Kosova Adığeleri Anayurda Döndü

134 yıldır Kosova'da yaşamak zorunda bırakılan Adığeler anayurtlarına döndü. Bilindiği gibi 1864 büyük sürgünü ile Adığe halkı zor kullanılarak anayurtlarından koparılmış, Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliği içinde bulunan topraklara yerleştirilmişti. Balkanlarda yükselen milliyetçi hareketlere ve kendi kaderlerini tayin etme isteklerine karşı yeterince etkili olamayan Osmanlı İmparatorluğu sürgün edilen Adığeler'e silah taşıma izni vererek buranın asayişini sağlamada yardımcı olmalarını istemişti. Ayrıca sürgün Adığeleri, askerlikten belirli bir süre muaf tutulmasına karşın "Gönüllü Çerkes Birlikleri" adı altında askeri birlikler oluşturulup bölgede cereyan eden cephelere sevk ediliyordu. Bu tutum Avrupa devletlerinin şikayetine neden olmuş, Osmanlı devleti ile yapılan anlaşmalarla Adığelerin Balkanlardan yeniden göç ettirilmesi zorunlu hale gelmişti. Kosova'dan anayurda getirilen, sürün yaşamları son bulan Adığeler bir köyden ibaret olup bu güne dek dillerini korumuşlardır.

+''+
DIV>

Kosova'da yaşayan Adığelerin anayurda getirilmesi düşüncesi bölgede baş gösteren Sırp-Boşnak savaşları ile gündeme gelmişti. O zamanlarda Kosova, savaşlardan fazlaca etkilenmemişti. Bu nedenle de bölgede yaşayan Adığeler anayurda dönme konusunda çeşitli bahaneler ileri sürüyorlar; sahip oldukları taşınmazları yok pahasına satamayacaklarını, yerlerinden hoşnut olduklarını, burada yaşayan halklarla kız alıp vererek akrabalıklar kurduklarını söylüyorlardı. Ancak hepimizin bildiği gibi yaklaşık bir yıldır Kosova'da silahlar susmak bilmiyor, insanlık adına utanç verici bir trajedi yaşanıyor. Adığeler'in yaşamakta olduğu bölge de ateş çemberinin içindeydi. Adeta yaşamak ya da ölmek konusunda tercih yapmak zorunda kalan Adığeler, ilk imdat sinyallerini anayurt yöneticilerine gönderdiler. Adığey Cumhurbaşkanı Sayın Carım Aslan, imdat sesini duymazlıktan gelemezdi. Genç, becerikli, konuya duyarlı ve güven duyduğu yöneticilerinden Çemışue Gazi'yi Kosova gönderdi. Gazi, gerekli etütlerini yaptıktan sonra raporunu Carım Aslan'a verdi. Artık yardım bekleyen Adığeler'in kaderi Cumhurbaşkanı Sayın Carım'ın elindeydi. Carım, Rusya Federasyonu'ndan yardım istedi. Rusya Federasyonu Başkanı Sayın Boris Yeltsin'e konunun önemini ve ivediliğini anlattı. Yeltsin, Federasyon olarak gerekli kararnameleri çıkardı. Adığey'de getirilecek olan Adığeler'in yerleşim, yeme-içme ve eğitim gibi gerekli organizasyonu kurdu, önlemlerini aldı. Yaşlı, kadın ve çocukları uçak ile, diğerleri de eşyalarıyla birlikte kamyonlarla anayurda dönüş yaptılar.

134 yıl önce acımasız ve zalimane savaşın, Kafkas-Rus savaşlarının kendi coğrafyasından savurarak bilinmeyen yerlere aç, susuz ve hastalıklara pençeleşerek sürüklemiş olduğu Adığeler'e, Rusya Federasyonu başkanı ve yetkilileri kucak açıyor, anayurtlarına geri dönmeleri için kolaylık gösteriyordu. Medya, dönüşe büyük ilgi gösteriyordu. Adığey'e komşu olan Cumhuriyetlerin yöneticileri dönüşü içtenlikle karşılıyor, Carım Aslan'a kutlama mesajları gönderiyorlardı.

