T.C. CUMHURBAŞKANI
ANKARA
Muhterem Cumhurbaşkanımız,
1992 yılında hiçbir gerekçe göstermeden ağır silahlarla Abhazya'yı kısmen istila eden Gürcistan güçlerini Abhazyalılar 30 Eylül 1993 tarihinde bütün olumsuz şartlarına ve imkansızlıklarına rağmen (saldıran ve etnik yapı itibarıyla saldırıya uğrayan ülkenin kendi ülkeleri de olduğunu adeta unutarak saldırganlarla beraber olanlar da dahil) yurtlarından kovmuşlardır.
Abhazya bugün yeni bir savaşa sahne yapılmak istenmektedir. İlk savaşın bitiminden itibaren Gürcistan sınırındaki Gal bölgesinde Gürcü güçlerince gerçekleştirilen terör eylemlerinde bir çok Abhaz yurttaşı hayatını kaybetmiş, kimileri de kaçırılmış ve bir daha bu kişilerden haber alınamamıştır. Ne acıdır ki, tüm bu olaylar BM Barış Gücü yetkilileri gözü önünde cereyan etmiş, bugüne kadar da bu üzücü olayların önü alınamamıştır.
T.C. Devleti'nin kuruluşunda kanları ve canlarını veren biz Kafkas kökenli Türk vatandaşları Devletimizin Güney Kafkasya politikasında "yüksek menfaatlerinin" korunmasının bilincindeyiz, ancak, T.C. Devleti tarafından Gürcistan'a yapılan askeri yardımlarla Abhazyalı kardeşlerimizin yaşam haklarının yok edilmesine, Devletimizin bigane kalması gibi bir kaygı taşımaktayız.
Abhazya yeni ve ağır bir terörist saldın ile karşı karşıya bulunmaktadır. 11 Eylül sürecini fırsat bilen Gürcistan'ın organize ettiği 600 civarındaki ağır silahlı bir terörist grup Abhazya'nın Kodor bölgesine girerek kanlı olaylar gerçekleştirmiştir. 8.10.2001 günü bir BM helikopteri düşürülmüş, 6 BM görevlisi ve 3 helikopter mürettebatının ölümüne sebep olmuştur. 9.10.2001 günü de aynı bölge SU-25 tipi uçaklar tarafından bombalanmış, birçok sivil hayatını kaybetmiş, birçok insan da yaralanmıştır. Bu durum karşısında Abhazya teyakkuza geçmiş böylece çok gergin bir döneme girilmiştir.
Bu gergin durum başta Türkiye'dekiler olmak üzere diasporada yaşayan milyonlarca Kuzey Kafkasya kökenli kardeşlerimizce endişe ve büyük bir dikkatle izlenmektedir. Abhazya'da yaşanan bu olumsuzluklar Kuzey Kafkasya halklarının da teyakkuza geçmesine neden olmuştur. Umudumuz bu olayların daha fazla kan dökülmeden son bulmasıdır. Ancak bu temennimizin gerçekleşebilmesi için bütün dünya devletleri halklarının uluslararası ve sivil toplum örgütlerinin çaba ve acil girişimleriyle mümkün olacaktır. Bunun için, sorumluluk duyan herkesin kendi yönünden bu istenen çözüme destek vermesi gerekmektedir. Zira Abhazya'da istilacılarla yurtlarını savunmak zorunda olan insanlar arasında yeniden kanlı bir savaş yaşanmak üzeredir.
Tarih boyunca dış güçler tarafından tecavüzlere, soykırımlara uğrayagelen dünyanın bu güzel ülkesi, kendi kültürünü, dilini bir başka deyimle tüm varlığını yaşatabileceği 21.yüzyılın görüntüsüne yaraşır bir özgürlük ortamına kavuşturulabilmesi için hür, demokrat, insan haklarına saygılı devletimiz ve tüm devletlerin soruna sahip çıkmalarım beklemekteyiz.
Dünyanın gözü, kulağı Afganistan'da iken bunu fırsat bilerek bölgedeki olayların kontrolleri dışında olduğu gibi değişik bahane ve ifadelerle saldırıya geçmiş Gürcülere dur demek için geç kalınmamalıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımız,
Bölge ülkelerinin ve tarafların da menfaatine olacak, bu konuda camiamızı sevindirecek girişimlerinizin olumlu sonuçlarını duymak heyecanı ile derin saygılar ve esenlikler dileriz.
KAFKAS-ABHAZ DAYANIŞMA KOMİTESİ
Başkan İrfan Argun
Kafkas-Abhazya Dayanışma Komitesi