Son yıllarda Kafkasya ve Kafkasyalılarla ilgili yayınlarda memnuniyet verici bir artış görülüyor. Bununla birlikte, özellikle terminoloji konusunda bir karışıklık göze çarpıyor. Nart Dergisi'nin 5. sayısında, Osetler hakkında yayımlanan yazılarda kullanılan terminoloji vesilesiyle bu konudaki bazı düşüncelerimi belirtmek istiyorum.
+''+Kafkasya gerçekten, adlandırmalar konusunda bir çok kişinin kafasını karıştıran bir çeşitliliğe sahiptir. Bu, Kafkasya'nın çok etnikliliğinden ve halklarının toplumsal yapısından kaynaklanmaktadır. Bugün karşımızda, Kafkas halklarının adlarıyla ilgili birkaç gruba ayırabileceğimiz bir terminoloji vardır.
1. Bazen tartışmalı da olsa, bilimsel literatüre yerleşmiş, tarihi-etnik ve dilbilimsel sınıflandırmaya dayanan terminoloji;
2. Kafkas halklarının kendilerine ve komşu halklara verdiği adlardan oluşan, daha çok kendi aralarında bilinen terminoloji;
3. Stalin döneminde politik amaçlarla yaratılmış, daha çok yapay idari sınırlara dayanan terminoloji (Çerkesler, Adığeler, Kabardeyler gibi.)
Bunlara bir de Türkiye'ye özgü terminolojiyi ekleyebiliriz. (Bütün Kafkas halklarına Çerkes denmesi gibi). Bunlardan birini tercih edenler olduğu gibi, hepsini bir arada kullananlara da rastlıyoruz.
Nart dergisinin 5. Sayısında yayımlanan Osetlerle ilgili (köy tanıtımı dahil) sekiz yazıda bunun çok tipik bir örneğini görüyoruz. Hetegkatı Kosta hakkındaki çeviri yazıda İron ve Oset adları eş anlamlı kullanılmış. Sayın Yahya Alpay, Kuzey Osetya ve İron Edebiyatı başlıklı yazılarında Osetler olarak İronlardan bahsediyor. Bir de Alanlar ve Asetinler var. Ayrı yazılarda veya aynı yazının içinde bu adlar aynı anlamda kullanılmış. Konuya yabancı biri bu ad karmaşasından ne anlayabilir? Kafkasya hakkında bu kadar bilgi eksikliği ve terim kargaşası varken, bu konuda biraz daha dikkatli olunması gerekmez mi?
Diğer birçok Kafkas halkında olduğu gibi Osetlerin de kendine verdiği ortak bir ad yoktur. Oset halkı, kendilerini İr(tekil İron) ve Digor (tekil Digoron) olarak adlandıran topluluklardan oluşur; yani İron, Osetlerin kendine verdiği ad değil, onu oluşturan topluluklardan biridir. Yazılarda kullanıldığı gibi, eğer İron ve Oset aynı halkın adıysa, o halde Osetya'da Digoronlar yaşamıyor mu veya İron Edebiyatı'ndan ayrı bir Digoron Edebiyatı mı var?
"Oset" Gürcülerin verdiği addır. Kökü, bazen batı literatüründe da rastlandığı gibi, "Os" veya "Osi"dir; sonuna Gürcüce'de aitlik bildiren -et takısı eklenmiştir.(Svanet, İmeret, İnguşet vb.) Asetin ise, halk adlarının Rusça'daki kullanımıyla ilgilidir. Rusça'da bazı halk adlarının sonuna -in takısı eklenir (Abazin, Kabardin, Lezgin, Tatarin vb.). "O" sesi ise vurgusuz okunduğunda "a" gibi okunur; yani Asetin, Oset adının Rusça okunuşudur, dolayısıyla Türkçe'de Asetin adını kullanmak tercih edilmemelidir (Abazin ve Kabardin de aynı şekilde).
Bir de son zamanlarda ısrarla yaygınlaştırılmaya çalışılan Alan adı var. Osetlerin, tarihteki Alanların torunları oldukları kabul edilir. Kuzey Osetya Parlamentosu geçtiğimiz yıllarda aldığı bir kararla Cumhuriyetin adını Alanya olarak değiştirdi. Bir grup tarihçi-aydının insiyatifinde gelişen bu akım Türkiye'de de yankısını buldu.
Bir halkın tarihte ve bugün farklı adlarla anılması sık görülen bir durumdur. Ancak tarihte yaşamış bir halkın bugün aynı şekilde kaldığını iddia etmek mümkün değildir. Alanlar tarihi süreç içinde mutlaka değişmişler, Kafkasya'daki diğer unsurlarla karışarak Oset halkını oluşturmuşlardır. Ayrıca bir adın yaygınlaşması ve yerleşmesi uzun zaman alan bir süreçtir. Bugün hem Türkiye'de hem de dünyada en bilinen ve yerleşmiş ad "Oset"tir. Bunu değiştirmeye veya yanlışmış gibi düzeltmeye çalışmanın ne amacı ve mantığı vardır?
Aynı karışıklık diğer Kafkas halklarının adlandırılmasında da sürmektedir. Bu konunun tartışmaya açılarak ortak bir terminoloji konusunda birlik sağlanması gerekli görünmektedir.
+''+Murat Papşu