Sürgünden sonra, diasporadaki Çerkesler kültürlerini kaybetme ve asimilasyon tehlikesiyle karşı karşıya kalmışlardır. Çerkeslerin ilk sürgün yeri Osmanlı Devleti olmuştu. Burada birçok dil konuşulmakta ve birçok ulus bulunmaktaydı. Artık bu uluslara, Çerkesler de eklenmişti. Fakat Çerkeslerin diğerlerinden farklı bir durumu vardı,çünkü Osmanlı Devleti diğer devletleri fethederek topraklarına katmıştı, ama Çerkesler zorunlu bir sürgün sonucu Osmanlı topraklarına gelmişlerdi. O yüzden Çerkesler gelenek ve göreneklerine çok bağlıydılar. 1908'deki Meşrutiyet'ten sonra da derneklerin ve partilerin kurulmaya başlanmasıyla birlikte, Çerkesler de bu faaliyetlere katılmışlardır. Bunlardan ilki de Çerkes Teavün Cemiyetidir.
+''+Çerkes Teavün Cemiyeti, 1908 yılının Ağustos ayında çalışmalarına başlamıştır. O zamanlar, Osmanlı Devleti çok uluslu yapısı itibariyle, tebaandan olan milletlere, kurdukları cemiyetlerde kendi ulus isimlerini kullanma hakkı tanımıştı, fakat bu durum günümüzde değişmiş ve "etnik kökene dayalı ayrımcılık yapmak" gerekçesiyle yasalar çerçevesinde engellenmiştir. Buna benzer şekilde soyadı kanunuyla birlikte Çerkes aile unvanları da yasaklanmıştır. Bu sebepten dolayı bugünkü derneklerimizde "Çerkes" kelimesi yerine sadece "Kafkas" ya da "Kuzey Kafkasya" kelimelerinin kullanımına izin verilmektedir.
1918 yılında, Latin harfleriyle alfabe yapılmıştır. Bu olay çok önemlidir, çünkü Türkiye Cumhuriyeti'nin Latin harfli Türk alfabesi ancak 10 yıl sonra 1928 yılında yapılmıştır. Ayrıca Çerkesce alfabe yapılması cumhuriyetin ilanından önceye denk gelmektedir.
Hazırlanmış olan Çerkesce alfabe üç tanedir ve bunlar Çerkes Teavün Cemiyeti ve Şimali Kafkas Cemiyeti'nin ortak çalışmalarıyla hazırlanmıştır. Bu alfabeler;
-Adiğe Saerf (Çerkesce Saff-Dilbilgisi): Time Hace Yedicko Seyin (Hüseyin Şam'ı Tümer), Latin harfleriyle 1919 yılında yazılmıştır.
-Çerkes Elifbası - Çerqes Eeelfib: Blenav Batuk (Harun) Latin esaslı Adıge alfabesidir, 1919 yılında yazılmıştır.
-Çerkes - Abhaz Elifbası - Çerqes Elifbe Apısşuele: Abıtpa M. (Beşiktaş İnan Terakki Mektebi Müdürü Büt Mustafa - Mustafa Butbay). 1919 Latin esaslı Abhaz dili alfabesi.
Bu alfabelerden başka çeşitli tarihlerde yazılmış olan Çerkesce alfabeler de bulunmaktadır. Bunlardan bazıları Çerkes Teavün Cemiyeti'nden önceki dönemde bazıları ise sonra yazılmıştır.
Bu alfabelerden ilki 1897 yılında Ahmet Cavit Paşa tarafından Arap harfleriyle bastırılmıştır. Bu alfabenin bir ilk olması önemini artırmaktadır, fakat bu çalışmayı gizlice yapmıştır. Bu alfabe 1908'deki Meşrutiyetten bir iki yıl sonra ortamın daha müsait olması sayesinde iki kez daha basılmıştır.
Çerkes Teavün Cemiyeti, alfabe ve kitap çalışmalarından başka 1911 yılında bir de gazete çıkarmaya başlamıştır. Bu gazete Ğuaze (Rehber) adıyla yayınlanmaktaydı ve haftalık olarak çıkmaktaydı. Gazete faaliyetlerini 1911-1914 yılları arasında sürdürmüştür.
Gazetedeki yazılar ilk önce sadece Türkçe yayınlanmaktaydı fakat daha sonra Türkçe'nin yanında Adıgece yazılar da çıkmaya başlamıştır. Adıge dilinde yazıların çıkması gazetenin önemine daha da bir önem katmaktaydı.
