Rumeli Beylerbeyliği sırasında, Padişah 2. Osman'ın (Genç Osman) Hotin seferine katıldı. Bu savaşta 2. Osman'ın ordunun başında savaşı yönetmesine tanık oldu. Birlikte savaştı. Onun ileride bahadır dedeleri gibi olacağına ve Osmanlı Devleti'ni eski görkemli günlerine kavuşturacağına inandı. Ancak 2. Osman saray entrikalarıyla oluşan bir cunta tarafından gerçekleştirilen darbeyle tahttan indirilerek boğduruldu.
Yerine annesi Abaza olan, akıl hastası ve aciz bir kimse olarak bilinen 1. Mustafa tahta geçirildi. O sırada Erzurum valisi olan Abaza Mehmet Paşa buna isyan etti. Kendisine isyandan vazgeçmesi için yüksek mevkiler önerip telkinde bulunanlara, "Ben şahsi ikbal peşinde değilim. Aslında 1. Mustafa'nın annesi Abaza'dır. Bana daha yakındır. Ama ben bir haksızlığın peşindeyim. 2. Osman'ı katledenler cezalandırılmalıdır." der ve isyan başlatır.
Pek çok darbeye maruz kalmış bulunan günümüzün büyük siyasetçisi Süleyman Demirel pek çok konuşmasında Abaza Mehmet Paşa'dan bahseder, bu tavrını över, kendi zamanında böyle bir devlet veya halk adamının çıkmadığını belirtir.
Abaza Mehmet Paşa, erkek tavırlı, güzel yüzlü, son derece yakışıklı mert bir insandı. Ancak ani kararlar veren asabi mizaçlı bir kişiydi. İyi ata biner, güzel giyinirdi. Kıyafetiyle "Abaza kesimi" denilen bir moda yaratmıştı. Abaza biçimi eğer takımı, kılıç, Abaza kesimi kaftan başta padişah olmak üzere zamanın paşaları ve üst düzey bürokratları tarafından da takip edilmişti. Padişah 4. Murat'ın aynı giysileri sıkça giydiği görülmüştür.
Abaza Mehmet Paşa küçük yaşlarda kaçırılarak Osmanlı topraklarına getirildi. Vezir Canbulatoğlu Ali Paşa'nın hazinedarlığında yetişti. 23 Ekim 1607 yılında Canbulatoğlu Ali Paşa'nın bazı Celali isyanlarını teşvik ettiği tespit edilerek, Kuyucu Murat Paşa tarafından tedip edilmesi üzerine aynı evde bulunan delikanlılık çağındaki Abaza Mehmet'in duruşundan ve görünüşünden etkilenerek Yeniçeri Ağası Halil Ağa tarafından evlatlık olarak alındı. Abaza Mehmet, burada yetişti. Devamlı Halil Ağa'nın himayesini gördü.
Akdeniz'deki savaşlara katıldı. Savaştaki çalışkanlığı, cesareti, gözü pekliği ile komutanların dikkatini çekti. Silahtarlıktan derebeyliğine tayin edildi. Hamisi Yeniçeri Ağası Halil Ağa'nın Kaptanı Deryalığa gelmesi üzerine 1617 yılında Halep Valisi oldu. Bu arada Sadrazam Gürcü Mehmet Paşa'nın kardeşi Hüseyin Paşa'nın kızıyla evlendi. Halil Paşa'nın vezirliği sırasında onunla birlikte İran seferine katıldı. Maraş valisi oldu, sonra da Rumeli Beylerbeyliğine getirildi.
Rumeli Beylerbeyliği sırasında Padişah 2. Osman'ın (Genç Osman) Hotin seferine katıldı. Burada 2. Osman'ın ordunun başında savaşı yönetmesine tanık oldu. Padişaha sempati duydu. Onu geçmişteki bahadır dedelerine benzetti ve devleti toparlayıp eski gücüne kavuşturacağı umudunu taşımaya başladı.
Daha sonra Erzurum Valiliği'ne atandı. Erzurum Valiliği sırasında İstanbul'da saraydaki entrikalar sonucu yeniçerilerin ve bir kısım kapıkulu askerlerinin desteğiyle oluşan ve başında Davut Paşa ve Yeniçeri Ağası Derviş Ağa'nın bulunduğu cunta tarafından Padişah 2. Osman tahttan indirilerek boğduruldu. Yerine kısmen akıl hastası ve aciz bir kişilikteki, annesi Abaza olan 1. Mustafa getirildi. Devlet Sadrazam Davut Paşa, Yeniçeri Ağası Derviş Ağa ve yeni padişahın annesi tarafından yönetilmeye başlandı.
Abaza Mehmet Paşa bu haksız oldubittiden son derece rahatsız oldu. Erzurum'da bulunan bütün yeniçerileri kovdu. Haksızlığa isyan etti. Maraş beylerbeyi ile bazı sancak beyleri de kendisini destekledi. Halkın hislerine tercüman olmuştu. Kendisine türküler yakıldı. Gücü 3040 binleri buldu. Saray yönetimi korkulu günler geçirmeye başladı. Azledilerek Erzurum Valiliği'ni bırakıp Sivas Valiliği'ne gitmesi istendi. Abaza Mehmet Paşa bu emre uymadı. Üzerine gönderilen kuvvetleri darmadağın etti. İsyanın büyüyerek tehlikeli bir hal alması üzerine kendisine el altından haberler gönderilerek isyanı durdurması halinde kendisinin istediği mevkilere getirileceği bildirildi.
