Milletvekili, Absadgil Başkanı Yura Argun ile Türkiye ziyareti esnasında sohbet etme şansı bulduk. Hemşehrilerimizden Bediz Tantekin Hanımefendinin evinde Abhazya'nın şu anki durumu ve bizden beklentileri konularının konuşulduğu sohbetin bir bölümünü sizlere de sunuyoruz.
+''+Murat: Abhazya'da ki son durum hakkında neler söylemek istersiniz?
Y. Argun: Savaşın bitmesiyle beraber Abhazya'ya ait gemiler Trabzon - Sohum arasında çalışmaya başlamışlardı. Önceleri Abhaz bandıralı olarak kendi bayraklarıyla gelebiliyorlardı. Kendi başına Abhazya'yı tümüyle ilhak etmek ve bunun içinde diasporadaki Kafkasyalılar ile Abhazya'nın bağlantısını kesmek isteyen Gürcüstan bundan rahatsız oldu. Gürcüstan tek başına bunu başaramayınca Rusya'nın yardımıyla Abhazya'yı egemenliği altına almaya çalıştı. Rusya'nın uyguladığı ambargoyu isteyen Gürcüstan'dı, bu yüzden de Rus askerlerini davet etti. Sonra Gürcüstan ile Rusya'nın politikaları farklılaştı ve Gürcüstan Rusya'nın söylediklerini dinlememeye başladı. Bunun üzerine, destek arayışındaki, Gürcüstan hazırladığı Abhazya programı ile daha önce katılmadığı Bağımsız Devletler Topluluğu'na katıldı. Programın amacı Abhazya'ya ambargo uygulayarak ekonomisini çökertmek ve tekrar ele geçirmekti ama istendiği gibi işe yaramadı. Gürcüstan, şimdi, bunu tekrar ama bu sefer Türkiye'nin yardımıyla yapmayı deniyor. Bunu anlayabilmek mümkün değil. Gürcüstan ne pahasına olursa olsun Abhazya'yı ele geçirme amacından vazgeçmiş değil. Türkiye ile ilişkilerini kullanarak gemi trafiğinin durdurulmasını sağladı. Rusya ile konuşarak da daha önce kullanabildiğimiz Sovyet Pasaportları'nın kullanmamızı engelledi. Rusya içinde halen bu pasaportları kullananlar olmasına rağmen bizim kullanmamıza izin vermiyorlar. Bir bakanımız yurt dışına çıkabilmek için Rus Pasaportu aldı. Pasaportunu kullanarak Trabzon'a geldi, ama Rus pasaportu taşıyor olmasına rağmen Türkiye'ye girmesine izin verilmedi. Bilmeniz için söylüyorum, Trabzon'da oldukça güçlü bir Gürcü lobisi var ve bu işlerden sorumlu Gürcü bayan, bakanımızın Türkiye'ye girmesini engelledi, bakanımız geri dönmek zorunda kaldı. Şu an için en büyük sıkıntımız sizlerle ve sizin aracılığınızla dünyanın geri kalanıyla ilişkiye girememektir. Hiç istemediğimiz halde Rus pasaportu almak zorunda kalıyoruz. Aynı şekilde Türk pasaportunun kullanılarak Abhazya'ya girilememesi de bizi çok rahatsız ediyor. Çeçenistan'daki durumu bahane edip Soçi'den Abhazya'ya girişi, özellikle Türklerin girişini engelliyorlar. Bunların yanı sıra az da olsa olumlu gelişmeler de olmuyor değil. Türk ve Abhaz firmaları kendi aralarında bir takım görüşmeler, anlaşmalar yapmaya başladılar.
Murat: Yasal izni Soçi'ye gidiyoruz diye alarak Sohum'a giden gemiler olduğu, bir kısım balıkçının avlanmak için Abhazya karasularını kullandığı hatta Abhazya'dan kömür getirildiği gibi duyumlar aldık, bunlar hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Y. Argun: Biz de benzeri duyumlar aldık. Kömür getiren o geminin yakalandığını, ve mallarla birlikte gemiye de el konulduğunu ve gemidekilerin tutuklandığını biliyoruz. Gürcüler bizim herhangi bir şekilde Türkiye ile ilişkiye girmemizi istemiyor ve bunu engellemek için ellerinden gelen her şeyi yapıyor.
Türk yöneticileri izin verdiği takdirde Türk firmalarının Abhazya'da çalışmasında bizim açımızdan hiçbir problem yok. Rus askerlerinin konumu da eskisine oranla oldukça farklı ve onlarda artık büyük bir problem çıkarmıyorlar.
