Abhazya’da Son Durum

Sıcak savaş biteli dört seneyi aşkın bir zaman geçti. Sözde barış görüşmeleri başladı ve devam ediyor. Ne var ki Abhazya'daki gerçek durum bu yargıyı doğrulamıyor. Abhazya ile Gürcistan arasında imzalanan çeşitli anlamalarda, Abhazya’nın taraf olarak, yani bir suje olarak masaya oturduğu bir gerçektir. Bu anlaşmalarda, Abhazya’nın ve Gürcistan’ın yanısıra BM gözlemcilerinin ve Rusya’nın da imzaları söz konusudur. Bilindiği gibi Abhazya Cumhuriyeti diğer devletler tarafından tanınmadığı için de facto olarak mevcuttur. Ama bu durum Abhazya’nın kendisini dış dünyada temsil etmesi ve savunması için yetmiyor.

+''+

Bu gün Abhazya Cumhuriyeti ve Abhazya halkına yoğun bir şekilde ambargo uygulanmaktadır. Basta ekonomik ambargo olmak üzere, seyahat özgürlüğü dahil bütün yaşamsal konularda, Abhazya’nın dış dünya ile bağlantısı kesilmiştir. Başlangıçta, bu ambargonun Çeçenya savaşı nedeni ile geçici olarak ve sınırlardan sızmaları önlemek için konulduğu Rusya Federasyonu yöneticileri tarafından kamuoyuna deklare edildiği halde, Çeçen savaşının bitmiş olmasına rağmen ambargo kaldırılmamıştır. Kaldırılmadığı gibi, yoğunlaştırılarak uygulanmaktadır. Nitekim BDT'ye mensup ülkelerin başkanlarının katılımıyla 28 Mart 1997 tarihinde Moskova'da yapılan toplantıda, ambargonun bütün yönleri ile devam etmesine karar verilmiştir. Ayrıca aynı toplantıda alınan bir başka kararla, Gürcistan ile Abhazya arasındaki güvenlik bölgesinin Ingur nehrinden Galidza nehrine kadar genişletilmesine ve barış gücü askerlerinin bu sahada görev yapmalarına karar verilmiştir. Bu kararın pratikteki anlamı, barış gücü askerilerinin Abhazya topraklarına doğru 15 km daha kaydırılmasıdır.

Bu karar, Abhazya Cumhuriyeti ve Parlamentosu tarafından rededilmiş, kabul edilemezliği ilgili şahıs ve kuruluşlara bildirilmiştir. Zira, anlaşmalara göre Abhazya taraf olarak kabul edildiği halde, söz konusu kararlar alınırken Abhazya Cumhuriyeti'ne hiçbir şekilde danışılmamış ve toplantılara dahil edilmemiştir. Nitekim, 7 Nisan 1997 tarihinde, Abhazya Cumhurbaşkanı Vladislav Ardzinba tarafından Barış Gücü Komutanı General Babenkov'a yazılan bir yazıda, barış gücü askerlerinin güvenlik sahasında yapacakları herhangi bir değişikliğin Abhazya yöneticilerine bildirilmesi zorunluluğu belirtilmiş, bu ilkeye uyulmadığı takdirde yapılacak değişikliğin kabul edilmeyeceği açıkça ifade edilmiştir. Daha sonra bu gelişmeler üzerine 8 Nisan 1997 tarihinde, Abhazya’nın Geçrips bölgesinde, halkın yoğun katılımıyla gerçeklestirilen mitingde bu düşünceler dile getirilmiş, Abhazya'ya karşı yeni bir savaşın önlenmesi ve ambargonun kaldırılması istenmiştir. Bu anlamda kaleme alınan bildiriler BDT ülkeleri devlet başkanlarına, Kuzey Kafkasya Cumhuriyetlerinin yöneticilerine, Rusya Federasyonu yöneticilerine ve parti liderlerine gönderilmiştir. Ancak, bütün bu samimi ve hakli istekler gözönüne alınmadığı gibi, 14-15 Nisan 1997 tarihinde, Rostov santralından Abhazya'ya gelen telefon bağlantılarının tamamı kesilmiştir. Böylece Abhazya halkı ve yöneticilerinin dış dünya ile haberleşme hakları dahi ellerinden alınmıştır. Görülüyor ki, Abhazya halkı ve yönetimi her yönden acımasız bir şekilde sıkıştırılarak açlığa ve yalnızlığa mahkum edilmek istenmektedir. Bununla da amaç açıkça görüleceği üzere, Abhazya halkını zor durumda bırakarak, kendi iradesi ve isteki dışında, yaşamsal haklarını ortadan kaldıran bir anlaşmayı imzalamaya zorlamaktır. Bunun insan haklarına, devletler hukuku ilkelerine, taraflar arasındaki sözleşmelere, hak ve adalet duygularına ne kadar uygun olacağı hususunun takdirini kamuoyuna bırakıyoruz.

 

 

+'



'+Kaffed

Share