum. Siz değerli katılımcılar teşekkür ediyorum beraber çalıştığım arkadaşlara teşekkür ediyorum.
Yeni yönetime gelecek arkadaşlarımızın yanında olacağımızı, bizlerden talep edecekleri her konuda yardıma hazır olduğumuzu beyan ediyorum.
Bir tek gün dahi
umudumuzu yitirmeyeceğiz,
Çerkes kimliğimizle
Dilimizi kültürümüzle,
Gün gelecek
Beyaz Gelinlik giydireceğiz
Kendi ellerimizle Cennet vatana,
Anavatana...
Selam Sevgi ve Saygılarımla
nan
Vacit Kadıoğlu