Ğuaze gazetesinde kültürel, sosyal, siyasal, ekonomik ve daha birçok konuda makalelere yer verilmiştir. Gazetedeki yazarlardan bazılarının isimleri şöyleydi;
Tahir Hayrettin Tleş
Hayriye Melek Ğunç
İsmail Aziz Tutereş
Şemsettin Tleşeruk
Dr. M.Ali Pçıhaluk
Süleyman Tevfik Ajuğuey
Ğuaze Gazetesi yararlı faaliyetlerde bulunmasına karşın ancak üç yıl yayın hayatına devam edebilmiştir. 1914 yılında Birinci Dünya Savaşı'nın çıkması gazetenin kapanmasına sebep olmuştur. Yazarların çoğu da savaşmak üzere cepheye gitmişlerdir.
Çerkes Teavün Cemiyeti faaliyetlerini sadece Osmanlı Devleti'ndeki Çerkeslerle ilgilenmekle sınırlandırmamıştır. Anavatandaki Çerkeslerle de ilgilenmiştir. Fakat bu ilişki başlarda sadece kültürel düzeyde kalmıştır. Şimali Kafkas Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla birlikte bu ilişkiler siyasi boyuta da taşınmış ve daha yoğun hale gelmiştir.
Çerkes Teavün Cemiyetiyle anavatan Kafkasya arasındaki kültürel boyuttaki ilk ilişki 1910 yılında Düzce'nin Çaycuma Köyü'nden İbrahim Hızelt'in Çerkesya'ya gönderilmesiyle başlamıştır. İbrahim Hızelt, Kuban Bölgesi'nin Beduğskol ilinin Penexes köyünde altı sınıflı özel bir okul açılmasına öncülük etmiştir. Bu okulda dersler Çerkesce okutulmaktaydı. Okulun 21 tane de kitabı bulunmaktaydı. Üçüncü sınıf itibariyle de, Çerkesce'nin yanında Rusça dersler de okutulmaktaydı.
Bu okulun dışında 1910 yılında yine Kuban'da Wulapş ve Tuxhtemquey köylerinde iki tane ilkokul açılmıştır. 1911'de de Ğubeguey ve Bijhaqueyaç köylerinde ilkokullar açılmıştır. Bu okullardan Bijhaqueyaç'takine İstanbul'dan gönderilen Harun Tleseruk müdürlük yapmıştır.
1919 yılında Nuri Tsağe, Çerkesya'ya gönderilmiştir. Nuri Tsağe, Nalçık'ta bir lise bir de öğretmen okulu açmıştır. Ayrıca Yusuf Suat Neğuç da gönderilenler arasında bulunmaktaydı. Bu iki idealist insan Ruslar tarafından öldürülmüşlerdir. Her ikisi de Çerkes kültürü ve bağımsızlığı için savaşmış ve bu yolda hayatlarını kaybetmiş örnek insanlardır.
Çerkes Teavün Cemiyeti'nin kuruluşunda sivil ve asker birçok insan görev almıştır. Bu insanlar, Çerkesler için çalışmış değerli insanlardır. Bunlardan bazılarının isimleri şöyledir:
Mareşal Merted Abdullah Paşa
Mareşal Berzeg Zeki Paşa
Leğ Ahmet Hamdi Paşa
Therxel Ahmet Cavit Paşa
Yazar Hağur Ahmet Mithat Efendi
Puh Nazmi Paşa
Şhapli Osman Paşa
Kurmay Binbaşı Met Cunatako İzzet
Prof.Aziz Meker
İstanbul'u işgal eden İngilizler kendi müttefikleri olan Ruslar için Çerkes Cemiyetleri'ni kapatmışlardır. Bu çerçevede Çerkes Teavün Cemiyeti'nin de faaliyetlerine son verilmiştir.
Kaynakça:
-Çerkeslerin Dünü Bügünü: Yaşar Bağ, Kafkas Derneği 2001 Ankara.
-Kafkasya Hatıraları: Mustafa Butbay, Türk Tarih Kurumu 1990.
-Kafkasya Diasporası Edebiyatçılar ve Yazarlar Sözlüğü: Sefer E. Berzeg, 1995 Samsun.
-Kafkasya ve Çerkesler Bibliyografyası: Sefer E. Berzeg,1996 Samsun.
+'
'+Fatih İşler