Öncelikle Ortak Akıl toplantısını akıl edenlere, emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
Sürelerin kısıtlı olmasından dolayı toplantı sırasında dile getiremediğim düşüncelerimi ve toplantı sırasında kısaca belirttiğim düşüncelerimin yazıya dökülmüş şeklini sunmak istiyorum.
1.Ortak adımızın Çerkes olması gerekmektedir. Binlerce yıldan beri diğer uluslar bizi Çerkes olarak adlandırmaktadırlar. Yeni bir adla Uluslar arası arenaya çıkmamızın, kendimizi tanıtmamızın bize hiçbir pratik faydası olmayacağı gibi anlamı da yoktur.
2- Kendisini Çerkes olarak tanımlamayan Abhazların yaşadığı bölgelerde Derneklerimizin adının Çerkes Derneği olarak değiştirilmesi Abhazlar açısından sıkıntı yaratabilir. Bu bölgelerde derneklerimizin adının Kafkas Derneği olarak kalmasında yarar vardır. Adığe ve Abaza (Aşuva, Aşkaruva)ların yaşadıkları bölge derneklerinin isimleri Federasyon yönetimince uygun görülmesi kaydıyla Çerkes Derneği olarak değiştirilebilir ancak Federasyonumuzun isminin Kafkas Dernekleri Federasyonu olarak kalması daha uygundur. Bu isim federasyonumuz çatısı altında kendisini ifade etmek isteyen her kesimi kapsadığı için önemlidir.
3. Çerkesler olarak Sürgün bir halk olduğumuz tartışılamayacak kadar kesin olduğu gibi soykırım da sürekli gündemde tutulmalı ve bu konuda sistemli bir şekilde belge toplanmalıdır.
4. Kafkasya ana vatanımızdır. Türkiye Vatanımızdır.
5. Kültür Dernekçiliği yapan derneklerimizin toplumumuzun ayakta durmasında, genç kuşakların yetiştirilmesinde ve kadrolarımızın oluşmasında oynağı rol yadsınamaz. Bunun en güzel örneği Ortak Akıl Toplantısına katılan insanların hemen tamamının derneklerimizde yetişmiş kadrolardan oluşmasıdır. Kültür Dernekçiliği geliştirilerek ve tabanda daha da yaygınlaştırılarak devam ettirilmelidir. Bunun yanı sıra Ortak Akıl Toplantısında önerilen siyasal taleplerimizi belirleyecek ve gerek Türkiye’de, anavatanda ve gerekse uluslar arası platformlarda siyasal taleplerimizi dile getirecek Federasyon Meclisinin oluşturulması önemlidir.
6. Dönüş fikrini canlı tutmak ve dönüşleri hızlandırmak geleceğimiz açısından çok önemlidir. Kitlesel dönüş normal şartlarda mümkün değildir ancak yapılacak çalışmalarla dönüşün ivmesini hızlandırabileceğimizi düşünüyorum.
7. Rusya hızlı bir şekilde üniter yapıya doğru gitmekte ve küçük halklara Sovyetler Birliği döneminde tanınmış olan pozitif ayrımcılık hızlı bir şekilde ortadan kaldırılmaktadır. Bu güne kadar bu konuda Rusya Federasyonunun atmış olduğu adımları şu şekilde sıralayabiliriz.
a. Daha önceleri seçilerek işbaşına gelen Cumhurbaşkanları yapılan değişiklikle yerel yönetimlerce belirlenen üç kişi arasından seçilerek atanmaya başlamıştır. Cumhurbaşkanlarının seçimle geldiği dönemlerdeki halktaki heyecan yok olmuştur. Atama ile gelen yöneticiler, halka değil kendilerini atayanlara karşı sorumluluk hissetmeye başlamışlardır.
b. Bölge Valiliği kurulmuş ve Yerel yönetimler ile Moskova arasındaki iletişim daha da zorlaşmıştır. Bu durum Çarlık Rusya’sındaki Kuban ve Terek Oblastlarını hatırlatmaktadır.