Abaza Mehmet Paşa, gelenlere, "Ben şahsi ikbal peşinde değilim. Şahsi ikbal peşinde olsam padişahlığa getirilen 1. Mustafa'nın annesi Abaza'dır. Ben de Abaza'yım. Ben onu desteklerdim. Ben haksızlığa isyan ediyorum. Devletin başındaki çok yetenekli bir padişah katledilmiştir. Bunu yapanlar cezalandırılmadıkça isyanım devam edecektir." diyerek kendisine teklif edilen rüşveti kabul etmez.
Abaza Mehmet Paşa, isyanı bastırmak için üzerine gönderilen Kalavun Yusuf Paşa’yı yendi. Ardından Serdar tayin edilen Martaza Paşa ile ondan sonra gönderilen Tayyar Paşa'yı da yendi. Abaza Paşa'yı halk destekliyordu. Halk kahramanı haline geldi. Onun için yakılan bir türküde: "Alkanlara yatır o nazik teni/Mecruh olup uçurdular canını/Gazi Sultan Osman'ın kanını/Ölmeden vuruşur alırım demiş." şeklinde denilmektedir.
Durumun vahametini gören İstanbul yönetimi, bu defa bizzat Sadrazam Çerkes Mehmet Paşa'yı ordusu ile Abaza Mehmet Paşa'nın üzerine gönderdi.
Kayseri'nin batısında Karasu köprüsünde karşılaştılar. Abaza Mehmet Paşa bu karşılaşmada zayıf kaldı. Sadrazam Çerkes Mehmet Paşa haber göndererek itaat ettiği takdirde kendisini bağışlayacağını bildirdi. Abaza Mehmet Paşa, bu teklifi kabul etti. Erzurum valisi olarak kaldı. Sadrazam Çerkes Mehmet Paşa Tokat yöresine çekilerek kışı burada geçirmek istedi. Ancak burada hastalanıp öldü. Çerkes Mehmet Paşa'nın ölümünden sonra Abaza Paşa'dan rahatsız bulunan İstanbul yönetimi, bu defa Dişlek Hüseyin Paşa'yı üzerine gönderdi. Abaza, onu yendi ve öldürdü. Bunun üzerine İstanbul yönetimi Abaza Mehmet Paşa'nın çok sevip saydığı ve şeyhi olan Kayserili Seyit Abdurrahim hazretlerinden yardım istedi.
Abaza Mehmet Paşa şeyhin telkinleri sonunda 1628 yılında isyandan vazgeçmeye razı olarak Hüsrev Paşa ile İstanbul'a geldi. Bu arada İstanbul'da Padişah 2. Osman'ı tahttan indirerek boğduran cuntanın başı Davut Ağa da aynı şekilde idam edilmişti. Padişah olarak da artık 4. Murat bulunmaktaydı.
Padişah 4. Murat, Abaza Paşa'dan isyanının ve öfkesinin nedenlerini dinledi. Kendisine hak vererek onu Bosna Valiliği'ne atadı. Bosna valiliği sırasında gene kendisini gösterdi. Venediklilere ait Zerde Kalesi'ni almak için harekete geçti. Kaleyi kuşattı, ancak Venedikliler İstanbul'da etkindiler. Kendisini şikayet ettiler. Padişah durumdan kendisinin haberdar olmaması nedeniyle onu Bosna Valiliği'nden aldı.
Bosna Valiliği'nden haksız şekilde alındığını düşünen Abaza Mehmet Paşa Belgrat yakınlarında Hünkâr Tepesi denilen yere görkemli bir köşk yaptırdı. Uzun yıllar ayakta kalan bu köşk, Abaza köşkü olarak anılmıştır. Bu arada Vidin Sancağı ve Tuna'nın muhafazası ile görevlendirildi.
1631 yılında Özi Valiliği'ne atandı. Özi Valiliği sırasında Osmanlı Devleti Lehistan'a savaş ilan etti. Abaza Mehmet Paşa derhal harekete geçti. Tuna nehrini geçip topları öne alarak Kamaniçe Kalesi önlerine geldi. Leh kralının vekili buradaydı. Kale önündeki müstahkem mevkilere saldırdı. Lehliler bozuldular. Ancak bu saldırılan haberi olmayan padişah, ele avuca sığmaz kabul ettiği bu paşayı İstanbul'a çağırdı.
Padişahın muhasipleri arasına girdi. Padişahın Edirne seyahatine katıldı. Padişah 4. Murat, Abaza Mehmet Paşa'yı sevip takdir etmekle birlikte ileride bir tehlike teşkil edebileceğini düşünüyordu. Bu arada Bosna ve Vidin valilikleri sırasında çok düşman kazanmış, bunlar aleyhine dedikodular üretmeye başlamışlardı.
Rumlarla Ermeniler arasında çıkan çatışmada Ermenilerden para aldığı dedikodusu çıkarıldı. Bunu fırsat bilen padişahın emriyle 24 Ağustos 1634 yılında idam edildi. Murat Paşa türbesine gömüldü.
NART DERGİSİ 84. SAYI
+''+nan+''+İsmail Seçer