Gülay Göktürk’e Cevaben

Gülay Göktürk,

Sabah Gazetesi Köşe Yazarı,

Sayın Göktürk, 4 Ocak 2000 tarihli Sabah Gazetesi'ndeki "Çeçenistan Mitingleri" başlıklı yazınızı okudum ve hem hayal kırıklığına uğradım ve hem de üzüldüm.


Türkiye'nin saygın ve önde gelen gazetelerinden biri olan Sabah gazetesinde kendisini kamuoyuna açmış bir yazarın yazılarında; günlük söylentilerin ötesine uzanması, ciddi araştırma sonucu elde edilen bilgi ve bulgulara dayanması, bilinen tarihi gerçeklerle ters düşmemesi, daha da önemlisi; insanlığın ortak değerlerini ters yüz etmemesi gerektiğine inanmaktayım. Zannederim bunda da haklıyım. Öyleyse, bazı soruları sormak ve tutarlı yanıtlar beklemek de bir okuyucu olarak benim hakkımdır diye düşünüyorum:

Rusya'ya karşı yaşam ve özgürlük savaşı vermiş ve vermekte olan Çeçen halkını, hangi bilgi ve bulguya dayanarak "dünyanın dört bir yanından toplanıp gelmiş şeriatçı teröristler" olarak ilan ediyorsunuz? Bu değerlendirmenize göre; Rus ateşi altında can verdiğini ifade ettiğiniz sivillerin ölümlerinin sorumlusu olarak, terörist ilan ettiğiniz Çeçen savaşçılarını mı görmemiz gerekmektedir?

Yaşama haklarını ellerinden almak isteyen Ruslar'a karşı direnen Çeçenlerin mücadelesini, "dinci fanatiklerin iktidar savaşı" olarak gösterdikten sonra, konuyu; Afganistan'daki Taliban yönetimi ve Suudi Arabistan ile İran'ın kendi rejimlerini ihraç etme savaşı ile özdeşleştirmenizin dayanaklarını lütfen ortaya koyar mısınız?

Siz, yüz yılların oluşturmuş olduğu Çeçen halkının kültürünü, yaşam biçim ve felsefesini biliyor ve tanıyor musunuz? Hangi gerekçeye dayanarak Çeçen kadınlarının Afganistan'daki hemcinsleri gibi zulüm içinde yaşayacağına inanıyor musunuz?

Rusya'nın yaptığı saldırı ve soykırım karşısında kendi toprakları üzerinde özgürce yaşamaktan öte bir isteği bulunmayan Çeçen halkının bu direnişini, "Dünyanın en bağnaz teröristlerinin kendi aralarında giriştikleri nüfuz bölgesi savaşları" olarak değerlendirmenizin tutarlı nedenlerini lütfen açıklar mısınız?

Geçmişten günümüze değin dünyaya saygınlığını defaatle kanıtlamış olan Çeçen halkını mafya ve uyuşturucu ticaretiyle özdeşleştirip, "GÜRUH" nitelemesiyle bu halka hakaret etme hak ve yetkisini nereden alıyorsunuz? Bu yaşam ve özgürlük savaşını nasıl oluyor da "mafyöz teröristlerin iktidar hesapları" olarak gösterebiliyorsunuz?

Sayın Göktürk; 1994-96 yenilgisinden sonra Çeçenistan'la uluslar arası hukuk kurallarına göre yaptığı ikili antlaşmaları tek taraflı yok sayarak, tarih boyunca taşıdığı yayılmacı emellerini bir kez daha uygulamaya koyan Rusya'nın bu hukuk tanımaz, insanlığın ortak değerleri ile bağdaşmayan soykırım girişimini kınamak yerine, kendi toprakları üzerinde özgürce yaşama hakkını korumaya çalışmaktan öte bir isteği olmayan Çeçenlere karşı; hakaret boyutuna ulaşan, tarihi gerçeklerle uyuşmayan bu yazınız kendisi Çeçen olmayan ben ve benim gibi olayları tarafsız ve objektif değerlendirmeye çalışan bir çok okuru ciddi bir şekilde üzmüştür.

Dileğim, yazınızdaki iddialarınızın haklılığına halen inanıyorsanız, köşenizde; sorularıma da yer vererek tutarlı ve doyurucu yanıt vermeniz, eğer haklılık iddianızdan vazgeçiyorsanız; üzdüğünüz insanların tekrar gönlünü kazanmak için gerekeni yapmanızdır. Aksi halde sizi, Çeçenlere karşı kin ve nefret duygusu taşıyan, Rusya'nın savunuculuğunu yapmak durumunda olan biri olarak görmekten kendimizi almamız mümkün olamayacaktır. Saygılarımla.

 





Cengiz Özcan

Share