c. Rusya bir adım daha atarak Kendisinin atadığı yöneticilere ‘Bir devlette bir Cumhurbaşkanının yeterli olduğu’ savı ile Cumhurbaşkanlığı istemediklerini söyletmiştir. Sırasıyla Önce Kuzey Osetya , Çeçenistan, Karaçay Çerkes, ve en son da Adıgey Cumhurbaşkanları aynı yönde açıklamalar yapmışlardır. Kabardey Balkar'ın da baskılara uzun süre direnebileceğini sanmıyorum. Cumhuriyetiniz var ise Cumhurbaşkanınız vardır. Acaba bu adımların bir ötesi Cumhuriyetlerin lağvedilerek hepsinin Güney Rusya Bölgesi yönetimi altında toplanması mıdır !? Bu öngörü doğru çıkarsa bölgedeki Çerkes nüfusu toplam nüfusa oranla % 10 ların altına düşecektir. Rusya Federasyonu’nun gelecekte bölge için nasıl bir yönetim düşündüğünü anlamaya çalışarak diaspora olarak politikalarımızı ona göre belirlemek durumundayız. İşin en anlaşılmaz tarafı Kuzey Kafkasya da böyle radikal değişiklikler yaşanırken halktan hiçbir tepki gelmemektedir.
8. Sovyetler birliği döneminde küçük halkların dil ve kültürlerini korumaları için uygulanan pozitif ayrımcılık ortadan kalkmış ve asimilasyon gözle görülür bir şekilde artmıştır. Ana dilini rahat konuşamayan gençlerin sayısı hızla artmaktadır.
9. ABD nin bölgeye yönelik girişimlerini ve politikalarını çok iyi tahlil etmek zorundayız. ABD Kuzey Kafkasya’ nın da içerisin de yer aldığı Güney Rusya ya yönelik abluka hareketini bütün hızıyla devam ettirmektedir ve Kuzey Kafkasya’yı Rusya’nın yumuşak karnı olarak görmektedir. Bölgede kendisine istediği gibi yönlendirebileceği Tiflis, Bakü gibi önemli dostlar edinmiştir. Amerika’da yaşayan oldukça güçlü Karaçay ve Balkar lobilerini ve bunların Amerika‘nın Kafkasya’ya yönelik politikalarının oluşumundaki olası etkilerini göz ardı etmememiz gerekir. Bölgede çıkacak en küçük karışıklıktan en çok zarar görecek olan yine Çerkes halkı olacaktır.
10. Kafkasya’ya yönelik ilişkilerimizi DÇB kanalı ile geliştirerek yürütmeliyiz. DÇB Kafkasya ile olan ilişkilerimizde çok önemli bir işlevi olan, cumhuriyetlerimizdeki resmi kurumlarla da ilişkilerimizi düzenleyen ve Kafkasya’daki yönetimlerce de itibar edilen bir kurumdur. Merkezi Kafkasya’da kalmalıdır.
11. Doğal olarak anavatandaki Çerkesler ile diaspora da yaşayan Çerkeslerin problemleri arasında büyük farklılıklar vardır. Ürdün, Suriye, İsrail, Avrupa ülkeleri gibi farklı ülkelerde yaşayan Çerkeslerin sorunları arasında da büyük benzerlikler vardır. Gerek uluslararası platformlarda gerekse Kafkasya’da sesimizin daha gür çıkması için önderliğini Federasyonumuzun yapacağı güçlü bir Diaspora Örgütlenmesine kaçınılmaz olarak ihtiyaç vardır. Ermenistan ve İsrail diasporalarının ne kadar önemli bir işlev gördüğünü örnek olarak gösterebiliriz. Bu gerek farklı ülkelerde yaşayan diasporaların birbirini daha iyi tanımasını ve aralarındaki iletişimin gelişmesini sağlayacak, gerekse diasporadaki örgütlülüğümüzü bir adım ileri taşıyacaktır. Güçlü bir diaspora örgütlenmesi Kafkasya’nın ve Çerkeslerin geleceği açısından oldukça önemlidir. Gerek eğitim düzeyi gerekse yetişmiş insan gücü olarak büyük potansiyelimizin farkında olarak güçlü bir diaspora örgütlenmesi kaçınılmazdır.
p>Ortak Akıl Toplantısına emeği geçenlere tekrar teşekkür ediyor saygılar sunuyorum.
Kuşha Doğan Özden
nan
Doğan Özden