Murat: Bir web sitesinde yayınlanan açıklamasında Putin "Abhazya'nın Gürcüstan içinde yer alıp almaması artık bizi çok da fazla ilgilendirmiyor" dedi, bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
Y. Argun: Putin başkan olduktan sonraki dönemde Rusya'nın Abhazya'ya bakışında önemli değişiklikler oldu. Putin Abhazya ve Osetya'ya eskisinden daha sıcak bakıyor artık.
Nefin: Putin'in resmen olmasa da el altından Abhazya'yı desteklediğini mi ima ediyorsunuz?
Y. Argun: Seçildikten sonra yaptıkları Putin'in dolayısıyla, Rusya'nın Abhazya'ya bakış açısının değiştiğinin ispatı değil mi?
Bediz Hanım: Peki o halde ambargoyu neden kaldırmıyor? Ya da neden Abhazya'yı resmen tanımıyor?
Murat: Ben de tam Abhazya'nın resmen tanınmadığı için çektiğiniz sıkıntılara gelecektim, ikisini beraber cevaplarsanız...
Y. Argun: Bunlar hakkında konuşmadan önce Abhazya'da bundan önceki değişim ve gelişmelere bakmamız gerekli. Gürcüstan'ın Avrupa Güvenlik Savunma İşbirliği şemsiyesi altına girmesi baştan hatalıydı fakat jeopolitik önemi sebebiyle diğer devletler bunun üzerinde durmadılar ve aldılar. Oysa Gürcüstan'da iç karışıklık vardı. Amaçları Rusya'ya karşı Gürcüstan'ı elde tutmaktı. Gürcüstan, tam egemen, kendi başına bir devlet gibi başvurdu ama buna hakkı yoktu. Gürcüstan'ı o haliyle tanıyan Avrupa şimdi bizi tanımıyor.
Murat: Ama gene de soğuk kuzey ve Fransa, Almanya gibi önderler bunu umursamadılar.
Y. Argun: Onların düşünceleri bizi çok da fazla ilgilendirmiyor. Birleşmiş Milletlerin tüzüğünde katılan ülkelerin iç karışıklıkları, savaşları olmaması gerekir diye bir madde var ama onlar bunu umursamadı. Şu an Gürcüstan'ın Abhazya üzerinde hiçbir etkinliği yok. Yada Gürcüstan seçimlerinde biz oy kullandık mı? Gürcüstan kendini bile yönetemeyen terörist bir devlettir. Şevardnadze'yi kanunsuz olarak getirip oturttular oraya. Seçimlerde terör estirdiler. Onu oraya oturtan teröristler sonra Abhazya'ya yöneldiler ama başarısız oldular. Şevardnadze teröristtir. İstendiği takdirde size bunu ispatlayan en az 100 belge gösterebilirim. Abhazya'da ki polislere, sınırdaki askerlerimize keskin nişancılar uzaktan ateş ederek onları öldürüyorlar. Birleşmiş Milletler görevlilerini zorla alıp götürüyor sonra da suçu bizim üzerimize atmaya çalışıyorlar. Uluslar arası paralı askerleri, teröristleri besliyorlar. Bugün Gürcüstan denilen yer istikrarsız, terörist bir devlettir.
Bizim esas üzüntümüz bu terörist devlete şu anda en büyük desteğin Türkiye'den veriliyor olması. Bu afaki söylenmiş bir şey değildir; halen, Türkler Gürcülere askeri eğitim veriyorlar. İki hücumbot ve helikopterler verdiler. Bunlar, bizim gördüğümüz kadarıyla, bize karşı kullanılmaları için verildi. Bizi asıl üzen bu.
Murat: Bu terörist faaliyetlerin bir kısmından biz de haberdarız ama bunu dünyanın geri kalanına, özellikle bölgeyle de yakından ilgilenen ülkelere, örneğin Amerika'ya anlatamadık. Sizce bu konuda neler yapılabilir?
Y. Argun: Amerika eski konumunda değil artık. 11 Eylül sonrası tutumunu değiştirdi gibi görünüyor.
Murat: Amerika'nın dikkatinin daha güneye ve doğuya kaydığı ortada ama Amerika ile Türkiye'nin ilişkileri ve Türkiye'nin Gürcüstan politikaları da ortada. Bu noktada neler yapılmalı, örneğin buradan ne bekliyorsunuz?
