Ulvi Özcan – KAFFED Ortak Akıl Toplantısı Yorumu

11-12 Aralık 2010 KAFFED Bolu 1. Ortak Akıl Toplantısı ile ilgili görüşlerim.

Öncelikle iyi organize edilmiş, düzeyli, disiplinli bir toplantının yapılması ile ilgili emeği geçenleri tebrik eder; teşekkürlerimi arz ederim.

Yapılan toplantıda çok konu konuşulmakla birlikte birkaç konunun öne çıktığını gördüm. Bu konuları alt başlıklara bölerek kısaca görüşlerimi ifade etmek isterim.

1-Tanımlar

p>

1.1-   Çerkes: toplantıya katılanların büyük çoğunluğu Çerkes isminin bir etnisiteyi temsil etmediğini; tarih, kültür birliği olan ve birlikte var olma mücadelesi vermesi gereken insanların ortak adı olduğunu ifade ettiler.

Benim şahsi fikrim de Çerkes adının bir siyasi temsil adı olması gerektiğidir. Bugün kendimizi Adige, Abaza, Oset, vb. alt kimliklerle savunduğumuz takdirde var olmamızla ilgili ortak bir mücadele platformu ortadan kalkacaktır. Ayrıca mikro-milliyetçiliğin sonuçlarının tahminlerimizden öte zarar verebileceği büyük olasılıktır. Bugün “Çerkes” bilincine sahip bir insanımızın, “Çerkes” oylarıyla bir temsil mekanizmasında olması durumunda sorunlarımıza çok daha fazla duyarlı olacağı gibi, muhataplarının da onun fikirleri kadar arkasındaki lobi desteğini dikkate alacakları şüphesizdir.

1.2-     Diaspora: Moderatör Sayın Ayhan Kaya’nın açılış konuşmasında William Safran’dan alıntıyla ifade ettiği gibi diaspora tanımını oluşturan altı temel öğe biz Çerkesler için de geçerlidir. Bundan sonra diaspora tanımının altının tam doldurulmasıyla geri dönüş sürecinin yara alacağı görüşü ise kavram kargaşalarını büyütmekten öte fayda getirmeyeceği, sadece örgütlenmeyi geciktireceği görüşündeyim.

1.3-  Anavatan: Bu konuda katılımcılar arasında ortak dil kullanılarak Kafkasya anavatan olarak tanımlanmıştır. Anavatan fikrinin altının doldurulması ve Çerkes bilincinin geliştirilmesi ile ilgili çalışmalarımız olmalıdır diye düşünüyorum.

2- Geri Dönüş

p>

Türkiye Siyaset Tarihi’ne baktığımızda nasıl “68 Kuşağı” adında bir kavram varsa, “78 Kuşağı” adında da bir kavramın olduğunu, bu kuşakta da bugün toplumumuzda “Çerkes Kimliği” ile ilgili fikir-duruş sahibi, işinde-gücünde başarılı olmuş, bugüne kadar doğru-tutarlı bir çizgi sahibi birçok Çerkes insanının olduğunu görüyoruz.

Bu insanlarımızın genel siyasi söylemlerinin içinde ve özelinde “geri dönüş” her zaman yer almış ve hararetle savunulmuştur. Siyasi konjonktürün S.S.C.B. de değişmesi ile birlikte dünyanın dört bir yanına dağılan biz Çerkes’lere de geri dönüş fırsatları vermiştir. Geri dönenimiz olmuş; döndükten sonra geri dönenleri olmuş, anavatanda yaşayıp sıkıntı çekenleri olmuş, iş – güç kurup adapte olup, saygın bir yaşam kurmayı başaranlar da olmuştur.

Ancak; geri dönüş fikrine sahip, sorumluluk sahibi olduğunu düşündüğüm çok insanımız da anavatana ya dönmemiş, ya da döndükten sonra yaşadıkları coğrafyalara geri dönmek zorunda kalmışlardır.