Carım Aslan, Adığey Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı olarak ulus için çok önemli işler başardı. Adığey'e bu ismin verilmesinden tutunda, Adığe bayrağının ve marşının kabul edilmesine; Adığe dilinin resmi dil olmasına; "Dönüş Fonu" nun kurulmasına ve çalıştırılmasına; anayurtlarına dönüş yapanlar için vatandaşlık işlemlerinin kolaylaştırılmasına; dönüş yapanların beş yıl içinde adapte olamamaları, gelmiş oldukları ülkeye geri dönme istemleri vuku bulacak olursa edinmiş oldukları taşınır ve taşınmaz malların devletin güvencesi altında olduğuna; yatırım yapanların beş yıl vergiden muaf olduklarına dair yasalar, kararnameler çıkardı. Ve 134 yıldır anayurtlarından uzakta, vatan hasreti içinde yaşayan Adığelerin ilk toplu dönüşlerini gerçekleştirdi. Daha da önemlisi, Adığey Cumhurbaşkanı'nın ve Parlamentosunun uyum içinde çalışmaları Adığey'i, kamu düzenini sağlamış, cumhuriyette yaşayan halkların barış, sevgi ve saygı içinde yaşayan, birbirlerinin dillerine ve kültürlerine saygı duyan, huzurlu bir ülke haline getirdi.

Yüzyıllardan sonra yeniden sahip olma mutluluğuna kavuştuğumuz Adığey'e karşı diasporada yaşayan Adığeler'in sorumlulukları yok mu? Dünyanın çeşitli bölgelerinde çalışan iş adamlarımız niçin Adığey'e yatırım yapmayı düşünmezler? Oysa Sayın Carım yatırım yapmak isteyen iş adamları için gerekli olan alt yapıyı hazırlamış, kolaylık gösteriyor. Tarımla geçinenler ve her türden zanaat sahiplerinin kolayca iş bulabilecekleri, rahat bir yaşam sürdürebilecekleri bir ülke Adığey. Yeni kurulmuş olmasına karşın Adığey Devlet Üniversitesi hızla gelişmekte. Rusya Federasyonu içinde pek çok okul finansman yetersizliği nedeniyle kapatılmak zorunda kalınırken Adığey'de eğitime büyük yatırımlar yapılmakta, yeni okullar açılmakta. Bilim adamlarımız için yeterli çalışma koşulları yaratılmakta. Ne iş yaparsak yapalım; zengin fakir, işçi memur demeden anavatanımız için görev ve sorumluluklarımızın olduğunu hatırlamanın zamanı çoktan geldi. Yoksa, Kosova Adığeleri için yapılan bir türden yardım mı bekliyoruz?

Atalarımız, vatan topraklarını terk etmek zorunda bırakıldığı günden itibaren dönüşün mutlaka bir gün gerçekleşeceğine inanmışlar, vatanlarını bir gün olsun unutmamışlardır. İstanbul'da kurulan Çerkes Teavün Cemiyeti ve Beşiktaş Çerkes Kız Okulu'nun asıl amacı dönüş düşüncesini realize etmekti. Guaze Dergisi yayınlarıyla dönüş düşüncesini sıcak tutuyor, zamanın aydınları Sultan Abdülhamit'den anavatana dönüş için yardım talep ediyorlardı.

Şovçendzuk Ali, Tzağo Nuri gibi zamanın aydınları da anavatana dönerek oranın kültürel hareketlerine katılıyorlardı. Cumhuriyetin kurulmasından sonra, özellikle de tek parti dönemlerinde çeşitli baskılar neticesinde dönüş ve kültürün korunması konusunda gözle görülen etkin faaliyetler olmasa bile halk ve aydınlar bir gün olsun anavatanlarını unutmamışlardı. Değişik isimlerle dernekler kuruyorlar, bir araya gelerek kültürel faaliyetlerde bulunuyorlardı. 60'lı yılların getirdiği özgürlük ortamı Çerkesler arasında hemen yankı buluyor, Türkiye'nin çeşitli il ve ilçelerinde dernek faaliyetleri başlıyordu. İşte bu yıllarda, kül altında hala sıcaklığını koruyan dönüş düşüncesi eşildiğinde yeniden alevleniyor, toplumun her kesiminde yankı buluyordu. Prostereyka'dan sonra dünyanın her tarafından anavatana yerleşenler oldu. Ancak, dönüş yapanların sayısı, anavatanın yeniden yapılanmasına, üretimine katkıda bulunmasına, Adığe aydınlanmasının yeniden başlatılmasına yetecek kadar değil.

Adığey topraklarında, Maykop ve Kuban uygarlıkları gibi dünya kültür tarihinde önemli olan uygarlıklar yeşerdi. Bölgede yaşayan halklarla barış ve kardeşlik içinde, üretilen refahı hakça paylaşarak yeni uygarlıkların yaratılacağına inanıyorum. Başta Sayın Carım Aslan olmak üzere, Adığe uygarlığının yaratılmasına katkıda bulunanları bugünden saygıyla selamlıyorum.

[Fotoğraf: Carım Aslan Kosovalı Adığelerle]

+'



'+Mevlüt Atalay

Share