Y. Argun: Diasporadaki komitenin çalışmalarını olumlu olduğunu düşünüyoruz. Siz Türkiye için savaşmanız gerektiğinde savaşıyorsunuz, hatta en önde savaşıyorsunuz, savaştınız. Her türlü ekonomik ve idari faaliyetin içindesiniz.
Nefin: Yani bizim Türkiye'nin politikalarına elimiz mahkum mu demek istiyorsunuz?
Y. Argun: Hayır. Vergi veriyorsunuz ve sizin verdiğiniz vergilerle silah alınıyor. Sonra bu silahlar kardeşlerimize karşı kullanmaları için Gürcülere veriliyor. Bizi asıl üzen bu. Bunu gündeme getirmelisiniz. Ayrıca bu sadece bizim içinde geçerli değil. Gürcüstan'ın oradaki Türklere nasıl davrandığını biliyor musunuz? Stalin döneminden beri yurtlarına dönemeyen tek halk Mesket Türkleri. Gürcüstan onlara da zulüm ediyor. Demek istediğim bunları yapan terörist bir ülkeye Türkiye hala nasıl yardım edebiliyor, düşünülmesi gerek. Şevardnadze hala Stalin'in politikalarını uyguluyor.
Bütün insanların yaşam hakkı vardır. Gürcüstan Abhazya için böyle düşünmüyor. Abhazya'yı ele geçirdiği anda bütün Abhazları yok etmek, tüketmek istiyor. Ama bize hala Gürcüstan dayatılıyor, Gürcüstan ile birlikte olun diyorlar. İnsan öldürüleceğini bile bile nasıl böyle bir şey yapar. Şevardnadze'ye güvenmiyoruz. Bundan önce yapılan anlaşmalar BM gözetiminde yapıldı (4 Nisan). Ondan sonra iki kez Abhazya'ya saldırdılar. Bu garantiye bile güvenemezsek hangi garantiye güvenebiliriz ki? Şevardnadze önce imza atıyor sonra sanki hiç anlaşmamış gibi gene bildiğini okuyor.
Murat: Anlaşıldığı kadarıyla bu tanınmamışlık olayını kısa vadede aşamayacağız. Peki o zamana kadar ticari faaliyetlerimizi geliştirmeye çalışsak. Örneğin, bildiğim kadarıyla, Sovyetler döneminde çok popüler olan birçok turistik alan ve tesise sahipsiniz. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
Y. Argun: İlk olarak çözülmesi gereken problem ulaşım problemi. Ulaşım sağlanabilirse bunların hepsi yapılabilir. Rusya yapıyor örneğin. Hem firmaları hem de turistleri Abhazya'ya geliyor.
Murat: Ama Rusya'nın Abhazya'ya bakışı Türkiye'ninkinden farklı.
Y. Argun: Rusya kendi çıkarları doğrultusunda bunları yapabiliyor da Türkiye neden yapamıyor? Biz hiç kimseyi engellemiyoruz. Ayrıca bunda sadece bizim çıkarımız yok, Türkiye'nin de çıkarı var.
Bediz Hanım: Siz yapılacak girişimlere destek verebilir misiniz?
Y. Argun: Biz üzerimize düşen her şeyi yaparız. Fakat problem Türkiye'nin tutumu. Türkiye ve Rusya'nın bakış açıları farklı bile olsa Türkiye, kendine de faydası dokunacak olan, Abhazya ile ticari ilişkilere izin vermeli. Burada pek çok insanımız var, onlar Türkiye'ye durumu anlatmalı ve bunun yapılması için çalışmalılar. Biz elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız.
Murat: Son olarak Türkiye'deki gençlerden neler bekliyorsunuz?
Y. Argun: İstanbul'daki konuşmalarımda da bu tür sorular sorulmuştu. Gençlerimize, özellikle Abhazya'ya gelmek isteyen gençlerimize rahatlıkla şunu söyleyebilirim ki; Abhazya'da ekonomik olarak yaşam buraya oranla çok kolay, 200 $ alan birisi hayatını rahatlıkla idame ettirebilir. Abhazya'da geçinmek buraya oranla çok daha kolay. Ama gelecek olanlar yapacakları işi çok iyi düşünerek gelmeli ve burayla olan bağlantılarını, özellikle Türk firmalarıyla olan bağlantılarını koruyarak gelmeli. Ortak iş yapabilecek şekilde organize olmalısınız.