Hal böyle olunca geri dönüş ile ilgili öznesi kendisi, çoluk-çocuğu olmayıp, kendi dışında başkaları olan söylemler yerine; somut, başarı hikâyesi oluşturabilecek her yıl 3-5 insanımıza anavatanda ihtiyaç olan zanaatların Türkiye’de edindirilmesinin desteklenmesi ve geri dönüşten sonra barınma ihtiyacının (belli bir zaman) karşılanacağının projelendirilmesinin doğru olacağını düşünüyorum.

3- Siyasallaşma

p>

11-12 Aralık 2010 tarihinde yaptığımız toplantılarda siyasallaşmanın da altı çizilmiştir. Fakat her fikir sahibinin siyasallaşma anlamında farklı değerlendirmeleri olduğu için, farklı vurgular yapılmıştır. Toplumumuzun taleplerini ortaya koyup, bu talepleri parti programlarına koyan siyasi partileri desteklemek veya olmazları ortaya koyup bazı siyasi partiler ile ilgili kırmızıçizgiler oluşturmak olmalıdır.

Bağımsız aday fikri ise; sıcak bakacağımız herhangi bir siyasi harekette taleplerimiz ile bir yer bulamamız halinde değerlendirilebilir.

Toplantının belki de en çarpıcı fikri siyasi partilerdeki parti meclisi benzeri bir yapılanmayla bir KAFFED/diaspora meclisi kurulması, bu meclisin icra konuları değil de siyasi konuları konuşur şekilde oluşturulması gerektiği fikriydi.

Tabii böyle bir yapı kurulurken bu meclisin hangi aralıklarla toplanacağı, gündeminin nasıl oluşacağı, kimlerden oluşacağı, meclis üyelerinin nasıl seçileceği enine boyuna müzakere edilmeli; sonuçları yazılı bir halde protokollere bağlanmalıdır. Bu çalışmaları yaparken başarılı olmuş çeşitli meclisler örnek alınmalıdır.

4- Örgütlenme

p>

Toplantıya katılanların büyük çoğunluğunun ve tabii ki benim de görüşüm Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun Türkiye diasporasındaki Çerkeslerin siyasi/kültürel temsil örgütü olduğu yönündedir. Tabii ki bu genel görüşün çeşitli yönlerinin ele alınarak kurumsal bir örgütlenme planı ihtiyacı olduğu da bir gerçektir.

KAFFED’in üst temsil örgütü olduğu olgusuyla derneklerin değil camianın üst örgütü olacağı şekilde yapılandırıp, bu örgütlerin bir orkestra gibi koordineli çalışmalarını sağlamanın çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Bu koordinasyonun gerçekleşmesi, KAFFED’in siyasi temsilinin artması, reflekslerinin gelişmesiyle özgül ağırlığının artacağı da şüphesizdir. Yoksa bugünkü mevzuat ile bir federasyon kurarak kamuoyunun algısını karıştırmanın çok zor olmadığını yaşayarak hep birlikte gördük.

4.1.1- Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED)

p>

Toplumumuzun en üst düzeyde temsil edildiği, sadece kültür derneklerinin değil tüm camianın en üst düzey temsil organı olmalıdır.

KAFFED’in etkinliği ve verimliliği çeşitli zamanlarda ve mekanlarda iddia edilen “Türkiye’de 5.000.000 Çerkes yaşıyor…” algısının minimum % 10’u insana ulaşmak ve bu insanları temsil edebilmekten geçtiğini düşünüyorum.

Bu konuda ilk yapılacak eylem konuyu bir proje olarak ele alıp, bir nitelik çalışması yapmak olacaktır.

Türkiye’de yaşayan Çerkeslerin büyük çoğunluğunun köy kökenli şehirde yaşayanlar olduğu gerçeği ile öncelikle göç veren köylerde bir araştırma ile işe başlanmalıdır. Bu köylere yakın derneklerimiz vasıtası ile bizzat gidilerek hangi ailelerin nerelere göç ettiği ve iletişim bilgileri derlenmelidir. Elde edilen bu bilgiler KAFFED’de tasnif edilerek bu insanlarımızla diyalog kurabilecek yakınlıktaki derneklerimize hazırlanacak bir anketle birlikte ulaştırılmalıdır.

Elde edilecek bilgiler sonucunda; nerede kimin yaşadığı, ne iş yaptığı, eğitim durumu, varsa siyaseti, Stk’lar veya meslek örgütlerinde pozisyonu, Çerkeslik ve dernekler ile ilgili algısı, beklentileri, vb. sonuçlar derlenmelidir.

Aşağıda isimleri belirtilen kurumların görev tanımlarını yapmalı, çalışmalarını koordine etmeli, bu kurumların birbirini tekrarlayan faaliyetler yapmaması yönünde çalışmalar yapmalıdır.

Toplumumuzun sorunları ve beklentilerini yaşadığımız Türkiye diasporasında muhatap merciler ve kamuoyu nezdinde dillendirmeli, anavatandaki muhatap kurumlar ile görüşmeler yaparak geri dönüş, vatandaşlık, mülkiyet edinme, seyahat özgürlüğü, vb. konularda düzenlemeler yapılması ile ilgili çalışmalar yapmalıdır.

Örgütlerimizin örgütlenme, eğitim, standart oluşturma, proje geliştirme, kaynak yaratma gibi konularda makro çalışmalar yapmalıdır.

Anavatanda eğitim için gidecek olanlara, anavatandan eğitim için Türkiye’ye gelecek olanlara burs desteği (özel bir burs yönetmeliği hazırlanarak) sağlanmalıdır.

Toplumumuzun içinden gelen ancak beraber yaşadığımız insanlar tarafından da yaptığı çalışmalar ile kabul görmüş insanların tanıtılması ile ilgili çalışmalar yapılmalıdır. Bu çalışmanın hedefi kendi insanımıza rol/model insan oluşturmak, beraber yaşadığımız insanlara da örnek Çerkes insanı imajı yaratmak olmalıdır. Ben değerli büyüğümüz rahmetli Sayın Kazım Taymaz’ın adını yıllar önce böyle duydum ve gururlandım... Müşterim olan bir sefire hanım milyonlarca dolar değerindeki gayrimenkullerinin ekspertizini yaptırmak için bana geldi ve bu mülkleri Köy Çocuklarını Koruma Derneği’ne bağışlamak istediğini ifade etti. Hazırladığım ekspertiz raporunu vermek üzere derneğin Levent’te bulunan merkezine götürdüğümde bilinç düzeyi yüksek, eğitimli, statü sahibi onlarca hanımefendinin kaynak yaratma ile ilgili harıl-harıl çalıştıklarını gördüm. Daha sonra da rahmetli Kazım Taymaz’ın Çerkes olduğunu öğrendim. Bu örnekleri çoğaltabiliriz.

4.1.2- Vakıflarımız

p>

4.1.2.1- Şamil Eğitim Kültür Vakfı

Merkezi İstanbul’da olunan vakfın görevleri; Kafkasya ve sürgün ile Türkiye’ye göç etmek zorunda bırakılan insanların tarih ve kültürleri ile ilgili araştırmalar yapmak; fiziki ve dijital ortamda arşiv oluşturmak, Türkiye’de okuyan T.C vatandaşı Kafkas kökenli öğrencilere burs vermek olmalıdır.

4.1.2.2- Kafdav

Merkezi Ankara’da bulunan vakfın görevleri Kafkasya’dan sürgün ile dünyanın dört bir yanına dağılmak zorunda bırakılan Çerkesler ile ilgili akademik araştırmalar yapan bilim insanlarına, öğrencilere destekler vermek, yaptıkları kitap, makale, vb. çalışmaları yayınlamak, bu konular ile ilgili konferans, panel, workshop, vb. çalışmalar yapmak, fiziki ve dijital arşiv oluşturmak olmalıdır.

4.1.3- Dostluk Kulupleri

p>

Dostluk Kulüpleri; nitelikli emeğe sahip toplumumuz insanlarının bir araya gelerek anavatanımız Kafkasya ile diyalogların artmasına yönelik , toplumumuz insanlarından toplumsal konulara duyarlı olanlarının siyasi yapılarda (İlçe Belediye Meclisi , Büyükşehir Belediye Meclisi, İl Genel Meclisi , Belediye Başkanlığı , Milletvekilliği, vb.) , meslek örgütlerinde (Ticaret Odaları , Sanayi Odaları,SİAD’lar,Sektör Dernekleri vb.) ve STK’larda aktif rol olmaları yönünde lobi çalışmaları yapmak , bu konularda eğitimler vermek olmalıdır.