Bediz Hanım : Aslında biz bu zorunluluktan ve ulaşım probleminden çok rahatsızız. Ulaşım problemini çözmek için bazı çabalarımız var ve umarım yakında bunları aşabileceğiz.
Y. Argun: Ambargodan sonra Gürcüstan yüzünden ulaşım oldukça zorlaştı. Şu an için bu çağrıyı yapmak ne kadar doğru onu da bilmiyorum. Eskiden herkese rahatlıkla gelin diyebiliyorduk ama ulaşım durumu artık eskisi kadar rahat değil. Elektrik çok ucuz, geniş ve verimli arazilerimiz var, çıkartılması ve işlenmesi kolay birçok yer altı zenginliğimiz, madenimiz var ama önce gelmek, görmek lazım. İşleri organize edebilmek için Abhazya'yı ve şartlarını tanımak lazım. Fakat her sorun çözülebilir, söylenmesi gereken şu: "Gelin! Orada yapılacak, birlikte yapabileceğimiz çok iş var."
Murat: Peki ya burada kalanlar, oraya gel(e)meyenler için neler söyleyebilirsiniz, onlar neler yapabilir?
Y. Argun: Niçin turist olarak bile Abhazya'ya gelmenize izin verilmediğini sorgulayın mesela. Bunun için çalışmalar yapabilirsiniz, protesto kampanyaları başlatabilirsiniz. Bir şeye başladınız mı bıkmadan, usanmadan sürdürmelisiniz ama, ısrarcı olmalısınız. Sadece o zaman sonuç alabilirsiniz. Ruslar ellerinde gösterecek bir şey kalmadığı için Sohum'u, bizim doğal güzelliklerimizi gösteriyorlar, örneğin, getirdikleri turistlere. Bizim gezilebilecek, görülebilecek pek çok yerimiz var, doğal güzelliklerimiz, yer altı mağaralarımız inanılmaz. Yavaş yavaş bunlarda turizme açılmaya başlanıyor.
Tabii ben size yön vermek istemem, bu yapabilecekleriniz için bir örnek sadece, işinize karışmak istemem.
Murat: Kastım bizden haberimiz olmayan istekleriniz varsa bunları öğrenmekti, ayrıca sizden bağımsız hareket ederek sizin için problem yaratacak faaliyetlerde de bulunmak istemeyiz.
Y. Argun: Benim söylemek istediğim gelip gerçekleri yerinde görmeniz gerekliliğidir. Ulaşım problemi üzerinde durmamın sebebi de bu. Neler yapılabileceğini, neler yapılması gerektiğini gelip kendi gözlerinizle görmelisiniz, kendiniz tespit etmelisiniz. Orayı kendi gözlerinle gördüğünde daha bir yakınlık hissediyorsun, için daha fazla yanıyor. Belki ufak tefek sorunlar var. Gelin birlikte çalışalım, bunları beraber düzeltelim, uzaktan sorgulamayın. Gelin ve oranın gerçeklerini görün, Bunu yapan ve bu sayede oranın şartlarına gayet rahat adapte olan bir çok insanımız var. Eğer gelirseniz ufak tefek bu sorunları birlikte rahatlıkla aşabiliriz.
Nefin: Son olarak söylemek istedikleriniz...
Y. Argun: Bağımsızlık şansımız var, bunu iyi kullanmalıyız. Çeçenistan'ın da vardı ama iyi kullanamadılar. Diasporayla birlikte çalışarak bunu başarabiliriz. Ancak birlikte hareket edersek yol alabiliriz. Biz ne zaman ihtiyacınız olursa yardım etmeye hazırız. Sizin burada yaptıklarınızın bize çok büyük faydalar sağladığını bilmenizi isterim. Şimdiye kadar yüreğinizde hissediyordunuz toprağımızı, tarihimizi, bundan sonra da gelip görerek orada hissetmelisiniz bazı şeyleri. Herkes elinden geleni yaparsa sonuca ulaşabiliriz.
Nefin, Murat: Bizi kabul ettiğiniz ve verdiğiniz bilgiler için teşekkür ediyoruz.
Not: Bizi evinde misafir ettiği, Sayın Yura Argun ile iletişimimizi sağladığı ve verdiği bilgiler için Kafkas Abhazya Dayanışma Komitesi Ankara Temsilcisi Bediz Tantekin Hanımefendi'ye teşekkürü bir borç biliriz.
[Röportaj: C'upe Murat Canlı, Nefin Huvaj]
+'
'+Argun Yura