4.1.4- Kültür Dernekleri

p>

4.1.4.1- İl Kültür Dernekleri

KAFFED Genel Merkezince tanımları yapılmalı, çalışma standartları, çalışma disiplinleri belirlenmeli, proje yapma ile ilgili eğitimler verilmeli, tüm derneklerin aynı tüzük etrafında, aynı ay içinde genel kurullar yapması sağlanmalıdır. Bu genel kurulların 1-2 ay sonrasında da KAFFED Genel Kurulu yapılmalıdır. (Örneğin her genel kurul yılı 10. ayda dernek genel kurulları yapılmalı, 12. ayda KAFFED Genel Kurulu yapılmalıdır.)

Derneklerde “fikir ve proje” merkezli üretimler yapılabilmesi için yapılacak bir düzenleme ile Divan Başkanlığı oluşturulmalıdır. Yönetime talip olanlar yapacakları projeleri, nereden nasıl kaynak bulacaklarını, KAFFED’in uyguladığı politikalar konusunda ne fikirleri olduğunu ve hazırladıkları Y.K ve KAFFED delege listelerini Divan Başkanlığı’na vermelidirler. Y.K ve delege listelerinde adı geçenlerin yazılı muvafakatları da Divan Başkanlığı’na verilecek ve standardı belirlenmiş evraklara eklenmelidir.

Divan Başkanlığı göreve talip olanların ad soyadlarının bulunduğu listeleri, hedef faaliyet ve projeleri içeren beyanları postayla tüm üyelere göndermelidir. Göreve birden çok listenin talip olması halinde bu listeler “kırmızı, yeşil, mavi,sarı,vb.” şekilde adlandırılmalıdır.

Bu durumda ahbap/dost eksenli değil de; merkezinde fikirsel ve proje üretimi olan bir örgütlenmenin temeli atılmış olacaktır.

Denetim kurulları da mali müşavir temelli üyelerimizin göreve talip olması halinde “çarşaf liste” yöntemiyle en çok oyu alan başkan, diğerleri üye şeklinde oluşmalı; kuvvetler ayrılığı ilkesi itibarı ile Y.K. listesi ile beraber olmamalıdır.

4.1.4.2- İlçe Kültür Dernekleri

Bu derneklerimiz standartları KAFFED tarafından belirlenecek nitelik, yeterli üye sayısı, yeterli bütçe vb. kriterleri yerine getirebildikleri takdirde “müstakil bir dernek değil de şube başkanlığı olarak var olmalıdırlar. Konuyla ilgili başarılı örnek çalışmalar incelenmelidir.

4.1.4.3-Kültür Merkezleri

Belki de bu örgütlenmenin içinde en önemli yer tutan mekanizma bu olmalıdır. Burada insanımıza en yakın olabileceğimiz, fayda sağlayabileceğimiz çalışmalar yapılabilir. Folklor çalışmaları, dil eğitimi, tarih bilinci, çocukların devam ettikleri okullar ile ilgili etüt dersleri, anavatan ile ilgili film/slayt gösterileri, kültür sohbetleri, Çerkes yemekleri, vb. faaliyetler yapılabilir. Bu merkezler özellikle halen kalabalık nüfusun yaşadığı belde ve köylerde yapılırsa anlamı daha fazla olacaktır.

4.1.5- Kafkas İşadamları Derneği (Kafiad)

p>

Özellikle anavatan ile iş yapmayı hedefleyen işadamlarına rehberlik hizmeti vermeli , o coğrafyadaki fırsatları Türkiye kamuoyu ile paylaşmalı , Tobb , Deik ,Siad’lar , Sanayi ve Ticaret Odaları gibi iş kurumları ile ortak iş gezileri , konferans , panel, fuar gibi organizasyonlar geliştirmelidir. Ayrıca Kafkasya’daki kurumların dünya standardında akredite kurumlar haline gelmesi için caba göstermeli, mevzuat uyumu yönünde faaliyetlerde bulunmalıdır.

Ulvi Özcan


nan



Ulvi Özcan

Share